Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Amigo
Amigo Çeviri Türkçe
148,301 parallel translation
No mola, amigo.
Hiç hoş değil dostum.
Leopold, mi estimado amigo, no sé que mentiras ha estado alimentando, pero...
Leopold, oğlum, seni ne tür yalanlarla besliyor bilmiyorum ama -
- Es la verdad, amigo mío.
- Doğru bu oğlum.
Tú, amigo mío, vas a encajar aquí perfectamente.
Sen dostum, buraya tam uyum sağlayacaksın.
El agente Flugelman y yo tenemos que encontrar a un amigo.
Ajan Flugelman ve benim bulmamız gereken bir arkadaşımız var.
Phil Coulson, te presento a Antoine Triplett, buen amigo mío e infiltrado.
Phil Coulson, Antoine Triplett ile tanış. - İyi bir arkadaşım ve içerideki adamım.
Quizá no seas el Fitz que era mi amigo... un hombre por el que me tiraría delante de un tren... pero cargas con tu miedo igual que él.
Uğruna trenin önüne atlayabileceğim iyi dostum Fitz olmayabilirsin ama korkun aynı biçimde.
EN RECUERDO DE NUESTRO QUERIDO AMIGO, POWERS BOOTHE
DOSTUMUZ POWER BOOTHE'NİN ANISINA.
¿ Qué tienes en mente, viejo amigo?
Aklından ne geçiyor eski dostum?
Un amigo de Cesar.
Cesar'ın arkadaşı.
El jefe y su... amigo cometen un error.
- Sorun yok. Şef'le arkadaşı bir hata yapıyor.
Genial, entonces, yo seré tu mejor amigo.
Pekala. En iyi dostun ben olacağım.
Con mi amigo Jackson nos ponemos los trajes y nos pegamos con palos fuerte.
Bazen arkadaşım Jackson'la vücut zırhlarını giyip birbirimize coplarla vururuz. Sert vururuz.
¿ Te dejo sólo por cinco minutos y te haces amigo de mi cena?
Seni beş dakika yalnız bıraktım ve akşam yemeğimle bağ mı kurdun?
¿ Y si te dice que está ayudando a la hermana y quieres hacerte amigo?
Ya kız kardeşine destek olduğunu öğrenip dost olmaya karar verirsen?
Lo que hizo fue involucrarse en la vida de su compañero de celda, ganarse su confianza, y fingir ser su amigo.
- Sizin yaptığınız şey oda arkadaşınızın hayatına girip dostça davranıp güvenini kazanmaktı.
- No, Louis, lo que de verdad quería era traer a mi amigo a quien conozco - hace 15 años.
Hayır Louis, asıl istediğim 15 senedir tanıdığım arkadaşımı getirmekti.
¿ Y qué hay de qué piensa este amigo?
Ya bu arkadaşının ne düşündüğü?
Quizá porque fue estúpido que le ofrecieras a tu amigo - ser socio principal.
- Belki öyle çünkü en başta arkadaşına isim ortaklığı önermen aptalcaydı.
El único lado positivo de que Jessica se haya ido era que pensé que Harvey finalmente acudiría a mí, no solo como su socio, sino como su amigo.
Jessica'nın ayrılmasının iyi yönü Harvey'nin beni sadece ortak olarak değil arkadaş olarak da göreceği düşüncesiydi.
Y tienes miedo de perder a tu amigo.
Sen de arkadaşını kaybetmekten korkuyorsun.
Verás, Harvey, sé que te gusta divertirte a mi costa y sé que eso no podría significar tanto para ti como lo es para mí, pero eres mi amigo y, dado que no tengo muchos, esa amistad es importante para mí.
Harvey, benimle dalga geçmeyi sevdiğini ve senin benim için olduğun kadar benim senin için anlam ifade etmediğini biliyorum fakat sen benim arkadaşımsın ve çok fazla arkadaşım olmadığı için bu arkadaşlık benim için önemli.
El amigo de nuestro hijo fue asesinado.
Oğlumuzun arkadaşı öldürüldü.
Soy un amigo.
Ben dostunuzum.
Llamé a un amigo, así que si logran pasar Jackman, los puede ver en la frontera.
Bir arkadaşımı aradım. Jackman'a ulaşırsanız, sizinle sınırda buluşacak.
Es peligroso, amigo.
Bu çok tehlikeli dostum.
Necesito nombres. Es para un amigo. Sí.
Arkadaş için isim lazım.
Paul, este es mi amigo, Lawrence Boyd.
Paul, bu benim dostum Lawrence Boyd.
Y si, cuando veas a Krakow piensas que puede convertirse en tu amigo, entonces adelante.
Ve Krakow'la arkadaş olabileceğini düşünüyorsan hiç durma.
Lawrence Boyd no puede ser amigo de nadie.
Lawrence Boyd hiçbir kimseyle arkadaş olmaz.
Hablé con un amigo, un abogado de la liga.
Ligde bir avukat arkadaşımla konuştum.
¿ Has visto lo que le ha pasado a tu amigo?
Gardiyan arkadaşına olanları gördün mü?
Oye, amigo, vamos a dejar que duermas la mona.
Bak evlat, şimdi git, biraz uyu.
Era mi mejor amigo, mi compañero y uno de las pocas personas que conocí que podía silbar con la boca llena.
En yakın dostum, partnerim ve ağzında leblebi tozu varken ıslık çalabilen nadir insanlardandı.
Hola, amigo.
Hey, dostum.
Bueno, en realidad, un amigo mío nos habló de él.
Aslında, bir arkadaşım bize bundan bahsetti.
Amigo, estaba aterrorizada.
Dostum, korkuyordum.
¿ Colega, viejo amigo?
Eski dostum, sana bir haberim var.
Siento que mataran a tu amigo.
Arkadaşın öldüğü için üzgünüm.
Pero Arturo es un verdadero amigo y aliado y yo creo en su visión de un reino más justo y pacífico.
Ama Arthur gerçek bir dost ve müttefik. Ve daha adil ve huzurlu bir krallık vizyonuna da inanıyorum.
Veo que habéis conocido a mi amigo Arturo.
Bakıyorum da arkadaşım Arthur'la tanışmışsınız.
He venido a luchar por un amigo.
Arkadaşım için savaşmaya geldim.
Un amigo realmente estúpido.
Aşırı aptal bir arkadaş.
Tu escurridizo amigo no intentaba hacerte daño.
Yılan dostun seni öldürmeye çaışmıyordu.
Y él es mi amigo.
Benim de arkadaşım.
- No. Amigo, no puedo... ya no puedo hacer esto.
Dostum bunu daha fazla yapamam.
Clark siempre lo hace ver mucho más divertido, como si tuvieras un amigo letal que ves una vez al año.
Clark her zaman bunu çok eğlenceliymiş gibi gösterir sanki yılda bir gördüğü mektup arkadaşı gibi.
Harvey pondrá a su amigo en el nombre del bufete.
Harvey arkadaşını yeni isim ortağı yapıyor.
No te preocupes, amigo.
Merak etme, arkadaşım.
- Vía láctea. Mira, esto es lo que pasa, amigo mío.
Gördün mü, olan şu, arkadaşım.
Ahora sí, amigo mío.
- Artık dolu dostum.