English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Ate

Ate Çeviri Türkçe

477 parallel translation
Bien, deja que te Io ate a Ia muñeca para que no Io pierdas.
Şimdi bunu bileğinin etrafına bağlayayım ki, kaybetmeyesin.
Doctor, juega con fuego.
Ateºle oynuyorsun.
¿ Tiene algo para que lo ate?
Ona bağlayabileceğim bir şeyiniz var mı?
- ¿ Es necesario que me ate?
Hadi canım! Bağlanmak zorunda mıyım?
Ate a este pulpo, ¿ quiere?
Bu ahtapotu bir iple bağla, tamam mı?
- ¿ Quieres fuego?
- Ateº mi istiyorsun?
Nada que la ate a mí.
Onu bana bağlayacak bir şey yok.
Que su amigo le ate las manos a la cama para que no pueda voltearse.
Arkadaşın ellerini yatağa bağlasın, böylece dönemezsin.
No hay nada que nos ate a esta casa.
Neden gitmeyelim ki?
Ate una buena cuerda al bote, señor, y yo lo guiaré sano y salvo.
Bana güçlü kürekçiler ve bir sandal verin, yolumu rahatça bulurum.
Tome, ate esto al fusil.
Al bunu şu tüfeğe bağla.
¿ Por qué no dispara?
Neden ateº etmiyorsun?
¿ Contra qué disparas a estas horas de la mañana tú solo?
Sabahin köründe neye ateº ediyorsun?
Ese Merritt acaba de tirotearnos.
Merritt'ti. Hepimize ateº açti.
La pena se ahogará en la costumbre de la crueldad. Y el espíritu de César... buscando venganza, vendrá del infierno junto con Ate... y aquí, con la voz de un rey, gritará : "¡ Caos!"... y soltará a los perros de la guerra. Esta infamia apestará la tierra... y olerá como cadáveres putrefactos que piden sepultura.
Acıma duygusunu boğacak işkence alışkanlığı ve kanına kan isteyen Sezar'ın ruhu alıp cehennemden alev alev gelen azgın öç tanrıçası Ate'yi yanına "Öldürün!" diye bağıracak her yanda o haşmetli kral sesiyle ve salacak savaş köpeklerini ortalığa sarsın diye dünyayı bu pis cinayetin kokusu inim inim mezar dilenen insan cesetleriyle birlikte.
¿ Supongo que es normal que alguien ate un baúl con cuerda gruesa?
Sizce bir adamın sandığı kalın bir halatla bağlaması normal mi?
¡ Detengase, o disparo!
Durun yoksa ateº ederim!
La mitad de ellos dispararon a otros en el tiro al blanco... la otra mitad tomaron frío corriendo al toque de diana.
Yarisi hedef taliminde birbirine ateº etti diger yarisi... kalk borusunda giyinemediginden soguk alginligina yakalandi.
Cesen fuego.
Ateºi durdurun.
¡ Mantenga fuego!
Ateºi kesin!
Detengase o disparo.
Durun yoksa ateº edecegim.
Coja una cuerda, vaya fuera y ate juntas las patas traseras de la mula.
Bir parça ip bulun, gidin o katırın arka bacaklarını biribirine bağlayın.
En cuanto ate los cabos, soy pienso para las gallinas.
Şimdiden benden şüpheleniyorlarsa, yapmaları gereken tek şey ikiyle ikiyi toplamak olacak.
Un momento que me ate el zapato.
Ayakkabımı bağlayana kadar bekle.
Volveré con usted en cuanto ate mi caballo ahí detrás.
Bir süre birlikte gideriz, atımı da arka tarafa bağlarım.
Que les ate alguno.
Birkaçınız onları bağlayın.
No, no tengo nada que me ate a Edo.
Hayır. Orada hiç akrabam yok.
- Ate mi línea de seguridad a la nave.
- Güvenlik bağımı gemiye bağlayın. - Dur.
Aunque me ate, acabará muerto.
Beni vursan bile sen de ölürsün.
Permíteme que te ate tus sandalias, señor.
Müsaade edin de takunyalarınızı giydireyim, efendim.
Cuando le pega a alguien, ¿ No cree que es una manera segura de jugar? Ate sus manos detrás de su parte de atrás.
Birini döverken, güvende olmanın yolları vardır mesela ellerini arkadan bağlamak gibi.
Deje ésta y ate ésa al extremo de la cuerda.
Bunu bırak, öbürünü halatın ucuna bağla.
Por favor dejadme sufrir la humillación del arresto dejando que mi propio señor me ate.
Lütfen tutukluluğumun utancını çekmem için... efendimin beni bağlamasına izin verin.
¿ Que yo te ate?
Seni ben mi bağlayayım?
No me acostaré con otro hombre, ni aunque me ate.
Beni bağlasalar bile, başka bir adamla asla birlikte olmayacağım.
Si hay alguna área determinada que quiere que le ate.
Örneğin özel bir yerinizi bağlanmasını isterseniz.
Quiero una cláusula que me ate en un paquete con Pearson.
Beni Pearson ile bir pakete bağlayan bir madde istiyorum.
No esperarás que me ate a un solo hombre.
Bir adama bağlanmamı bekleyemezsin.
¿ Recuerdas, Gideon, cuando te até hilos y te hice pasar por una marioneta?
Hatırladın mı Gideon, sana ipler bağlamıştık ve kukla diye yutturmuştuk?
Primero me puse mis bombachas y me até mi chiripá. Luego me puse mis nuevas botas.
Önce Bombacha'larımı giyip yeni botlarımı ayağıma geçiriyorum.
Até todos los cabos.
Tüm açıkları kapadım.
Yo no me até a mí mismo.
Kendi kendimi bağlamadım.
Yo nunca te até.
Hiçbir zaman seni kısıtlamadım.
Oh, sí, pero no se preocupe, Lo recogí y lo até al poste.
Oh evet, ama endişelenmeyin. Onu aldım ve yerine astım.
Yo la enterré, salí, até a una vaca, y cogí leche para Brockie.
Onu gömdüm, dışarı çıktım ve bir ineği bağladım, Brockie için süt sağdım.
Me quité el sari, lo até alrededor de mi cuello y la otra punta alrededor de una viga del techo.
Sarimi çıkarıp bir ucunu boynuma diğer ucunu da tavan kirişine bağladım.
Até a Rover y Cyclone debajo del árbol. Ladraban a pleno pulmón cuando les deje.
Ağaca Rover'la, Cyclone'u bağladım ve çok güzel bağırıyorlar.
- Por quê você não pode ir até lá?
- Neden gidemiyorsun?
Y mira que la até a la balsa.
Ve onu o sala sıkıca bağladım.
Pero tu mayor crimen fue tirar todo por lo que yo mataría destruir en un minuto por lo que trabajaré hasta el día de mi muerte sin llegar a conseguir.
Mas seu maior crime foi tirar tudo pelo que eu mataria. Foi destruir em um minuto o que terei que trabalhar até o dia da minha morte sem nunca conseguir.
Me la até bajo el mentón. Y todos los jóvenes se daban vuelta para mirar.
Onu çenemin altından bağlardım ve tüm genç delikanlılar dönüp bakarlardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]