English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Backstage

Backstage Çeviri Türkçe

124 parallel translation
Cómo huele este queso. Como el backstage en Alcazar.
Bu peynir bozulmuş, tıpkı Alcazar'ın kulisi gibi kokuyor.
- En el backstage del show.
- Sovun sahne arkasindayiz.
Hey, no sólo podemos ir al backstage, también tenemos transporte.
Sadece kulise girmekle kalmayacağız, konsere de gidebileceğiz.
Pases de backstage.
Kulis biletleriymiş.
los backstage, piezas de hotel....
kulis, otel odaları....
Puedes hablarles, ser su amigo, pero nunca acceder a un pase de acceso al "backstage".
Onlarla konuşabilir ama asla.. .. sahne arkasına geçemezsin.
Estaba en el backstage con él.
Sahne arkasında beraberler.
¿ En el backstage con una estrella de rock?
Bir rock yıldızıyla sahne arkasında olmak mı?
Somos gente backstage muy ocupados.
Brian'ın sandviçiyle termosuna göz kulak oluyorum.
MARY : Muy bien. Nos vemos el backstage.
- Tamam.Kuliste görüşürüz.
Él es ahora el backstage.
O şu an kuliste.
Se podía presentar cualquiera, en fin ahora mismo estoy buscando agencia.
Backstage West'te ilan vardı. Açık çağırıydı ama şu anda menajerim yok.
Aunque sólo el 10 % de la audiencia sean mujeres, no había una gran escena gay en el backstage de los conciertos. De hecho, nunca vi a uno.
Dinleyicilerin alt tarafı % 10'u kadın ama sahne arkasında hiç öyle gay muhabbeti görmedim.
Deberían estar siempre desnudas en el backstage.
Sahne arkasında kızlar çıplak dolaşmalı.
Pases para el backstage de Santana en Rio. Ve a verlo, te aceptará en su banda.
Santana'nın Rio daki kulisine kadar geçerli.
Es como si tuviéramos un pase al backstage del centro comercial.
Sanki alışveriş merkezinin sahne arkasına giriş biletimiz var.
¿ Pases al backstage del centro comercial?
Alışveriş merkezinin sahne arkasıymış.
Una vez me metió en el backstage de Aerosmith.
Bir kere beni Aerosmith'in kulisine sokmuştu.
Eran para el cumpleaños de Nina... pases de "backstage" para Neil Diamond.
Onlar Nina'nın doğum günü içindi. Neil Diamond'ın kulisine giriş.
Nada de backstage, nada de champaña, nada de ensalada con forma de mujeres muertas.
Sahne arkası yok, şampanya yok... ölü kadın şeklinde patates salatası yok.
¿ Puedes llevarnos al backstage?
- Bizi sahne arkasına alabilir misin?
¿ Traes a tu novias al backstage?
Kız arkadaşını sahne arkasına mı getirdin?
Lo bueno es la fiesta que hay después en el backstage.
Önemli olan oyundan sonraki parti.
"Ah, sí, pasó al backstage hace 2 años" Y me contó sobre su enfermedad, tenía 18 años Eso había sido 2 años antes
"Ah, bu çocuk 2 sene önce kulise gelmişti hastalığından bahsetmişti ve 18 yaşında olduğunu söylemişti." dedim.
- Viniste al backstage hace 2 años - Sí...
- 2 yıl önce kulise gelmiştin?
Esto me da tiempo de sobra para cambiarme de traje, así que te veo en el backstage.
Bu bana kostüm değiştirmem için yeterince zaman veriyor, seninle kuliste görüşürüz o zaman.
Entonces, estás nerviosa por trabajar para Peyton en el concierto de esta noche? Estarás en el backstage con Angels Airwaves?
Peki, bu geceki konserde Peyton'la birlikte çalışıp, sahne arkasında "Angels and Airways" i göreceğin için heyecanlı mısın?
- Yeah, Esta en el Backstage.
- Evet, sahne arkasında.
Dos profesores fueron al backstage y nos tapaban con una gran manta.
Pencereden bakınca öbür taraf görünüyordu. Başları çok belaya girdi.
Además podremos pasar el tiempo juntos Y hacer todas las cosas del backstage.
Ayrıca, birlikte takılabiliriz ve mazideki şeyleri yaşayabiliriz.
la cosa del backstage Si, si
Evet, evet.
Antes del concierto, Jim estaba con una chica en la ducha del backstage. Un policía los sorprende. No reconoce a Jim y les ordena que se vayan.
Konserden önce kulisteki duşta bir kızla sevişirken onu tanımayan bir polis dışarı çıkmalarını söyler.
Me recuerda cuando tuve pases de backstage en el concierto de los Beatles
Bu bana Beatles konserinde It reminds me of when I had sahne arkasına girmeye çalışmamı hatırlattı..
Esperar en el backstage a que me llamen al escenario.
Kuliste konser zamanını beklemeliyim.
Usted puede obtener permiso de backstage especialmente los de sus traseros.
Kulise geçmenize yardım ederim, özellikle güzel popolu olanlarınızı.
De acuerdo, vamos a aislar a Samuel aquí en esta área de backstage.
Tamam, burada Samuel'i ayıracağız sahne arkasında.
Yo, Sebastian Bach, fui el tercer miembro del Rush Backstage Club de Toronto.
Yaptım bunu. Ben, Sebastian Bach, Toronto'da Rush'ın sahne arkası kulübünün, üç numaralı üyesiydim.
- ¿ Y qué hay de los pases del backstage?
Peki sahne arkasına geçebilcekmiyiz?
Oye ¿ qué pasó con los pases de backstage que nos dijiste?
Hey, daha önce konuştuğunuz sahne arkasına geçimize ne oldu.
Estamos aquí para recoger unos pases de backstage para Mallack, Bruno.
Hmm... Sahne arkasına geçiş için biletimiz var Mallack, Bruno. Uh...
Ey, ¿ quieren ir al backstage ahora?
Hey çocuklar hala arkaya geçmek istiyormusunuz?
- Backstage, amigo.
- Sahne arkası dostum.
Y estamos de vuelta para otra canción... Día del Chacal Onassis Backstage
Çeviren : hilde Jackal Onassis'in Sahne Arkası Partisi
Le prometí que iba a entrar el backstage para conseguir un autógrafo.
Ona bir imza alması için sahne arkasına sokacağıma söz verdim.
estoy en el backstage de Chacal Onassis ¡
Jackal Onassis'in sahne arkasındayım! - Tanrım.
Mi corazón pensó que era una buena idea ir al backstage en el concierto de Peter Frampton.
Peter Frampton konserinde kulise gitmemin de iyi fikir olduğunu söylemişti.
Y amo el backstage.
Kulisi de çok seviyorum.
Tienes pases de backstage?
Kulise giriş biletlerin mi var?
Tengo pases de backstage.
Bize kulis biletleri buldum.
Backstage de Tom Jones.
Tom Jones için sahne arkası.
Podrías dejarme entrar al backstage.
Bilemiyorum Ron.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]