You won't get it Çeviri Türkçe
860 parallel translation
Before we're too close and before emotions get deep... we should just end it quick. That way, you won't be hurt and it'll be easier to forget me.
Duygular derinleşmeden işi baştan kesip atmak daha iyi...
Even though I'm a little flustered by your surprise ambush... but I came prepared for it. So, I won't get mad at you.
Ani bir saldırı olduğu için gafil avlandım ama buna hazırlıklı olduğum için kızmadım.
Don't carry on. It won't get you anywhere.
Sakın devam etme bu seni hiç bir yere götürmez.
I only mention it because of course, you can't guarantee that it won't get out.
Bundan ortaya çıkmamasını garanti etmenizi bildirmek için söz ettim. Hayır, sanırım kesinlikle öyle.
- You won't get away with it.
- Bu işi başaramayacaksın.
Because if I give you your hat, and you go out wearing it in this storm, you won't catch cold, or get pneumonia and I won't be able to bring flowers to the hospital or wear beautiful black clothes to your funeral.
Çünkü verirsem ve sen de fırtınada şapkayla dışarı çıkarsan üşütüp zatürre olamazsın. O zaman ben de hastaneye çiçek getiremem veya cenazende şık bir siyah elbise giyemem.
Well, you won't get it.
Ama alamayacaksınız.
Sometimes I get afraid it won't be always like this working only for you while you do the show just for me.
Bazen korkuyorum, bitecek diye sen benim için gösteri yaparken sadece senin için çalışmak.
If you wait, I'll take it over, and you won't get a cent.
Beklerseniz el koyarim, tek sent alamazsiniz.
You won't get it marrying a trader and going up North.
Kuzeye taşınan bir tüccarla evlenerek nasıl olsa mutlu olamayacaksın.
You won't let it get torn.
Yırtılmasına izin verme.
You won't get away with it
Bunu senin yanına bırakacağımı sanma.
When you get back we can talk all you want, and it won't cost a...
Döndüğünde istediğin kadar konuşuruz, hem de beda...
- You won't get it.
- Alamazsın.
But they won't need it if they can get you back into Germany.
Fakat seni Almanya'ya geri götürseler, ona ihtiyaçları olmaz.
- You won't get away with it.
Bundan kurtulamayacaksın! Sen delisin!
You won't get away with it.
Bundan kurtulamayacaksın.
If it ain't too much trouble, you could dust it off once in a while, and keep the kitchen door open a little so it won't get cold or damp.
Çok zahmet olmazsa, arada tozunu alıp rutubetten etkilenmemesi için mutfak kapısını açık tutabilir misiniz?
You won't get anyplace till you stop thinking about it.
Bu düşünceleri kafandan atana dek, bir yerin olmayacak.
You'd better get used to it, cos we won't get much fun on your 32.50 a week!
Alışsan iyi olur. Haftada kazandığın 32.50 fazla işe yaramaz!
Won't get you into heaven... but it will comfort you on the way there.
Bu seni cennete götürmeyecek ama oraya giderken sana huzur verecek.
Get a little ranch of our own, maybe. Won't you even think about it, honey?
Kendimize küçük bir çiftlik alırız belki bunu en azından düşünsen tatlım?
But he's afraid if she finds out he's gonna pay all that dough, she won't let him. You get it?
Ama, mangırların hepsini ödeyeceğini anlarsa, Cora'nın buna izin vermeyeceğinden korkuyor.
If it's about filing charges against Ernie, you won't get anywhere, you hit him first.
Ernie'ye yaptıklarından sonra buna izin veremem,... önce sen vurmuşsun. - Ben sonra vurdum, Şerif.
You won't get away with it, Rocco.
Bundan kurtulamayacaksın, Rocco.
It won't get you anywhere playing dumb.
Bana aptal numarası yapma.
You will keep it? We won't get it?
Biz almayalım mı?
You won't find it easy to get another job.
Başka iş bulman kolay olmayacak.
You won't get away with it, Cody.
Bu işten sıyıramayacaksın Cody.
Well, you won't get away with it. I warn you, that's all.
Ama paçayı kurtaramazsın, seni uyarıyorum.
Now, don't act dumb, Taylor, it won't get you anywhere.
Aptal numarası yapma, Taylor, bir yere varamazsın.
You need to get a cover for it so it won't get wet
Üstüne bir örtü al, ıslanmasın.
I won't get out of here until you say that you're gonna do it!
Sen söz vermeden buradan bir yere gitmem!
I certainly won't hold back my hand when I can get something in it for sake of such a man as he was, I promise you Joe.
İçinden bir şey alabilecekken elimi asla geri çekmem onun iyiliği için, söz veriyorum Joe.
Next week you won't get it at any price.
Bir dahaki hafta hiç fiyat alamayacaksın.
But I reckon you've got your right to try and prove it which you won't get from that gang of cutbacks out there.
Kendini kanıtlamaya hakkın var ve dışarıdakilerle bunu yapamayacaksın.
Do it my way, you won't never get it.
Söylediğimi yapın, yoksa viskiyi alamazsınız.
If you won't get it, I will!
Sen getirmezsen, ben alırım.
It won't get you to first base.
Bu hiçbirşeyi düzeltmez.
It won't do you any good to get yourself all wound up...
Hastalanırsan senin için iyi olmaz.
You won't get away with it, Ben.
Bu yanına kalmayacak, Ben.
You won't be here long enough to get tired of it.
Burada yemeklerden bıkacak kadar kalmazsın.
Promise me you won't do anything crazy. We can talk about it when I get home.
Delice bir şey yapmayacağına söz ver.
You won't get it without me.
Onu da bensiz alamazsın.
All right, get down and speak your piece, although it won't do you any good.
Pekala aşağı in ve kendi adına konuş. Tabi bu durumu pek değiştirmeyecek.
You won't get out of it this time.
Bu kez yakanı kurtaramayacaksın.
But you're not gonna get away with it'cause I won't let you.
Ama bu yanına kar kalmayacak.
You'll see, he won't get away with it.
Bu işin onun yanına kalmayacağını göreceksin.
Well, I'm figurin'how to say it so as you won't get mad.
Seni kızdırmadan söylemenin bir yolunu arıyorum.
I'm afraid I won't be able to get it for you.
Korkarım telefonu bağlayamayacağım.
I'll get you later, and it won't be to gab.
Sana daha sonra geleceğim ve inan çene çalmayacağız.
you won't be alone 42
you won't believe it 101
you won't get away with it 31
you won't regret it 135
you won't understand 27
you won't see me again 20
you won't be disappointed 56
you won't say anything 21
you won't do it 38
you won't die 48
you won't believe it 101
you won't get away with it 31
you won't regret it 135
you won't understand 27
you won't see me again 20
you won't be disappointed 56
you won't say anything 21
you won't do it 38
you won't die 48