Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / 1835
1835 Çeviri Türkçe
39 parallel translation
Vine con el cometa Halley en 1835,... cuando nací.
Halley kuyrukluyıldızı ile ben 1835 yılında dünyaya geldik.
Bozman construyó esa fundación en 1835.
Biliyor musun, Bozman bu vakfı 1835'te kurdu. Onun torunu...
Muy bien. - El revolver no se conocía hasta 1835. - Excelente.
- tabanca 1835'ten önce yoktu - harika ayrıca bir museviye benziyorsunuz
"1835-1892".
"1835 - 1892"
Ni siquiera permitió la inspección de la correspondencia con los congresistas relacionada con los préstamos y adelantos personales que les hicieron.
8 Ocak 1835'te Jackson ulusal borcun son ödemesini yaptı.
El 8 de Enero de 1835 Jackson canceló la última cuota de la deuda nacional ;
Yoksa hazine borca girmeden hazine bonosu basabiliyordu. Jackson borçları bitirebilen tek başkan oldu.
una deuda producida porque los bancos emitían a través de bonos del gobierno en lugar de que el gobierno simplemente emitiera notas del tesoro sin ninguna deuda.
30 Ocak 1835'te, yani bir kaç hafta sonra Richard Lawrence adında bir suikastçi Başkan Jackson'ı vurmaya kalktı.
Unas pocas semanas después, el 30 de Enero de 1835 un sicario llamado Richard Lawrence trató de asesinar al presidente Jackson pero por la gracia de Dios, las dos pistolas fallaron.
Lawrence deli olduğu gerekçesiyle suçlu bulunmadı. Salıverilişinden sonra dostlarına Avrupa'daki güçlü kişilerce görevlendirildiğini ve yakalanırsa korunacağı sözü verildiğini anlatarak övündü.
Estamos decorándola. - Para dejarla como estaba en 1835.
Yılda bir 1835`in koşullarına uygun olarak dekorasyonunu yapıyoruz.
Cuando la nave de su Majestad, el Beagle, llegó a Galapagos el 15 de setiembre de 1835 era una parada de último momento antes de un largo regreso a casa.
Majestelerinin gemisi Beagle 15 Eylül 1835'te Galapagos'a vardığında uzun bir eve dönüş yolculuğunun son durağındaydı.
El 20 de octubre de 1835 al amanecer, el Beagle zarpó hacia Tahití, y de ahí a su hogar.
20 Ekim 1835 günü akşamüstü Beagle önce Tahiti'ye, sonra da eve gitmek için yelken açtı, ama her şey bitmemişti.
Mira, está grabado aquí "1835".
Bak, üzerine "1835" kazınmış.
- 1835.
- 1835.
- Así es, 1835.
- Doğru, 1835.
En 1835, cuando el cometa Halley estaba arriba la misma noche en que esos hombres murieron en El Alamo.
1837'de Hail Cano boyundan büyük işlere kalkmış. Alamo'daki adamların ölmesiyle aynı gecede.
En 1835, Samuel Colt hizo un arma especial.
Sam Colt özel bir tabanca yaptı.
Construida en 1835, derribada en 1963.
1835'te inşa edilmiş. 1963'te de yıkılmış.
En 1835, Samuel Colt hizo un arma especial.
1835 yılında Samuel Colt özel bir silah yaptı.
En 1835, Samuel colt hizo un arma para un cazador.
1835'de Samuel Colt avcı için bir silah yaptı.
En 1835, Samuel Colt hizo un arma especial.
1835'te, Samuel Colt özel bir silah yaptı.
En 1835, Samuel Colt fabricó una pistola.
1835 yılında Samuel Colt bir silah yaptı.
{ \ be1 \ bord2.2 \ 3aH22 \ 4cH00000000 \ shad1.2 \ 4aH55 \ q3 } Fue prohibido bajo la Ley de Crueldad contra los Animales de 1835.
Gecenin karanlığı üzerime çökerken, anlıyorum ki dileğim gerçekleşmeyecek.
De hecho, la última vez en la historia americaca que la deuda nacional se pagó completamente fué en 1835 después que el presidente Andrew Jackson cerró el banco central, que precedió a la Reserva Federal.
Aslında, ABD tarihinde ulusal borçların tamamen ödendiği sene 1835'tir. Başkan Andrew Jackson'ın daha sonra Federal Rezerv olacak Merkez Bankası'nı kapadığı yıl.
Y entonces, en septiembre de 1835, después de llevar casi 4 años de viaje, tomaron tierra en las casi desconocidas islas de las Galápagos.
Sonra, Eylül 1835'te..... yola çıktıktan neredeyse 4 yıl sonra çok az bilinen Galapagos Adaları'nda karaya çıktılar.
En 1835, Samuel Colt hizo un arma.
1835 yılında Samuel Colt bir silah yaptı.
Solemnemente creemos que aunque los humanos han existido por un millón de años crees fuertemente que habían tenido la cantidad justa de tecnología entre 1835 y 1850 ni muy poca, ni demasiada.
İnsanların, bir milyon yıldır var olmalarına rağmen, senin 1835'le 1850 arası doğru miktarda teknolojiiye sahip olduklarını düşündüğüne içtenlikle inanıyoruz. Ne çok az, ne çok fazla.
El padre de mi padre comenzó la fundición en en 1835.
- Dedem bu dökümhaneyi... - 1835 yılında kurdu.
El flujo de lava creó una intransitable barrera física a través del territorio de las tortugas dividiéndolo en dos.
Yaklaşık 200 yıl önce, adalar genç bir doğa bilimci tarafından ziyaret edildi. 16 Eylül 1835'te,
El 16 de septiembre de 1835, el HMS Beagle llegó a las Islas Galápagos, y el joven Charles Darwin, de 26 años de edad, bajó a tierra para explorar.
Sadece kendi kabuğunun şeklindeydi. Vali yardımcısının sıradan sözleri üzerinde düşündü. Niçin bu kaplumbağa nüfusu ayrı adalarda hafifçe birbirlerinden farklıydı?
Eso no ha pasado en Washington desde 1835.
Bu 1835'ten beri Washington'da yaşanmamıştı.
Sé que tu tatarabuelo... fue Agustín... y como en 1835... compró un trozo de tierra que se convirtió en Dallas... y como fue robada en la guerra México-Americana.
Büyük büyük babanın... Agustin olduğunu biliyorum, ve onun 1835'de, Dallas'ta olan bir sahayı satın aldığını ve Meksika-Amerika savaşında ondan nasıl çalındığını biliyorum.
-... se interesó Audrey, ¿ no? - De 1835 a 1855.
1835'ten 1855'e kadar.
Y aquí tenemos 1835.
Ve burada 1835.
El queso es sorprendentemente comestible, también y el borgoña me pertenece, embotellado en 1835.
Şaşırtıcı bir şekilde peynir de yenebilir. Kırmızı şarap 35'te şişelenmiş ve bana ait.
Desde 1.835,20 Norte, 70,946.12 Oeste, contacto Osos 3-2-0.
1835.20 Kuzey, 70946.12 Batı. Temasın kerterizi 320.
De 1835, tal vez.
1835 doğumlu olabilirsin.
1835 4 AÑOS DESPUÉS... de lo que hayamos visto, y lo voy a ganar.
1835 4 sene sonra Charleston kutlamasında daha önce görmediğimiz kadar para olacak ve parayı ben kazanacağım.
En 1835, el cometa regresó y el autor más famoso de América nació.
Kuyruklu yıldız, 1835'te tekrar geldi ve aynı yıl, Amerika'nın en ünlü yazarı dünyaya geldi.
VALAQUIA, 1835
EFLAK, 1835