Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Bebés
Bebés Çeviri Türkçe
9,794 parallel translation
¡ Tyra tuvo bebés! ¡ Tres!
Tyra'nın üç bebekleri oldu, üç tane.
La primera noche de vida de mis bebés.
Bebeklerimin hayattaki ilk gecesi.
Pensé que podía confiarte a mis bebés.
Bebeklerim için sana güvenebileceğimi sanmıştım.
Debemos observar bien a los bebés.
Dinle, bebekleri eskisinden daha çok kontrol etmeliyiz.
No viene porque lo que realmente le importa son sus bebés.
Gelmeyecek, çünkü onun için önemli olan bebekleri.
Traigan uno de los bebés de Tyra, y ella vendrá.
Tyna'nın bebeklerinden birini getirirseniz o zaman gelecektir.
Tienes dos bebés que proteger.
Koruyacak iki küçük bebeğin var.
Los bebés asiáticos me dan cosa, pero, a diferencia del señor impostor aquí presente, sé cosas de vuestro pasado.
Asyalı bebekler beni ürkütür. Ama Bay Sahtekâr'ın tersine ben senin geçmişini biliyorum.
¿ O crees que simplemente se ven para discutir lo guapos que serán sus bebés?
Yoksa bebeklerinin ne kadar tatlı olacağını konuşmak için buluştuklarını mı düşünüyorsun?
John Duncroft quería que los bebés vieran morir a sus madres para que no pudieran contar ese horror como le pasó a él cuando su padre golpeaba a su madre.
- Katil kötü şöhretliymiş. John Duncroft, bebeklerin annelerini ölürken görmelerini tarifsiz korkuyla kaplı yüzle sessizce durmalarını istermiş babası annesini dövdüğünde tıpkı kendinde olduğu gibi.
Y nos preguntamos si era seguro para bebés.
Biz de bu bebeğin kanıtı mı diye düşündük?
Han hecho un estudio en conejos en el que les daban choques eléctricos cuando olían flores de cerezo y los bebés de los conejos y sus bebés, los nietos, a todos les daban miedo las flores de cerezo.
Tavşanlar ve onların bebeklerine ve koca bebeklere kiraz çiçekleri kokan bir yerde elektroşok verip bu çalışmayı yapmışlar ve hepsi kiraz çiçeklerinden korkmuşlar.
Estos bebés calientan hasta 2.600 grados.
Bu bebekler 2,600 dereceye kadar ısınıyor.
Creía que no te gustaban los bebés.
Bebeklerden hoşlanmadığını sanıyordum.
No os olvidéis de que ya he visto cómo tratáis a los bebés.
Unutma! Bebeklere karşı nasıl davrandığınızı gördüm.
Digamos que hay una razón por qué los bebés pasan el rato en el vientre durante nueve meses.
Sadece bebeklerin ana rahminde dokuz ay kalmasının bir nedeni var diyelim.
Es una vieja historia que las madres de Hydra cuentan a sus pequeños bebés duende.
O Hydra annelerinin gulyabani bebeklerine anlattığı koca karı masalı.
Bebés.
Bebekler.
Sí. Mami vió muchos bebés hoy, y todos eran más feos y más estúpidos que tú.
Evet, anne bugün çok bebek gördü ama hiçbiri senden daha tatlı ve akıllı değildi.
Sabes, eres más mona que otros bebés.
Biliyor musun, sen diğerlerine nazaran çok daha tatlısın.
Voy a poner un CD para bebés.
Bir bebek CD'si çalacağım.
Y hablando de bebés. Un regalo para ti.
Bebek demişken, sana bir hediyem var.
¿ Has visto este vídeo de las caras que ponen los bebés cuando pasan por túneles?
Tünelden geçen bebeklerin yüzünü gösteren bu videoyu izledin mi hiç?
No estoy loca por los bebés... ¿ Qué he hecho para merecerme esto?
Bebek manyağı falan değil... Bunu hak edecek ne yaptım?
Pero, sabes no hay muchas opciones cuando estás embarazada como con 4.000 bebés.
Ama bilirsin yaklaşık 4.000 kadar bebeğe hamile olduğunda çok fazla elbise seçeneğin yoktur.
Lo que lleva a darse la mano, que es el primer paso para hacer bebés.
Ki bu da eller titremesine yol açıyor, ki bu da bebek yapmada ilk aşamadır.
Si estás hablando de los bebés fantasma que se derriten, sí, por favor, no más de eso.
Eriyen hayalet bebeklerden bahsediyorsan evet, lütfen bir daha yapma.
Segundo, las cartas boca arriba : soy un asesino que come bebés, y vine a este planeta para comer bebés.
İkincisi, dürüst olayım, ben bebek yiyen bir katilim ve bu gezegene de bebek yemek için geldim.
Por ello, enviamos a estos indeseables al cielo para que sean inhalados por las múltiples cabezas, y que después nos sean estornudados de vuelta como mejores bebés.
- Bu vesile ile, bu istenmeyenleri göğe yolluyoruz, çok başlar içine çekip bize daha iyi bebekler olarak hapşırsınlar diye.
Si estás hablando de los fantasmas bebés que se derriten, Si, por favor, no más de eso.
Eriyen hayalet bebeklerden bahsediyorsan evet, lütfen bir daha yapma.
¿ Has visto este video de las expresiones de los bebés mientras pasan por los túneles?
Bebeklerin tünellere bakarken oluşan yüz ifadelerinin olduğu videoyu izledin mi?
No estoy loca por los bebés ni.... ¿ Qué hice para merecerme eso?
Bebek delisi falan değilim ama... Vay canına. Bunu hak edecek ne yaptım?
Vale, bien, Stewie, estos bebés pueden ayudar al enfoque de recogida de basuras porque es allí donde van.
Stewie, bu bebekler çöp kovasını kendini temizlemesine odaklandırabilir. Çünkü bu haplar oraya gidiyor.
Creo que los bebés de Alaric siguen vivos.
Sanırım Alaric'in bebekleri hala yaşıyor.
No podían dejar que el futuro de su aquelarre muriera con ellos, así que tuvieron que poner a los bebés en un lugar seguro, dentro de un cuerpo que... Que no pudiera morir.
Meclislerinin geleceğini kendileriyle birlikte yok etmek istemediler bu yüzden bebekleri güvenli bir yere koydular ölmeyecek bir bedene.
Valerie convenció al pobre Alaric que el aquelarre Gemini puso a sus bebés gemelos en mí...
Şu Valerie zavallı Alaric'e Gemini meclisinin ikiz bebeklerini benim vücuduma- -
No puedo tener los bebés de Alaric dentro de mí.
İçimde Alaric'in bebekleri olamaz.
y "salvar a los bebés" simplemente suene similar en latín, por no mencionar que tienes que estar fuera de su círculo durante, unos, 100 años.
100 yıldır onların içinde olmadığın konusunu da hiç açmıyorum.
Los bebés de Alaric son el futuro del aquelarre.
Alaric'in bebekleri meclisin geleceği.
Pobres bebés.
Zavallı bebekler.
¿ Quieres un batido de proteína o lo que sea que bebes?
Protein karışımlarından ya da herhangi bir şey ister misin?
No me gusta cuando bebes tanto.
Bu kadar içmen hoşuma gitmiyor.
Al menos come algo mientras bebes.
İçerken bir şeyler ye en azından.
No puedes estar bien si bebes dos botellas con el estómago vacío.
Boş mideyle iki şişe soju içilir mi hiç?
Esperaba que tuvieras buenas noticias, pero no bebes esa copa porque llegásemos a un acuerdo.
İyi haberler aldığını sanıyordum ama o içkiyi anlaşma sağladığımız için içmiyorsun. - Anlamadık ama anlaşabiliriz.
Piensa en ella como un recipiente del cual bebes su poder.
Onu, gücünü aldığın bir damarın olarak düşün.
¿ Por qué siempre duermes en la calle cuando bebes?
Ne diye içip içip sokaklarda sızıyorsun her seferinde?
Me sorprende que no hayas acertado esa, considerando que cuando bebes, caminas como momia.
Bunu bilmemene şaşırdım çünkü sen patlamış mısır konusunda uzmansındır.
Sólo si te bebes la botella completa mientras te miramos.
Eğer tüm şişeyi gözümüzün önünde içersen, evet.
¿ Qué bebes?
Ne içiyorsun?
¿ Por qué no te bebes lo que realmente anhelas?
Neden içmiyorsun Aslında ne özlem?