Zigzagged Çeviri Türkçe
12 parallel translation
And it was going across the sky, and it flashed three times at me and zigzagged and whizzed off.
Gökyüzünde giderken, üç defa çaktı sonra zig zag çizerek kayboldu.
The car zigzagged back and forth, but we made it somehow.
Araba ileri geri zigzag çizdi ama bir şekilde kurtardık.
The truck zigzagged and finally got away!
Kamyonet zikzak çizdi ve sonunda uzaklaştı!
The enemy should be here if they haven't zigzagged.
Eğer zigzag yapmadılarsa düşman burada olmalı.
We zigzagged here and there swiftly over Europe to throw off our pursuers and finally returned to High Gable.
Bizi takip edenlerden kurtulmak için Avrupa'da oradan oraya gidip durduk. En sonunda da High Gable'a geri döndük.
So the next few minutes are a blur as I zigzagged my way back to the car, being pelted with driftwood and Bibles.
çünkü üstüme kıyıdaki odunlar ve İnciller yağarken zikzaklar çizerek arabaya girdim.
Italy's border with Austria-Hungary zigzagged for 375 miles into Europe's highest peaks.
İtalya ve Avucturya-Macaristan sınırı Avrupa'nın en yüksek tepelerinde 375 millik bir zig zag çiziyordu.
And that was why he zigzagged so crazy.
O yüzden öyle topallayarak yürümüştür.
I zigzagged, spelled my name in cursive,
Zigzag yaptım. Adımı heceledim.
and once we looked at it in more detail, held it up to the light, we could see a cross-hatch pattern that had lines zigzagged across the surface of this flat ground surface and also had lines across the top, through the middle
Isiga dogru tutup daha detayli inceledigimizde bu düz yüzey boyunca zikzak seklinde çizgilerden olusan kareli bir desen ve üst kisimdan ortaya ve asagiya dogru giden çizgiler gördük.
♪ on those zigzagged paths... ♪
Bu zikzak yollarda.
Zigzagged in a way.
Yolda zig zag çizmiş.