Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Anís
Anís Çeviri Türkçe
104 parallel translation
Beba un sorbo de anís.
Biraz anizet iç.
¡ No, prefiero licor de anís!
Hayır. Valeryen kök birası daha uygun kaçardı.
Strega, Pluma, un anís...
Strega, anisetta...
Filippo, un anís escarchado.
Filippo, bana buzlu bir içki.
Porque pagáis el diezmo de la menta, el anís y el comino, y olvidáis algo más importante :
Siz nanenin, anasonun ve kimyonun ondalığını ödersiniz de,.. ... Kutsal Yasa'nın daha önemli yanlarını,..
- No será anís o lirio?
- Anason veya susam olmasın?
Cuando llegaron, empezaron a beber anís... "
"Pernod içiyorlardı."
" Vi a Yago y a Vago beber varios vasos de anís.
" Yago ve Vago'yu tüm gece Pernod içerken gördüm.
Beber anís con Yago en el bar del Chino.
10'a kadar Yago ile Çinli'nin barında.
- ¿ Te apetece un anís? - No.
- Pastiş ister misin?
- ¡ De anís!
- Anasonlusundan!
Desgraciadamente, no hay de anís.
Maalesef, anasonlu votka kalmamış.
Digo que no hay de anís... ¡ Vodka "Capital"!
Diyordum ki, anasonlu kalmamış, sadece Stolichnaya var!
Poquito de anís.
Biraz likör.
Anís, para mí.
Ben anasaon istiyorum.
¡ Sota anís esa!
Kızıl rom!
Toma un cannoli y un poco de anís.
Likör ister misin? Tatlının yanına.
Sólo que no era anís, era queroseno.
"Çok lezzetli" diyor. Tabii anason yerine gaz yağı olduğunu bilmiyor.
No, sabe a anís.
- Hayır, anason gibi.
Están sentados sobre sus culos bebiendo anís.
Keyifle kurulup rakı içiyorlardı.
Lubina del mediterráneo, a los aromas de provenza rellena con langostinos y erizos de mar, ¿ eh? ...... hecha a la parrilla con ramilletes de hinojo y flambeda con licor de anís, cubierta con una ligera rodaja de tomate condimentado con una pizca de azafrán
Kıyılmış ıstakoz soslu levrek ve rezene üstünde ızgara yapılmış deniz kestanesi ve anasonlu likör.
Quizá un poquito de anís Para no dormir
Bir damla viskiyle Devriyeye çıktığımda
- Y, si tiene vergüenza, se la quitas con el anís.
Bunları onu havaya sokmak için mi alıyorsun?
- No, el anís es para la madre.
Hayır, bu annesi canlandırmak için.
Y además de eso, te traigo bolitas de anís...
Anasonlu kraker aldım.
Muchachos, los nuevos platillos son riñón de cordero en salsa de achicoria jugo de achicoria y buñuelo de papa con un consomé aromatizado al anís y una crema de setas con aceite de trufa.
Millet bugünkü aperatif yiyeceğiz doğranmış patates eşliğinde hindiba kökü sosunda kuzu ciğeri ve anason tohumlu ceviz çorbasıyla domuz yağında mantar krema.
Anís estrellado.
Anason.
Mi abuelo vivió hasta los 105 gracias al anís griego y al silencio.
Büyükbabam 105 yaşına kadar yaşadı. İçki ve sessizlikle.
- ¿ Puedo tomar más anís? - Seguro.
Elbette.
No me gusta el anís ni mis tobillos.
Meyankökünü ve bileklerimi sevmiyorum.
- Qué rico. Sabe a anís.
Çok lezzetli.
¿ Una botella de anís?
Bir şişe pastis?
También hay canela, comino, brotes de rosa seca hinojo, coriandro, azafrán, anís, laurel, sésamo, diente de ajo, cardamomo...
Burda da tarçın kurutulmuş gül goncaları knee... kişniş, safran anason, defne, susam nail, kakule...
Es una mezcla de 36 aceites esenciales, raíz de anís e hinojo.
36 tane yağ esansının karışımı, anason kökü ve rezene de var.
Tiene raíz de anís, hinojo.
Anason kökü ve rezeneli.
- Necesitaré cafeína y dulces de anís.
- Enerji içeceği gerekecek.
Una caja contiene caramelos de menta, otra caramelos de anís, y otra un surtido de caramelos de menta y de anís.
Bir kutuda naneli şeker ötekinde anasonlu şeker sonuncusunda ise nane ve anasondan oluşan karışık şekerler vardır.
Las cajas tienen etiquetas que ponen "De Menta", "De Anís" o "Mezclados".
Kutuların üstünde "Naneli", "Anasonlu" veya "Karışık" diye etiketler var.
Son tres cajas, una con caramelos de menta, otra con caramelos de anís y otra un surtido de caramelos de menta y de anís.
Üç kutu var biri nane şekerli, biri anason şekerli ve biri de karışık.
No, porque tendrías uno de menta, uno de anís y otro que podría ser de menta o de anís.
Hayır, çünkü elinde naneliden bir tane, anasonludan bir tane ve sonuncusu, her ikisinden de olabilir.
Imagina que sacas tres, y los tres son de anís.
Öyleyse, üç tane aldın diyelim ve üçü de anasonlu.
¿ Podrías estar seguro de que es la caja de anís?
Kutunun, anasonlu kutu olduğundan emin olabilir misin?
Aquí no pueden estar, porque entonces aquí estarían los de anís, y esta caja estaría bien etiquetada.
Burada olamaz çünkü o zaman, anasonlu burada olurdu ve kutular doğru olarak etiketlenmiş olurdu.
Pero como todas están mal etiquetadas, los mezclados están aquí, y los de anís, aquí. Solución :
Ama hepsi yanlış etiketlendiğinden karışık buranın içinde ve anasonlu şekerler buradadır.
Dos cubos de hielo con un poco de anís.
Bana buzlu absent!
Es ron, anís, melaza, unas hierbas africanas y un poco de rana de árbol.
Rom, tatlı anason likörü, melas, ve bazı Afrika otları ile bir küçük ağaç kurbağası.
Evidentemente en vez de anís nosotras le vamos a poner el zumo de dos limones.
Anasonlu içki yerine iki limonun suyunu ilave edeceğiz.
- Un poco de anís.
Pastis?
¿ Eso es anís?
Mmmh.
Esta mora debe ir con, con... algunas gotas de este anís.
Belki, belki, belki de buradaki bir tutam anasonla beraber.
Basado en Anís.
Anason bazlı bir içki olmalı.