Your'e Çeviri Türkçe
7,469 parallel translation
Do you check your emails on that computer?
- Evet. O bilgisayarda e-postalarına bakıyor musun?
What the hell is this? Is this your e-mail address?
Bu da ne, mail adresin mi?
Check your e-mail. The burner Joan found at the bar was fresh.
Joan'ın bulduğu telefon yeniymiş.
Your efficiency program anticipate complete betrayal by S.H.I.E.L.D.?
Verimlilik programın S.H.I.E.L.D. tarafından ihanete uğramayı da tahmin etti mi?
Check your e-mail.
E-mail'ini kontrol et.
We've gotta get back to Westerley before your brother does something asinine.
Westerley'e kardeşin aptalca bir şey yapmadan dönelim.
What makes you think it's only your Greendale email they'll be leaking?
Senin sadece Greendale e-postalarını sızdıracaklarını nereden çıkarıyorsun?
Yeah, well, we all read about ourselves in your weirdly long, melodramatic emails to your sister, who you might notice never responds.
Kız kardeşine yolladığın tuhaf derece uzun ve melodramatik e-postalarında bizden bahsettiğini gördük. Ki kendisi hiç cevap vermiyor.
Wile E. Coyote, eat your heart out.
Çakal, çatla da patla.
Since you went on vacation with your boyfriend to China for three weeks.
Üç haftalığına erkek arkadaşınla Çin'e tatile gittiğinden beri.
So you're going to Everest with your schoolmates?
Okul arkadaşlarınla Everest'e mi gideceksin yani?
When Mr. Huntington told me you had joined the Central Pacific... I prayed for your safe return.
Bay Huntington Central Pacific'e katıldığınızı söylediğinde sağ salim dönmeniz için dua ettim.
We need to move the team here, triple your money, and then you are gonna love the NFL.
Takımı şehre getirmemiz gerek. Paranı üçe katladığı zaman NFL'e bayılacaksın.
Michelle... why don't you show Michelle your office?
PJ, Michelle'e ofisini göstermeye ne dersin?
Could you contact your brother Ray, tell him I'm here?
Ray'e haber verebilir misin? Geldiğimi söyle.
Like your commitment to Sebastian Junger?
Sebastian Junger'e olan sorumluluğun gibi mi?
Your blood is in Adalind, and because of what she did to Juliette, the blood of a Grimm can't save her now.
Kanın Adalind'in içinde. Onun Juliette'e yaptıkları yüzünden Grimm kanı onu kurtaramaz artık. O zaman ona yardım edecek başkasını bulurum.
But you gave The Duchess a chance, and she tried to steal your soul.
Ama Düşes'e bir şans verdin, oysa senin ruhunu çalmaya çalıştı.
Your tax dona... Deductions on donations to scientology will no longer be disallowed by the internal revenue service.
IRS artık Scientology'e yaptığınız bağışların vergiden düşülmesine izin veriyor.
I have no intention of harming Veil or your baby.
Ne Veil'e ne de bebeğinize zarar vermek niyetinde değilim.
And if we stop now, you're going to prison, your wife's going to lose her career, and Peterson is on his way to being the head of the D.E.A.
Eğer şimdi durursak, hapise gireceksin eşin kariyerini kaybedecek ve Peterson narkotiğin başına geçecek.
We're gonna hit Bob Paris at exactly 2130, and, Russell, your team's gonna take Decatur North, here to the Paris residence.
Bob Paris'e tam 21.30'da baskın yapacağız. Russell, senin ekibin kuzey tarafından Paris'in evine olan kısmı alacak.
So, let's say we transfer your boy to San Quentin.
Mesela, senin üstünü San Quentin'e nakledebiliriz.
Did somebody put a gun to your head and tell you to call Mr. Hankins an asshole?
Bay Hankins'e hıyar demen için biri kafana silah mı dayadı yani?
We were just about to impose and take a look at the Arch from your office.
Biz de zorla ofisine girip Kemer'e bakmak üzereydik.
We were just discussing your friend Keith and the possibility of finding him a surrogate partner.
Biz de tam arkadaşın Keith'e uygun bir vekil partner bulma olasılığını konuşuyorduk.
I- - I didn't see your father talking to Dennis.
Babanın Dennis'e konuştuğunu görmedim hiç.
You don't remember saying that your father had to show Dennis how to fix his penis?
Babanın Dennis'e penisini nasıl düzelteceğini gösterdiğini söylemişsin, hatırlamıyor musun?
Does your code really extend to helping the likes of Rumplestiltskin?
İlkelerin Rumplestiltskin'e yardım edecek kadar geniş mi?
You have your parents, Henry...
Sense ailene, Henry'e sahipsin...
Then we will return to Thebes, to your women, your families, as heroes!
O halde Teb'e, kadınlarınıza, ailenize kahramanlar olarak döneceğiz!
In your absence, it has spread throughout thebes.
Yokluğunda, hastalık Teb'e komple yayıldı.
The vizier has informed me That your parents have come to thebes.
- Vezir, ailenin Teb'e geldiğini söyledi.
Your parents have come to thebes.
- Ailen Teb'e geldi.
( Michelle ) You've seen the operative who's running Black Dagger in person, and rather than tell me or Sam or anyone, you pursue it on your own.
Kara Hançeri kimin çalıştırdığını gördün bana, Sam'e ya da bir başkasına söylemek yerine onu tek başına takip mi ettin?
Your Laverne will survive.
Laverne'e bir şey olmayacak.
Eventually, but if you prefer your organs on the inside of your body, I would suggest that you steer clear as the disease moves into its final stages.
E yani ama iç organların içinde kalsın istiyorsan hastalık son aşamalarına gelirken ondan uzak durmanı öneririm.
I don't care about your service with Der Führer.
Hitler'e olan hizmetlerin zerre umurumda değil.
Then all that ink on your arm - - it'll just be a bunch of nonsense no one can read, unless you move to China, but who are we kidding?
Yoksa bütün kolundaki mürekkep sadece kimsenin okuyamadığı anlamsız bir şey olur tabi Çin'e taşınmassan, ama kimi kandırıyorum?
Give me your contact info, I'll put you down on my weekly e-mail blast.
Bana iletişim bilgilerini ver, sana haftalık e-posta atayım.
Come give mommy a kiss, just like the one you gave your brother, David.
Haydi gel de, anneciğine bir öpücük ver ; tıpkı kardeşin David'e verdiğin gibi.
I'm outside a bar talking to you and... your son, and the next thing I know I'm back in Kuwait, watching my company drop to friendly fire.
Bir barın dışında sen ve oğlunla konuşuyorum ve sonra da Kuveyt'e geri dönmüş arkadaşımın dost ateşiyle vuruluşunu izliyorum.
I know it's your baby, but I did make a few calls and got my Rooney a screen test.
Senin bebeğin biliyorum ama birkaç telefon ettim ve Rooney'e bir ekran testi ayarladım.
Whatever your grudge is against bash...
Bash'e karşı garezin ne ise...
Your sister sent me and Elena back to 1994.
Kız kardeşin ben ve Elena'yı 1994'e göndermişti.
The Mind Stone should be in S.H.I.E.L.D.'s hands, not holed up in your tower.
Zihin Taşı S.H.I.E.L.D.'ın elinde olmalı, senin kulenin bir köşesinde değil.
You moved to Silverhöjd when you were 8 years old, then your parents separated.
8 yaşındayken Silverhöjd'e taşındın, sonra ebeveynlerin boşandı.
Did you talk to your dad about what happened to Josefine?
Josefine'e ne olduğunu babanla konuştun mu?
Don ; t sell your dad's stocks share to Boren.
Babanın hisselerini Boren'e satma.
Sent to Salem to see to the matter of a single, disturbed girl, you return here to Boston six weeks later leaving in your wake a full-blown witch panic, more than a dozen hangings, and apparently unbeknownst to you, the murder of your own father.
Bir meseleyi öğrenmek için salem'e... gönderildin, bir kızı rahatsız ettin... altı hafta sonra Boston'dan buraya geri döndün... ardından tam gaz bir cadı paniği bıraktın... more than a dozen hangings, ve bir düzineden fazla idam... ve belli ki haberin yok... kendi babanı öldürdün.
Your Honor, plaintiff's counsel is preparing to introduce e-mails e-mails in which Detective Crowell insists that he will, quote,
Sayın yargıç, davacının avukatı Polis memuru Crowell'in Sweeney'i önünde sonunda yakalayacağını " belirttiği bir e-postayı kanıt olarak öne sürmeyi planlıyor.