Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Adèle
Adèle Çeviri Türkçe
192 parallel translation
Tenemos unos ahorrillos. Adèle los esconde en el armario, no puedo tocarlos.
Evet, Adele onları dolabında muhafaza ediyor.
¿ Y si Adèle aparece... -... y llama a la policía?
Peki ya Adele beni yakalar da polise haber verirse?
¿ Y si volviese antes, Adèle?
Ya o geri dönmüş olsa Adele?
Perdone que la llame Adèle con familiaridad.
Size Adele dersem beni bağışlayın hanımefendi.
- ¿ Adèle? - Sí.
Peki ya Adele?
Adele es francesa.
Adèle Fransız.
Thornfield le pertenece al Sr. Edward Rochester, y la pequeña Adele es su pupila.
Thornfield'in sahibi Bay Edward Rochester, küçük Adèle de onun koruması altında.
Tu nombre es Adele, ¿ no es cierto?
Adın Adèle, değil mi?
¿ Sabes qué estaba pensando, Adele?
Ne düşünüyordum biliyor musun Adèle?
Es hora de las lecciones de Adele.
- Adèle'nin ders saati geldi.
¡ Nos olvidamos de la niña!
Adèle!
Pobre pequeña Adele, tratando de consolarse por mi poca amabilidad hacia ella.
Zavallı küçük Adèle. Şefkatsizliğim karşısında kendini bu şekilde teselli ediyor.
Le dijimos a Adele que ella murió.
- Adèle'ye öldüğünü söyledik.
Adele ha tenido tan poco amor.
Adèle çok az sevgiye sahip olmuş.
Adele, ¿ por qué no estás en la guardería?
Niçin odanda değilsin Adèle?
Oh, Srta. Eyre, el Sr. Rochester desea que lleve a Adele a la sala después de la cena.
Bay Rochester akşam yemeğinden sonra Adèle'yi misafir odasına getirmeni istiyor.
Oh, por favor, deje que Adele vaya sola.
Lütfen Adèle'yi tek başına gönder.
Enseñando a Adele como siempre.
- Her zamanki gibi Adèle'ye ders verdim.
En ese caso, Adele debe ir a una escuela.
- Bu durumda Adèle okula gitmeli.
Adele, como usted dice, debe ir a una escuela. Y usted debe irse al diablo, ¿ no es eso?
Söylediğin gibi Adèle okula gitmeli sen de cehennem olmalısın.
Se ha encariñado con la pequeña y tonta Adele, ¿ no es cierto? Y con la simple vieja Sra. Fairfax.
Küçük budala Adèle ile şu ihtiyar ve saf Fairfax'e... çok bağlandın, değil mi?
Jane, ¿ qué crees que estás haciendo?
- Ne yapıyorsun Jane? - Her zamanki gibi Adèle'ye ders veriyorum.
Enseñando a Adele como siempre. Como siempre como un nuevo cielo y una nueva tierra, tú continúas enseñando a Adele.
Yepyeni bir dünyaya adım attın ama sen her zamanki gibi Adèle'ye ders veriyorsun?
Corrí a la guardería, arropé a Adele y la llevé abajo.
Odasına koşup Adèle'yi bir battaniyeye sararak aşağıya indirdim.
Adele espera su cena.
- Adèle akşam yemeğini bekliyor.
Hola, Adèle.
- Merhaba Adele.
¿ Adèle y Virginie?
Adèle ve Virginie?
¿ Es Adèle o Virginie?
- Adèle ya da Virginie, ikisinden biri!
- A su casa.
- Hayır Adèle'nin yerine.
Aquí, en la ventana, con Adèle.
Adèle'yle birlikte penceredeler.
¡ Mira la novia!
Adèle! Geline bak
Para la señorita Adèle.
Matmazel Adele için.
¿ Y te acuerdas de Adéle Cauchy? ¿ Una pelirroja?
Adèle Cochi'yi hatırlıyor musun?
Volviendo a Adéle Cauchy, ella me hizo descubrir tu poema.
Adèle Cochi'ye geri dönersek, senin bir şiirini göstermişti bana.
¿ Con eso gozaba Adéle Cauchy?
Adèle Cochi'yi böyle mi elde etmiştin?
- ¿ Lo de Adéle Cauchy?
- Neyden, Adèle Cochi'den mi?
Hace mucho calor esta mañana, Adèle.
Bu sabah çok sıcaktı, Adèle.
Adèle, te preocupas demasiado por tu aspecto.
Adèle, görünüşün hakkında çok fazla düşünüyorsun.
Adèle puede ir con Sophie.
Adèle, Sophie'yle gidebilir.
¡ Adèle!
Adèle!
Vamos, Adèle.
Buraya gel, Adèle.
- ¡ Adèle, siéntate!
- Adèle, otur!
Enseñar a Adèle, por supuesto.
Adele'i eğitiyorum, her anlamda.
Adèle le gritará mil veces "bienvenue"
Adèle "Bienvenue" diye çığlık atıp bağıracak.
Oh, quieres decir, la Srta. Adele.
Bayan Adèle demek istiyorsunuz.
Mucho, Adele.
- Hem de çok, Adèle.
Hermoso, Adele.
- Güzel Adèle.
No es por Adele que usted se va.
Adèle için gitmiyorsunuz.
Adele.
Adèle.
Ésa es mi tía Adèle.
Bu Adele teyze.
¿ Adèle está en la cama?
Adele yatağında mı?