Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Alarm
Alarm Çeviri Türkçe
9,387 parallel translation
¿ Que tal si sonamos la alarma de fuego en el hotel? ¿ Y lo robo de la recepción?
Oteldeki yangın alarmını çalıştırıp parayı resepsiyondan çalalım mı?
Suena la alarma y la casa arde.
- Alarm çalar, ev havaya uçar. - Başkomiserim?
Dos minutos como máximo para que las alarmas llamen la atención.
Alarm çalmadan önce en fazla iki dakikamız olacak.
Chicos, he establecido una alarma de proximidad, para detectar una entrada no autorizada a este nivel.
Bu kata çıkan birileri olursa tespit etmesi için bir alarm kurmuştum.
- ¡ Cuidado!
- Alarm!
Tendremos alarmas y cámaras.
Alarm ve kameralarımız var.
¿ Has pirateado la alarma de mi coche?
Arabamın alarmını mı hackledin?
Me llevó cinco minutos descifrar el código de acceso a tu coche y descargar la aplicación que me ha permitido tener el acceso remoto de tu coche.
- Arabanın şifresini kırmam ve alarmını kumandayla kontrol etmemi sağlayan uygulamayı yüklemem sadece beş dakikamı aldı.
Tengo hambre. ¿ Tienes hambre?
Ölü Alarmı. - Açım. Ya sen?
Tengo una alerta Google para la búsqueda "Seattle, Zombi".
"Seattle ve zombi" kelimelerine Google alarmı kurmuştum -
Tú bromeas, pero esto es lo más cercano que tenemos a un sistema de alarma.
- Gül sen ama erken alarm sistemine en yaklaşan şeyi yaptım. Birkaç şey takıldı alarma.
Dieron aviso los empleados de mantenimiento que estaban dragándolo.
Alarmı verenler havza boşaltmadan sorumlu bakım ekibiydi.
Tú amigo movió la alarma.
Arkadaşın alarmı çalıştırdı.
Creí que fue una prueba de la alarma de incendios.
Yangın alarmı test ediliyor sanmıştım.
Se me olvidó conectar la alarma del despertador.
Alarmımı kurmayı unuttum.
Alguien debe haber pasado el encriptado y eso hizo saltar la alarma.
Birisi şifreye çok yaklaşmış olmalı ki alarm devreye girmiş.
Estallaron los capilares, un colesterol terrible... Su hígado está en la línea.
Kılcal damarların patlamış, kolesterolün berbat kara ciğerin alarm veriyor.
Rojo, rojo, rojo. Va a la parte de atrás.
Kırmızı alarm, arkaya dolaşıyor.
Quiero el esquema completo del sistema de alarma.
Bana alarm sisteminin eksiksiz bir elektronik kopyası gerek.
Sistemas de alarma, cámaras, vigilantes, todo estaba en regla.
Alarm sistemleri, kameralar, korumalar, her şey kitabına uygun yapılmış.
Puse la alarma...
Alarmı kurmuştum... Alarmı kurmuştum...
Es una movilización general.
Tüm bağlantı noktalarındaki alarm bu yüzden.
Uno escucha informes de otros lugares del país, sobre sublevación en una escala alarmante.
Birisi başka yerden ülkede alarm verici seviyede fesatlık olduğunu duyuyor.
Se las arregló para salir durante la alarma.
Alarm verdiklerinde kaçmayı başardı.
- ¿ Quién dio la alarma? - Yo.
- Alarmı kim çalıştırdı?
¿ Se ha pulsado la alarma por algún otro motivo recientemente?
Son zamanlarda alarm herhangi bir sebepten dolayı çaldı mı acaba?
Disparó la alarma.
Alarmı da çalıştırdı tabii.
Activaron la alarma y cronometraron la respuesta.
Alarmı çalıştırıp ekiplerin ne zaman geldiğini hesaplamışlar.
Ahora, tan pronto como se abra esta puerta, saltará la alarma, y no tendremos mucho tiempo.
Bu kapı açıldıktan hemen sonra alarm çalmaya başlayacak ve fazla zamanımız olmayacak.
Asumo que fue el único que activó la alarma.
Alarmı çalıştıran sendin sanırım.
¿ Por qué detonó la alarma?
Alarmı niye tetiklemedin?
Tenemos a Coulson en el refugio donde encontramos a Skye.
- Alâkasız. Coulson'ı Skye'ı da bulduğumuz güvenli evde yakaladık ve alarmı çalıştırdı.
Eres una salvación, porque la compañía de alarmas quiere que la puerta trasera esté reparada antes de hacer su instalación y no pude conseguir un contratista.
Hayatımı kurtardın çünkü alarm şirketi alarmı kurmadan önce arka kapı tamir edilmeli ama ustaya ulaşamadım.
- Ha saltado la alarma.
- Alarm çalmaya başlamış.
- ¿ La alarma ha saltado?
- Alarm mı çalmaya başlamış?
Jon acaba de poner la alarma.
Jon alarmı kuruyor.
Lo siento. Fue esa maldita alarma.
Lanet alarm yüzünden.
Una alarma loca se ha activado.
Çılgın alarm çalıyor.
Se ha disparado una alarma silenciosa en la morgue de Central City.
Central City Morgu'ndaki sessiz alarm tetiklenmiş.
Queríamos hacer algo bonito, y te conseguimos la dirección de Max Hardy, el código de su alarma para que puedas matarla.
Güzel bir şey yapmak istedik ve Max Hardy'nin adresini alarm sisteminin şifresini bulduk böylece onu öldürebilirsin.
Estoy en alerta roja primigenia, amigo.
İlkel beynim tahliye alarmı veriyor dostum.
Chris, la señal de alerta.
Chris, alarm sinyali.
ATENCIÓN PERRO GUARDIÁN EN PROPIEDAD
'ALARM'MÜLK SINIRLARINDA KÖPEK VAR
Espero que no haya alarma.
Umarım alarm yoktur.
Pon tu alarma.
Alarmı kur.
¡ La maldita alarma no sonó!
Alarm çalmamış!
Los alarmaría innecesariamente.
Onlar için gereksiz bir alarm olur.
Parece una alarma de coche estándar.
Normal bir araba alarmına benziyor.
¡ Cuidado!
Alarm!
Oí una alarma.
Alarm duydum.
Sí puse la alarma.
Alarmı kurmuştum...