You want to see something Çeviri Türkçe
571 parallel translation
Here, take a look at this if you want to see something.
Bir şeyler bilmek istiyorsan eğer, şuna baksan iyi olur.
You want to see something? Here. Here.
Size bir şey göstereceğim.
- You want to see something real funny?
- Çok komik bir şey görmek ister misin?
- You want to see something? - How you like that?
Beyaz kalça raporu yapacağız!
You want to see something great?
Harika bir şey görmek ister misin?
You want to see something permanent?
Kalıcı bir şey görmek ister misin?
You want to see something foolish?
Aptalca bir şey görmek ister misin?
You want to see something, you watch this.
Bir şey izlemek ister misin? Bunu izle.
You want to see something?
Bir şey mi görmek istedin?
You want to see something funny?
Komik bir şey görmek ister misiniz?
Hey, you want to see something really scary?
Hey, gerçekten korkutucu bir şey görmek ister misin?
You want to see something funny? You go visit John Bender in five years.
Beş yıl sonra John Bender'i ziyaret edin.
- You want to see something?
- Sana bir şey göstereyim mi?
- You want to see something strange?
- Garip birşey görmek ister misin?
- Do you want to see something?
- Bir şey görmek ister misiniz?
Do you want to see something?
Birşey görmek ister misin?
If you want to see Johnnie at his very best... just say something about chairs.
Johnnie'nin ne kadar mükemmel olduğunu görmek istiyorsan... Ona hemen sandalyelerden bahset.
I want to show you that I really do something here. Look, see?
Sana burada gerçekten bir şeyler yaptığımı göstermek istiyorum.
I just want to set you right about something you couldn't see... because it was smack up against your nose.
Sadece size burnunuzun dibinde olduğu için göremediğiniz.. .. bir şeyi göstereceğim.
You think those monkeys are something? You want to see men in cages.
Maymunlar etkilediyse, kafese kapatılmış insanları görmeliydiniz!
I thought maybe you'd want to go see a movie or rent a movie or something.
BeIki benimIe sinemaya gitmek veya fiIm kiraIamak istersin sanmıstım.
You want to see me about something?
Benimle konuşacağın bir mesele mi vardı?
Now, I want you to get yourself something to eat, and I'll go and see what I can do for you with Mr. Corvier.
Şimdi bir şeyler yemeni istiyorum. Ben de Bay Corvier'e gidip senin için ne yapabileceğine bakayım.
I know I've been living in a dream, just like a little girl... without seeing what I didn't want to see... but you want to know something, Marc?
Bir rüyada yaşadığımı biliyorum, küçük bir kızmış gibi. görmek istemediğim şeyleri görmeden. Fakat bir şey bilmek ister misin Marc?
Mr. Baron, what did you want to see us about? - Is something wrong?
Bay Baron, bizi hangi konuda görmeğe geldiniz, bir sorun mu var?
You're the kind of a guy, you see something you want very badly, you say to yourself,
Ama sen farklısın. Çok arzuladığın bir şey gördüğünde kendine...
I want you to see something.
Bir şey görmeni istiyorum.
Seems there's something in there you don't want me to see.
Orada benim görmemi istemediğin, bir şey var gibi.
Did you want to see Cathy about something?
Cathy'i belirli bir şey için mi göreceksiniz?
I can see you know something but unless you want to, you will never spit it out.
Bir şeyler bildiğini anlayabiliyorum ama istemediğin sürece asla konuşmazsın sen. O yüzden sana, yüzde 50 şans vereceğim.
Constable, I've got something I want you to see.
Görmenizi istediğim bir şey var.
There's something I want you to see.
Görmenizi istediğim bir şey var.
You must kill... I want to see old master I... I have something to say
Efendimizi görmek istiyorum söylemem gereken bir şey var
Mr. Braddock, you've seen something I didn't want you to see.
Bay Braddock, görmenizi arzu etmediğim bir şey gördünüz.
I want to show you something. See?
Bak ne göstereceğim sana?
Reading something you don't want me to see?
Görmemi istemediğin bir şey mi okuyorsun?
You want to see something?
Bir şey görmek ister misin?
I don't want to see you do something you'll regret.
Pişman olacağın bir şeyi yapmanı istemiyorum.
You see, I'm a little impatient, and... well, I don't want to spend 10 years as a junior reporter on some big-city paper... before I get a chance to cover something other than,
Görüyorsun, ben biraz sabırsızım ve... bir on yılımı acemi bir gazeteci olarak bir takım büyük şehir gazetelerinde harcamak istemiyorum. Daha iyi bir şeyler yakalama şansım varken, toplumsal olaylar ya da yemek bölümü gibi.
- I have something I want you to see.
Görmenizi istediğim bir şey var. - Nedir?
Come on. There's something I want you to see.
Görmeni istediğim bir şey var.
There's something I want you to see.
Sana göstermek istediğim birşeyler var.
I just want to get out of here and see something different for a few days, you know?
Sadece buradan gitmek ve bir kaç gün değişik bir şeyler görmek istiyorum.
But it's not great. You see, Marilyn, I want you to reach deep down inside yourself this time, and come up with something specifically unique.
Ama muhteşem değil.Bu sefer seni kendi içinin en derinine erişmeni istiyorum.
There's something I want you to see, sir.
Görmenizi istediğim bir şey var efendim.
Just a minute. There's something I want you to see.
Bir dakika, görmeni istediğim birşey var.
You see, they bought something that we hate without asking us, and that is bad, but now we have the right to go out and buy whatever we want without asking them, and that is good.
Bak, bize sormadan nefret ettiğimiz bir şey aldılar. Bu kötü tabii. Fakat şimdi gidip, onlara sormadan istediğimiz her şeyi alma şansımız oldu.
You want to see a movie or something?
Sinemaya gitmek ister misin?
- Listen, while you're in town if you want to go see a show or you want a free meal or something like that you just let me know, all right?
Las Vegas'a geldiğinde... bir şov izlemek ya da yemek yemek istersen haber ver. Her şey benden. - Ben böyleyimdir işte.
If you want to see Baron Munchausen again, do something about it!
Eğer Baron Munchauseni bir daha görmek istiyorsanız, bir şeyler yapın!
There's something I want you to see.
Görmeni istediğim bir şey var.