Yusef Çeviri Türkçe
235 parallel translation
He carried papers identifying him as Yusef Belabar, a student from Eritrea, a member of the extreme left-wing Soldiers of Revolution.
Üzerindeki belgelerden, aşırı solcu Devrim Askerleri örgütü üyesi Eritre'li bir öğrenci Yusef Belabar olarak tanımlandı.
- Yusef Berangi.
- Yusuf Berangi.
Yusef has made our flag.
Yusuf bayrağımızı yaptı.
Would you get over here, Yusef?
Gel buraya, Yusuf?
You know, Yusef, I once had a three-legged colt.
Bliiyor musun, Yusuf, bir zamanlar bende üç ayaklı bir tay vardı.
Daddy Yusef!
Yusuf Baba!
Yusef, please wash Maryam's hands
Yusuf? Efendim. Meryem'in ellerini yıkar mısın?
I'm Yusef
Ben Yusuf.
"Hey, people, Yusef can see, my Yusef's eyes can see!"
"Hey, millet Yusuf görebiliyor, Yusuf'umun gözleri görebiliyor!"
Now, get ready Mr. Yusef.
Tamam, hazır olun Yusuf Bey.
Yusef, I've got thousands of photos of you growing up
Yusuf, gençlik yıllarından kalan binlerce fotoğrafın var bende.
Hello, Mr. Yusef!
Merhaba, Yusuf Bey!
- Goodbye, Yusef.
- Güle güle Yusuf.
Come again, Yusef
Yine gelin, Yusuf.
- Be careful, Yusef.
- Yusuf, dikkatli ol.
Yusef, my dear, come...
Yusuf, canım, gel...
Forgive me, Mr. Yusef
Affedersiniz, Yusuf Bey.
Tell her that I'll read it to Yusef myself and get his comments quickly
Bunu Yusuf'a benim okuyacağımı ve en yorumlarını hemen ileteceğimi söyle.
- I'm so glad you came to see me, Yusef.
- Ziyarete gelmene çok sevindim, Yusuf.
I know you're very busy these days... but I wanted to know whether Mr. Yusef has read my thesis... and what he thinks of it?
Bu aralar çok meşgul olduğunu biliyorum ama Yusuf Bey'in tezimi okuyup okumadığını öğrenmek istedim... Okuduysa da, ne düşündüğünü?
... I wanted to know whether Mr. Yusef has read my thesis... and what he thinks of it?
Yusuf Bey'in tezimi okuyup okumadığını öğrenmek istedim... Okuduysa da, ne düşündüğünü?
Yusef, what are you doing with your life?
Yusuf, hayatını ne hale getirmeye çalışıyorsun?
Mr. Yusef, she isn't home
Yusuf Bey, anneniz evinde değil.
Greetings, Mr. Yusef!
Selamlar, Yusuf!
- Relax, Yusef
- Sakin ol, Yusuf.
Yusef!
Yusuf!
Oh, shoot, I forgot to say good-bye to Yusef.
Hadi be, Yusef'le vedalaşmayı unuttum.
Okay, I was 15, and it was in an alley behind my parents'house in Upper St. Claire with a boy named Johnny Yusef.
Pekâlâ, 15 yaşındaydım ve St. Claire'nin yukarısında evimizin arkasındaki ara sokakta Johnny Yusef adında bir oğlanlaydı.
Um, like... like my Uncle Yusef.
Um, Mesela... amcam Yusef.
Yusef who?
Yusef kim?
Yusef Abdul Hamid?
Yusef Abdul Hamid?
Sheik Abu Talid Yusef, the senior Sunni cleric in attendance.
Şeyh Ebu Talip Yusuf, üst düzey Sünni din adamı.
Vesper's boyfriend, Yusef Kabira, the one who was abducted in Morocco, the one she was trying to save.
Vesper'ın sevgilisi Yusuf Kabira Fas'ta kaçırılmıştı. Kız onu kurtarmaya çalışıyordu.
I'm Yusef.
Ben Yusef.
- What do you do for a living, Yusef?
- Ne iş yapıyorsun Yusef?
It's bad enough that yusef thought you were my partner.
Yusef'in partnerim olduğunu sanmasından bile daha kötü.
But it still lists Malik Yusef, Abbas Khalef, and Howard Ziad as Iraqi doctors who worked on the program.
Fakat hala listede Malik Yusef, Abbas Khalef, ve Howard Ziad, projede çalışan Iraklı doktorlar olarak gözüküyorlar.
Doctor Malik Yusef... Peter Bishop, Olivia Dunham.
Doktor Malik Yusef bunlar Peter Bishop, Olivia Dunham.
Doctor Yusef, how many other people knew about this?
Doktor Yusuf, bunu kaç kişi daha biliyor?
( Phone ringing ) As'salaamu alaikum, Yusef.
İLKBAHAR - Selamünaleyküm Yusuf.
Yusef?
- Yusuf?
Salaam, I'm Yusef.
- Selam. Ben Yusuf.
Salam Yusef.
Selam Yusuf.
I'm Yusef.
Ben Yusuf.
Aw shit. Yusef jaan.
Hassiktir.
Yusef, you gotta get that shit in a skateboard video man.
Yusuf, bu boku kaykay videosuna çekmelisin be ahbap.
I'm Yusef.
- Fasık'ın arkadaşıyım.
Hey Yusef, is that you?
Yusuf, sen misin?
I wanted you and Yusef to...
Gelebilmenizi çok...
And I heard that from Yusef Jackson.
- Bunu Yusef Jackson'dan duydum.
Yusef man!
Yusuf, oğlum!