English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Afis

Afis Çeviri Türkçe

519 parallel translation
Sigues aplicando un estilo de eslóganes y carteles... y te mantienes separado de las masas. No estás sincronizado.
Hala sloganlarla ve afis dili ile konusuyorsun, ve hala halktan kopuksun, halkla butunlesmis değilsin gerçek mucadelenin disindasin.
¿ Están todos en el AFIS? Si.
- Hepsi de sistem de var mıydı?
Vamos, se puede estar en el AFIS por muchas razones.
- Evet. Yani, sisteme farklı sebeplerle kaydedilebilirsin.
Tengo una lista de sospechosos, todos en el AFIS.
Ih, yoğun. Tümü de sisteme kayıtlı bir şüpheli listem var.
"Te esperaré aquí". Así que de ahí sacaste la idea.
"Seni burada bekliyorum." Demek bu afis seni böyle bir fikire yöneltti.
Todo el mundo dirigiendo... el cartel también.
Ne karmaşa! Herkes yönetiyor. Afiş asanlar bile.
- Tenemos el diseño, nos falta la cara.
- Afiş yapıldı, ama üzerinde yüz yok.
El Sr. Fox se opone a este programa.
- Bay Fox afiş sırasına itiraz ediyor.
Voy a la ciudad a ofrecer dinero a los cazadores.
Şehre gidip ödül avcıları için bir afiş asacağım.
Y en su última llamada dijo que vendría a buscar su libro de prensa.
En son aradığımda buraya gelip afiş kitabını alacağını söyledi.
- ¿ Lo dejó aquí? - Sí.
- Afiş kitabını burada mı bıraktı?
Parece que se hubiera pasado la vida pegando recortes en su libro de prensa.
Sanki hayatının yarısını gördüklerini afiş kitabına yazarak geçirmişti.
Tipos como él preferirían perder su brazo derecho antes que sus recortes de prensa. Hágame un favor, ¿ quiere?
Bunun gibi insanlar afiş kitaplarını kaybetmek yerine kollarını kaybetmeyi seçerler.
- Estoy lleno de libros de prensa.
- Zaten yeterince afiş kitabı var.
- Prometió hacerme unos posters.
- Benim için afiş sözü vermişti.
¿ Un cartel?
Afiş mi?
Los han clavado en cada árbol entre aquí y Rio Bravo.
Burayla Rio Bravo arasındaki her ağaca, her kütüğe afiş çakılmış.
Nuevo cartel. ¿ Lo has visto?
Yeni afiş. Gördün mü?
Al menos la cartelera es correcta.
En azından afiş doğru.
Ey Joey. Quería hablarte de tu cartel.
Duyduğuma göre afiş konusunda endişelerin var.
- ¡ "Rojo pervert ¡ do"!
- "Afiş Taşıyan Komünist Sapık"!
Imprimen volantes con los retratos de ustedes
İnsanlar sizin için resim ve afiş hazırlıyorlar.
Oh, Crackers, esta copia es histerica.
Oh, Crackers, bu afiş çok komik.
Descripciôn :
Afiş açıklaması :
Para eso tenemos que anunciarnos.
Bunu istiyorsan afiş yaptıracaksın.
Las pruebas.
Afiş provaları.
Y ese póster me trae ciertas imágenes a la mente.
Ve o afiş zihnime... bazı görüntüler getiriyor.
tú vendiste una fotografía de unas ruinas para un póster.
Şey, bir afiş için bir harabenin fotoğrafını satmışsınız.
lo recuerdo.
Afiş için? Evet, hatırlıyorum.
Nada de emblemas políticos, nada de anuncios, nada de...
Siyasi afiş yok, reklam yok, hiçbir şey yok...
¡ Ella no va a aparecer aquí con ese cartel ahí arriba!
Tepede bu bez afiş varken, karım sahneye çıkmayacak.
Dijo que deberíamos tomar una de las citas - la mejor cita sobre tu grupo y colocarla afuera,
Bir afiş hazırlatalım diyor orkestrayı... orkestranı temsil edebilecek bir alıntı dışarıya da asarız.
Sí, me ha dado un cartel para colgar.
Evet. Asmam için bir afiş verdi.
Busquen enseguida una tela muy grande, cuélguenla atravesando la carretera.
Büyük bir afiş bulup yola asacaksınız.
Por un cartel que Sukarno ni siquiera llegó a ver.
Bir afiş yüzünden, ve Sukarno afişi görmedi bile.
¿ Puede imprimir un poster?
Bir afiş basabilir misiniz?
... bien, dos de ellos vinieron hoy para regalarte un cartel bueno, les pregunte si sabían leer una partitura, uno de ellos sabía...
İkisi dün uğradı ve bir afiş bıraktılar.
Lo que me gustó de Fred fue su mirada de miope. Y su colección de pósters, su terquedad con cualquier cosa.
Fred'de sevdiğim, onun miyop bakışı ve afiş koleksiyonu dik kafalı halı, ve içe dönük biri diyorsun, nedenini bilmiyorsun.
No era necesario, no significa que haya estado llevando una pancarta gigante diciendo : "Me estoy tirando a alguien más."
"Başka birisiyle düzüşüyorum" diye kocaman bir afiş taşımasına gerek yok.
¿ Es un atraco?
Ne bu afiş mi?
¡ No hay mementos, nada, sólo esto!
Hatıra yok, sadece afiş.
Pero tengo el cartel.
- Kahrolası hayır. Ama bir afiş var.
Intenta verificarlas en el AFIS.
Veri tabanını dene.
Planos del prototipo, fotos autenticadas de la realización. Y un cartel alternativo.
Kuklanın planı, kuklayı yaptığını ispatlayan fotoğraflar ve afiş için farklı söz.
Anda ya, sólo es un cartel.
Boş ver ya. Afiş işte.
- Poniendo carteles para unos colegas.
- Bazı dostlar için afiş asıyoruz. - Anladım.
- Bonito cartel.
- Harika bir afiş.
Carteles de publicidad como éste. Son carteles de hojalata esmaltada.
Bunun gibi reklam afişlerine... emaye afiş denir.
El cartel.
Afiş.
Necesita un poco de pintura y algún póster.
Bir badana, birkaç afiş yeterli.
Como decía, estaban por empapelar encima de su póster así que lo arranqué para usted.
Resminin üzerine yeni bir afiş yapıştıracaklardı. Ben de söküp sana getirdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]