English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / 000

000 Çeviri Türkçe

50,259 parallel translation
Un sofá de 12000 dólares a tres metros... y estás sentada en un escalón de madera.
Üç metre ötende 12.000 dolarlık kanepe var, ama sen ahşap merdivende oturuyorsun.
También me he enterado de que los Hawthorne acaban de donar 200000... dólares a una clínica que atiende... a familias con escasos recursos.
Ayrıca ailenin, düşük gelirli ailelere hizmet veren bir acil bakım kliniğine 200.000 dolar bağışladığını duydum.
No, nuestro mito del más allá, ¡ eso murió hace 1.000 años!
Hayır, bizim ölüm sonrası efsanemiz, belki 1,000 yıl önce bitti!
Alison, en una noche salvaste a tu hermano... de un posible arresto... recaudaste 60000 dólares para la educación artística... y estás impresionante con ese vestido.
Alison, bir gecede kardeşini olası bir tutuklamadan kurtardın, sanat eğitimi için 60.000 dolar topladın ve o elbisenin içinde muhteşem görünüyordun.
El testamento de la Sra. French incluye una suma de 185 mil libras, un palacete en Holland Park, pieles, joyas, cuadros, antigüedades, un automóvil Hispano-Suiza, acciones y participaciones, además de entre otras cosas, en máquinas de coser, industria telefónica y minería.
Bayan French'in mirası 185.000 poundluk bir nakit bakiyesi Holland Park'ta bir konak kürkler, mücevherler, sanat eserleri, antikalar Hispano-Suiza marka bir otomobil menkul kıymetler içerirken diğer şeylerin arasında dikiş makineleri telefonlar ve madencilik var.
¿ Un cheque por la suma de 80 mil dólares te alegraría el día?
80.000 dolarlık bir çek seni mutlu eder mi?
Me quedaré con 20 mil por el trabajo de D y mi comisión.
Savcılık işi ve komisyonum için 20.000 doları tuttum.
Dicho eso, estamos dispuestos a ofrecerle una... bueno, una especie de regalo... La suma de 200 000 dólares.
Diyeceğimiz şu ki, size bir nevi hediye olarak... 200.000 dolarlık bir çek teklif etmek istiyoruz.
- 200 000 dólares. - Lo tomas o lo dejas.
- 200.000 dolar, kabul et ya da etme.
Estábamos dispuestos a ofrecerle 500 000 dólares, ¿ pero sabe qué?
Sana 500.000 dolar teklif etmemiz konusunda anlaşmıştık ama bak ne diyeceğim.
Sophie, ¿ de dónde vas a sacar 4 000 dólares?
Sophie, dört bin doları nereden bulacaksın?
- Mamá, necesito 4 000 dólares.
- Anne, dört bin dolara ihtiyacım var.
Recibimos más de 80000 dólares en donativos en las últimas seis horas.
Son altı saatte, 80.000 dolardan fazla bağış topladık.
500.000 dólares.
500 bin dolar var. Mitchell'in anıt mezarının bölmesinde.
En este país, más de 33.000 niños se pierden en cualquier momento.
Bu bölgede şimdiye kadar 33,000 den fazla çocuk kaybolmuş
25.000 dólares.
25,000 dolara.
Si fuera así, ¿ por qué pagaría a un vidente 25.000 dólares para recuperarla?
Olsaydı, ne diye bir medyuma onu geri getirmesi için 25,000 dolar verirdim ki?
338.000 hombres evacuados, 100.000 de ellos directos desde la playa, y vosotros sois uno de ellos.
338,000 adam tahliye edilmiş bunlardan 100,000 tanesi direk olarak sahilden ve siz de bunlardan birisiniz.
El viaje espacial llevaría 9.000 años, y por eso estamos buscando las grietas que conducen a él en su lugar.
Uzay yolculuğu 9,000 yıl sürer bu yüzden onun yerine, direk onlara giden çatlağı arıyoruz.
Senadores, tengo a mi frente más de 50.000 firmas de patriotas...
Senatörler, şu an önümde 50,000den fazla vatanseverin imzaladığı...
¿ Bombardearé a 100.000 sirios por una encuesta?
100,000 Suriyeliyi bir anket için mi bombalayacağım?
Alguien dañó mi Lexus, y tengo como 40.000 tweets,
Lexus'uma yumurta fırlatmışlar. 40000 tane falan elbise orospusu diye tweet atmışlar.
Yo también lo vi y estaba a tres mil metros.
Ben de gördüm ve 10,000 fit yükseklikteydim.
5000 piezas.
5.000 parça.
El actor Peter Gallagher ha reducido en 100 000 dólares el valor de su casa, que cuenta con árboles frutales Imagina eso
Aktör Peter Gallagher, satışa çıkardığı evinin fiyatından yüz bin dolar düşmüş üstelik yetişmiş meyve ağaçları da varmış, düşünsene.
Tío, tengo unos 20 000 suscriptores.
- Kanka, yirmi bin takipçim falan var.
Control de misión ha confirmado que el vehículo soporta 2.000 kilos por encima de la carga útil máxima.
Görev Kontrol gezici robotun azami yük kapasitesinden 2000 kilo fazla olduğunu doğruladı. Başarma ihtimâlimiz yok.
Está ubicado a casi 3.000 metros de altura en las cuestas de
Yaklaşık 2500 metrede Hawaii'deki Mauna Loa yamaçlarında yer alıyor.
¿ 100 dólares, 200, 1.000? ".
100 dolar, 200 dolar, 1000 dolar? - Yok artık.
Pensé que la transición sería mas fácil si el arquitecto estuviera en el lugar por al menos los primeros 1.000 años.
Mahallenin mimarının da orada kalmasının insanların geçişini kolaylaştıracağını düşünüyordum. En azından ilk 1000 yıl kadarında.
UN DOCUMENTAL ORIGINAL DE NETFLIX Teníamos una población en prisión de 300000 personas en 1972.
NETFLIX ORİJİNAL BELGESELİ 1972 senesinde hapishane nüfusu 200.000 kişiydi.
SE LES NIEGA EL VOTO A MÁS DE 300000 NEGROS EN ALA
300.000'DEN FAZLA ZENCİ ALA'DA OY KULLANAMAYACAK
Se usará para crear prisiones para sacar de las calles a 100000 criminales.
100.000 caniyi sokaklardan uzak tutacak hapishaneler yapmakta kullanılacak.
No solo aumenta el financiamiento a los estados para construir prisiones para encerrar a mucha gente involucrada con drogas, sino también para poner a 100000 policías en las calles.
Uyuşturucu suçlarına karışmış azami sayıda kişiyi hapsedecek hapishaneler inşa edilmesi için eyalet fonlarını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda 100.000 polis memurunu sokağa çıkarıyordu.
- Diez mil dólares. - Sí.
- 10.000 dolar.
Más de 40000 consecuencias colaterales de personas que pasan por nuestro sistema de justicia penal.
Ceza muhakemesi sistemimizden geçenler için 40.000'den fazla tazminat hakkı doğmuş.
Mira, encontré a un amable viejo que dirige a un montón de administradores de fondos buscando expandirse, y todos tienen como 1.000 años.
Dinle, çok tatlı bir yaşlı adamla tanıştım adam genişlemeyi düşünen birkaç yatırım uzmanıyla çalışıyor. Hepsi de 1000 yaşında falan.
Espero que lo sea porque acabo de enterarme que rechazaste un cliente cuya firma de inversión vale 2.000 millones de dólares.
Umarım yalandır çünkü yatırım şirketinin 2 milyar değerindeki bir müşteriyi reddettiğini duydum.
$ 2,000 de los cuales han se han ido, al parecer.
2,000 dolar şu an belli ki ortada yok.
Hostia, desde que publicamos el vídeo con el cuerpo muerto y el fantasma hemos conseguido 20.000 seguidores.
Ceset ve hayaletin olduğu videoyu gönderdiğimizden beri 20 bin takipçi gelmiş.
Estoy concentrado al 1.000 %, señor.
Yüzde bin odakliyim, efendim.
Pero por $ 3.000 a la semana, será un mejor amigo.
Ama haftada 3 bine daha iyi bir arkadaş olabilirsin.
Por $ 3.000 semanales seré una mezcla de Gayle King y Fonzworth Bentley.
Haftada üç bine, Gayle King ve Fonzworth Bentley'nin birleşimi olurum.
Y no será un estafador en un traje de $ 5.000 sino su hermano, su hermana, sus padres un amigo.
Ve sizi tutan da 5000 dolarlık takımı....... içinde bir köpekbalığı olmayacak. Abiniz, ablanız, aileniz, arkadaşınız olacak.
Eso son 28 anuncios a 450.000 por anuncio.
Bu 28 spot'da, spot başı $ 450.000 eder.
Esta instalación puede generar casi 20.000 megavatios.
Bu tesis 20.000 megavata yakın enerji üretebilir.
Creías que era matar 10.000 zombis, pero no.
Amacının 10 bin zombi öldürmek olduğunu düşünmüştüm ama değil.
Son unos 16.000 kilómetros.
Birkaç yüz bin mil.
Sí, ahora debe de tener encima de los 5.000.
Evet, artık 5,000'i geçmiş olmalı.
EN LOS ÚLTIMOS CINCO AÑOS, MÁS DE 150 000 ELEFANTES HAN SIDO ASESINADOS POR SU MARFIL.
SON BEŞ YIL BOYUNCA, 150.000'DEN FAZLA FİL DİŞLERİ İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ.
En la bolsa misteriosa solo hay 9.000 dólares.
Ama şunu bilmelisiniz, Family Guy'ın yaratım sürecinde çok çalışanlar yalnızca Griffinler değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]