1 Çeviri Türkçe
71,325 parallel translation
Y aparentemente, este alienígena tenía un compañero que medía 1,60.
Uzaylının yanında bir de 160'lık bir yardımcısı varmış.
¡ Mido 1.75!
Ben 175'im!
Necesitará un escudo a la cuenta de tres, dos, uno.
Kalkan darbesine 3, 2, 1...
Año y medio, desde la última vez.
Son vazifem 1,5 yıl evveldi.
Tal vez después de un año y medio, podría estar abierto a un "método nuevo".
Belki de 1,5 yılın ardından farklı bir yöntemi denemek istersin.
Ha habido preguntas acerca de la posibilidad de abuso de ancianos por parte de su cuidadora a la que el juez Mullen le dio más de $ 1 millón en una serie de cheques de un fondo de mercado monetario.
Yargıç Mullen'e yaşlı istismarı yapıldığına dair soruşturmalar var. Çünkü Yargıç Mullen tarafından kadın bakıcısına seri çekler halinde para piyasası fonundan 1 milyon doların üzerinde ödeme yapılmış.
Oye, aprendí hace mucho que cuando mides metro y medio y tus ojos llegan a la entrepierna de los tíos, ahí es donde pegas.
Hey, uzun zaman önce öğrendim 1.50 boyundaysan.. .. ve göz seviyen, her adamın kasığına denk geliyorsa.. .. yumruğu atacağın yer orasıdır.
Señora presidenta, por el artículo uno, sección cinco, cláusula dos de la Constitución, me gustaría pedirle al comité que despida al senador Wheatus de su silla en el comité, debido a sus obvios
Sayın Başkan Anayasanın 1. maddesinin 5. bölümünün 2. şartına göre komiteden, açıkça görülen sağlık sorunları sebebiyle Senatör Wheatus'u görevinden...
1... 2...
Bir, iki...
En cualquier momento de la próxima media hora.
- Önümüzdeki 1,5 saat içerisinde.
Bueno, no lo sé, medianoche, la una.
- Ne bileyim. 12, 1. 1 mi?
Uno de un metro setenta y cinco y el otro un metro ochenta... y la mitad de ancho.
Biri 1.75, diğeri 1.80 üzeri... ve yarısı genişlikte.
Y el reporte de la policía dice que cuando el señor Jackson dejó la tienda, le dio un collar de mil dólares a un vagabundo del sector.
Polis raporuna göre Bay. Jackson mağazadan ayrıldıktan sonra... bir blok aşağıdaki bir evsize 1.000 $ lık bir kolye vermiş.
No se mueva otro centímetro.
1 santim bile hareket edeyim deme.
20 dólares te pueden generar 1000.
20 $ yatırıp 1,000 $ kazanabilirsin.
Uno, dos, tres, cuatro, cinco.
1, 2, 3, 4, 5.
1.21 gigowatts.
1.21 gigawatts.
Tenías un mes de nacida hace un año.
Bir sene önce 1 aylıktın.
Así que con eso en mente, ¿ qué te parecería sugerir que a cambio de tu silencio podría mandarte a ti y a tu madre a Hawái una semana por el bajo precio de 1700 dólares por persona cortesía de Travelocity?
Yani bunu aklında tutarsan ona sessizliğin karşılığında seni ve anneni kişi başı 1.700 $'lık bir fiyatla Travelocity'le Hawaii'ye göndermesini teklif etsen?
Estoy sitiado por 1.000 o más mexicanos bajo el mando de Santa Anna.
Santa Anna'da 1000'den fazla Meksikalının kuşatması altındayız.
Perdimos a Majid Nassar.
Majid Nassar'ı kaybettik. "Designated Survivor." Sezon 1, Bölüm 5. Çeviri :
Artículo uno, sección ocho.
1. Madde, 8. Kısım.
De acuerdo, mira, con el debido respeto al Sr. Sullivan, tengo a 1.000 fallecidos en la explosión, ¿ de acuerdo?
Bay Sullivan'a saygım var ama bu patlamada 1000 kişi öldü tamam mı?
Clarkson recibió ocho balas en las espalda, una en el cuello. Murió al instante.
Clarkson boynundan 1 ve sırtından 8 mermi alıp oracıkta ölmüş.
Espere, alguien dejó su bolso aquí.
1 dakika, birisi burada çantasını unutmuş.
Espera...
1 dakka...
Tengo comida y agua para un mes y a más seguridad en camino.
Burada bana 1 ay yetecek su ve yiyecek var. Ve gelmekte olan daha da çok güvenlik.
Si cuentan cada giro a la izquierda como un "1" y cada giro a la derecha como un "0", se traduce en dos mensajes correlacionados.
Her sola dönüşü bir olarak ve her sağa dönüşü de sıfır olarak sayarsan... birbiriyle ilişkili iki mesaja dönüşüyor.
El vuelo sale en menos de una hora.
1 saat içinde uçuş yapacak.
Dominante.
Kontrol hastası. 1 dak...
Espera, ¡ creo que lo tengo!
1 saniye, sanırım gördüm!
Podría darle a una mosca en el culo de un asno desde más de kilómetro y medio.
Eşeğin kıçındaki sineği 1 mil öteden vurabilir.
¿ En menos de un minuto?
1 dakikadan kısa sürede?
Esto dice que el 75 por ciento de los votos han sido contados, pero solo 8.1 millones de votos han sido grabados.
Buna göre oyların % 75'inin sayımı yapılmış ama sadece 8.1 milyon oy kaydedilmiş.
Deje que ellos saben que hay un hombre- - Caucásico, aproximadamente cinco pies y once, vestir y chaqueta estilo del ejército, Actualmente huyendo en la pista 12,
Onlara burada Kafkasyalı, 1.80 boylarında, askeri ceketli ve şu anda... 12 numaralı hattan firar eden bir adam olduğunu söyle.
Y hay un número de investigadores que te dirán claramente que esta es una forma de comer muy insensible, se asesinan alrededor de 1 y 3 trillones de peces por año,
O yüzden birçok araştırmacı net bir şekilde bunun merhametsizce bir beslenme şekli olduğunu söyleyebilir.
- Un kilo de bacalao.
- 1 kilo alabalık.
De uno a diez, por favor.
1'den 10'a kadar güya.
Así que te daré una hora para que decidas si quieres arruinar su vida o la tuya.
Onun hayatını mı, kendikini mi mahvetmek istediğine karar vermen için 1 saatin var.
Veinte rehenes, un herido, un muerto... se ha encerrado en la sala de servidores.
20 rehine var, 1 yaralı 1 ölü. Bir sunucu odasının içindeler.
Tenemos menos de un minuto.
1 dakikadan az kaldı.
Hablé con él hace una hora, y parecía que estaba calmado.
Daha 1 saat önce konuşmuştuk, yumuşuyor gibi görünüyordu.
¿ Cuánto tarda esto en arder? ¿ Una hora?
Bunların yanması 1 saati bulur mu?
Ahora, basándome en esta batalla calculo que tienen una chance inferior al 1 % de montar una rebelión exitosa contra el Imperio así que de aquí en más, cada uno va por su lado.
Şimdi bu savaşa dayanarak yaptığım hesaplamalara göre İmparatorluk'a karşı yaptığınız bu isyanın yüzde birden daha az olumlu sonuçlanma olasılığı var o yüzden burada yollarımızı ayırmak zorundayız.
Espectro-1, ¿ estás ahí?
Hortlak-1, orada mısın?
Estaba en su sendero habitual como a kilómetro y medio del aparcamiento cuando descubrió al Sr. Schorr.
Bir gün, her zamanki gibi yürüyüşe çıktığında, park yerinden yaklaşık 1,5 kilometre ilerisinde Bay Schorr'un yerde yattığını gördü.
Porque nos ha dicho que no va a contratar Starz hasta que haga honor a su nombre y salgan estrellas.
Earl Washington, yaklaşık 1.87 boyunda öküz gibi güçlü, kabarık ve kıvırcık saçları vardır hani?
¿ Earl Washington, 1.88, fuerte como un toro, gran pelo afro?
Yavrum biz Earl'ü kısaltmışız be.
- Yo también soy mecánico.
% 1'lik kesimi taşıyorduk.
También, ¿ puedo hacer del "1"? Sí.
Bir de işememe izin verir misin?
♪ ♪
Chance, 1. Sezon 7. Bölüm "Gizli Güçlerini Açığa Çıkarmak"