You want to talk about it Çeviri Türkçe
1,228 parallel translation
- You want to talk about it?
- Konuşmak ister misin?
You want to talk about it?
Bununla ilgili konuşmak ister misin?
If you want to talk about it, I will give you one minute.
Eğer konuşmak istersen, sana bir dakika verebilirim.
YOU WANT TO TALK ABOUT IT?
Konuşmak mı istiyorsun?
Do - do you want to talk about it?
Konuşmak ister misin?
If you want to talk about it... That.
Eğer bunu konuşmak istersen yani senin...
- Do you want to talk about it?
Konuşmak ister misin?
Do you want to talk about it?
Konuşmak ister misin?
There's some left if you want to talk about it.
Konuşmak istersin diye biraz ayırmıştım.
Look, do you want to talk about it?
Bak, bunun hakkında konuşmak ister misin?
Hey, do you want to talk about it?
Bu konuda konuşmak ister misin?
I know you're OK... but... if you want to talk about it, it's OK.
İyi olduğunu biliyorum ama eğer konuşmak istersen, hiç sorun değil.
You want to talk about it?
Konuşmak ister misin?
You want to talk about it?
Bu konuda konuşmak ister misin?
If you want to talk about it, that is.
Konuşmak istersen buyur.
You want to talk about it?
Bunun hakkında konuşmak ister misin?
You should put some gloves on, Mona. Well, when do you want to talk about it, Russ, when you're in jail?
Peki, ne zaman konuşmak istersin, Russ, hapse girdiğinde mi?
You want to talk about it?
Anlatmak ister misin?
- You want to talk about it now?
- Bu konuyu şimdi mi konuşmalım?
- We don't have to talk about it if you don't want to.
- İstemiyorsan, konuşmayabiliriz. - Hayır.
Well you don't have to talk about it, if you don't want to.
Bundan söz etmek zorunda değilsin. Eğer istemiyorsan.
Don't tell me you don't want to talk about it.
Konuşmak istemediğini söyleme.
What do you mean you don't want to talk about it?
Ne demek konuşmak istemiyorum?
But if there's something you want to know, talk to him about it.
Ama eğer bilmek istediğin bir şeyler varsa, bunu onunla konuşmalısın.
I know it may seems kind of insane to talk about the 2 us with everything that's going on but... I just want to tell you that...
Biliyorum olan şeyler hakkında ikimizin konuşması biraz delilik gibi ama... sadece şunu söylemek istiyorum sana...
- You don't want to talk about it?
- İstemiyor musun?
But I just want you to know if you ever need to talk about it, or if there's ever a situation other than math that you want to talk about... I want you to know that you can always talk to me.
Ama bilmeni isterim, bu konuda konuşmak istersen ya da matematik dışında konuşacağın bir mesele varsa benimle her zaman konuşabilirsin.
- Do you want to talk about it?
- Neyi?
You never talk about that. You want me to talk about it?
- Bundan hiç bahsetmiyorsun.
Danny, I want you to talk to the ex-boyfriend... about this misconduct charge. See if he can shed any light on it.
Danny, kötü giden davayla ilgili eski erkek arkadaşıyla konuşmanı istiyorum.
I don't want to talk about it with you.
Seninle bu konuda konuşmak istemiyorum.
You dont want to talk about it, thats fine. its okay ltsjust I was 19, unmarried and a porn star
Bu konuda konuşmak istemiyorsan seni anlarım, tamam. Sadece 19 dum. Evli değildim ve bir porno yıldızıydım.
It's an advice question, and if you don't want to talk about it, I completely understand.
Şimdi eve gitme vakti. Emin misiniz? Evet, pantolonunu giydikten sonra herhalde daha iyi olursun.
You guys might recognize my dad, but I don't really want to talk about it.
Babamı tanıyabilirsiniz, ama bu konuda konuşmayı kesinlikle istemiyorum.
You want to talk about it, you know where I am.
Konuşmak istersen nerede olduğumu biliyorsun.
I want to talk to you about it.
Seninle bunun hakkında konuşmak istiyordum.
I know you don't want to talk about it right now.
Şu anda konuşmak istemiyorsun, biliyorum.
What is it you want to talk about?
Ne hakkında konuşmak istiyorsun?
I don't want to talk about it with you.
Bu konuda konuşmak istemiyorum.
I told you I didn't want to talk about it in front of them.
Başkalarının önünde tartışmak istemediğimi söyledim.
Really, you offered it to me well, and all seemed great, and I don't want to talk about this anymore.
Geribildirim almalıyım. Gerçekten, çok güzel teklif ettin. Her şey harika görünüyordu.
Okay, now the coast is clear, um, what is it you want to talk about?
Tamam, şimdi etraf temiz. Konuşmak istediğin neydi?
Look, whatever it is, I hope you can talk to me about it, because we are liable to be working together for a long time, so I don't want to...
Bak, sorun herneyse, umarım bunu bana söyleyebilirsin, çünkü daha uzunca bir süre birlikte çalışacağız, ve ben...
I'm guessing you don't want to talk about it.
Herhalde bu konuda konuşmak istemiyorsun.
I don't want to talk about it. You're just feeling jealous
- Bu konuda konuşmak istemiyorum.
I told you, I don't want to talk about it. I told you, I don't want to talk about it.
- Konuşmak zorundayız.
Maybe it's too much to expect a friend to sense you're upset and want to talk about it.
Belki de bir arkadaşın, senin üzgün olduğunu anlayıp, konuşmak istemesini beklemek çok fazlaydı.
I didn't think you'd want to talk about it.
Bunu konuşmak isteyeceğini düşünmedim.
JACK : - Because I need to talk to you alone... about Tru. I only did it because I didn't want Tru to know I was here.
Tru'nun burada olduğumu bilmemesi için bunu yaptım.
I don't want to talk about it. You want a drink?
Bunu konuşmak istemiyorum.
- It depends on what you want to talk about.
- Ne hakkında konuşmak istediğinize bağlı.