English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Agora

Agora Çeviri Türkçe

33 parallel translation
E agora os ricos, chorem, uivem sobre as desventuras que advirão. Sua riqueza é podre, suas roupas serão corroídas pelos vermes. "
"Şimdi zenginsin, lâkin çok yakında gözyaşı ve feryat geldiğinde servetin yağmalanacak, giysilerin kurtlarca yenilecek."
- ¿ Mu pudo lir agora?
Aytık didebilir miyim? Ne?
" No agora que el pecado o la pena nos hubieran enturbiado
" Şol günah yakmadan, tasa yıkmadan önce
"Agora."
"Şol."
Lo encontré en el mercado.
Onu agora da buldum.
Tengo agora...
bende agorafo...
Sí, debe de ser, pero mucho antes cayó, y agora salir querría.
- Evet, belki de öyle. Ama çok daha önceki bir şeyin sızısı da olabilir.
Agora vean, nutrias tontas, que nósotros somos los ateos en el control!
Şimdi gördüğünüz gibi gerzek susamurları, kontrol biz ateistlerin elinde!
- Es agorafóbico.
- Agora fobisi var.
¿ Agora qué?
Agora ne?
¡ En mitad del ágora!
Agora'nın tam ortasında!
Los cristianos se han reunido en el ágora.
Hıristiyanlar Agora'da toplanmışlar.
Ella vive conmigo agora.
Artık benimle birlikte kalıyor.
A pior coisa que pode fazer agora, é começar a procurar neste lugar, por respostas.
Sorularına cevap aramaya kalkarsan büyük bir hata yapmış olursun.
La palabra griega "agora" significa lugar de reunión, y en la antigüedad, era el corazón de la vida ateniense.
Tamam. Yunanca "agora" toplanılan yer anlamına gelir ve antik çağda Atinalıların kalbi burada atardı.
Vale, ahora saca esa foto del espartano en el Agora.
Bir de fotoğraf galerisine tıkla. Şimdi de Agora'daki Spartalı'nın fotoğrafını göster.
Todo esto me recuerda a una ágora.
Bunlar bana Agora'yı hatırlatıyor.
SÍ, ESTOY EN AGORA WAY 400 EN VALENCIA.
Evet, Valencia'da, 400 no'lu Agora sokağındayım.
Los Aburridos agora tienen un lardo camino para enfrentar a Sed Rox los Rojos Rayos y los Jue Blays.
Borioles'ı ; Sed Rox, Revil Days ve Jue Blays ile örşılaşmadan kance uzun yir bolculuk bekliyor.
Pero hablé personalmente con Bob Toris y él insistió en que Agora se asegurara de que hubiera algo para ti.
Fakat Bob Toris ile bizzat konuştum. Kendisi Agora'nın size bir şeyler vermesi konusunda ısrar etti.
- Trabajé 11 años para Agora.
Agora için 11 yıl çalıştım.
Antes de que me despidieran de Agora el año pasado fui con ellos al mar Negro.
Geçen sene Agora beni kovmadan önce onlarla Karadeniz'e gitmiştim.
Trabajaba para una empresa llamada Gestión Marítima Agora.
Ben Agora Deniz İşletmesi diye bir yerde çalıştım.
Los rusos ni siquiera saben que el submarino está ahí los georgianos sí saben, pero no la ubicación exacta y Agora no entrará hasta que se resuelva el conflicto.
Ruslar denizaltının orada olduğunu bile bilmiyor. Gürcüler biliyor ama tam yerini değil. Agora da ihtilaf çözülene kadar oraya gidemez.
Agora, tu antigua empresa.
Agora. Eski şirketin.
Agora te engañó.
Agora seni oyuna getirdi.
La versión de la antigua Grecia del parque fue el ágora un punto de reunión donde las personas de todos los sectores...
Parkın, Antik Yunan'daki adı Agora'ydı, her türden insanın bir araya geldiği yer- -
Y ese maldito rico en Agora Hills.
Bir de Agoura Hills'deki zengin kahpe var.
Agora!
Hadi!
Aquí estaba el ágora.
Burada eskiden market vardı.
Hablará de forma sencilla y directa como lo hace en el ágora.
Basit ve direkt olarak konuşacak, aynı markette yaptığı gibi
Has terminado las compras en el mercado, o ágora... y miras hacia el cielo nocturno.
Yerel bir markette alışverişini bitirdin veya pazarda ve gece gökyüzüne doğru baktın.
Es el ágora de Atenas.
Atina'daki pazar yeri!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]