Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Benítez
Benítez Çeviri Türkçe
44 parallel translation
El Comisario Benítez.
Komiser Benítez.
Su excelencia Manuel Benítez, director de Inmigración.
Majesteleri Manual Benitez, göçmen işleri bakanı ve...
- Benítez. Ese hombre es un ladrón.
- O adam hırsızdır biliyorsun.
Benítez, el director de Inmigración, no se distingue por su honradez.
Benitez. İltica müdürü. Hiçbir sözüne güven olmaz.
Porque era la única forma de parar a Benítez y acabar con su chantaje.
Çünkü Benitez'i böyle durdurabilecektik, yolsuzluklarına bir son verecektik.
Verá usted. El señor Benítez, el funcionario que firma las órdenes, nos aseguró que en este caso especial recurriría.
Bakın Senyor Benitez, bu emirleri imzalayan yetkilidir.
Pero ahora no logramos ponernos en contacto con el señor Benítez.
- Teşekkürler. Ama şimdi Senyor Benitez'e ulaşmayı başaramıyoruz.
El señor Benítez, de Inmigración, se niega a escucharme, a menos que le pague mil dólares por cada una.
İltica dairesinden Senyor Benitez çocuk başı bin dolar ödemediğim sürece beni dinlemeyi reddediyor.
Benítez.
Benitez.
Perdóneme, Benítez, pero estoy muy apurada.
Üzgünüm, Benitez, acelem var.
Mire, Benítez, no estoy de humor.
Şimdi olmaz, Benitez.
- ¿ Qué dices de Benítez?
- Benitez'e ne diyorsun?
- ¿ Qué te parece Benítez?
- Peki ya Benitez?
Eva Benítez.
Eva Benitez.
Una de sus estudiantes, Eva Benítez lo identificó como el tirador.
Öğrencilerinizden Eva Benitez ateş eden kişi olarak onu teşhis etmiş.
El negro Benítez.
Bizim zenci eleman, Benítez.
Entonces qué, Benítez, ¿ vamos a ir al estadio o qué?
Ee Benítez, futbol maçına falan mı gidiyoruz?
Le mataste el espíritu a Benítez.
Benitez'in ruhunu öldürmüşsün.
¿ Ya te diste cuenta? ¿ Benítez?
Bunu biliyor muydun, Benítez?
Oye, Benítez, ¿ y ese es de fulminantes o qué?
Hey Benítez, elindeki oyuncak silah falan mı?
¿ Benítez no está?
Benítez içeride mi?
¿ Entonces qué, Benítez?
N'aber, Benítez?
- Porque eres la única hija de la familia Benítez.
Sen Benitez Ailesi'nin tek çocuğusun.
Se dice que empezó a cambiar la señora Benítez, en el momento en que atrapó a tu papá, junto con la niñera.
Söylentiye göre Bayan Benitez babanı ve dadını birlikte yakaladığı an değişmeye başladı...
Por los fuertes celos de tu madre, y su odio hacia tu padre, recurrió a una manera extrema para vengarse, la señora Benítez.
Annenin yoğun kıskançlığı ve nefreti babana yöneldi. Bayan Benitez çok kötü bir intikam yoluna başvurdu.
Iban a arrestar a la señora Benítez.
Bayan Benitez'in tutuklanması gerekiyordu.
Buenas tardes, señorita Benítez.
İyi Günler! Bayan Benitez!
¿ Sabe qué, señorita Benítez? Muchos ya vendieron sus propiedades.
Bayan Benitez bildiğiniz üzere, birçok kişi mülklerini sattılar.
Solo una pregunta, señorita Benítez, ¿ tiene el título original de esta casa?
Bayan Benitez tek bir soru soracağım, bu evin asıl tapusu var mı?
Es una buena cocinera, señorita Benítez.
İyi bir aşçısınız bayan Benitez.
Hasta luego, señorita Benítez.
Ben gideyim Bayan Benitez.
Encontré de nuevo a Cristina Benítez.
Cristina Benitez ve ben tekrar buluştuk.
Señor, en ese caso nos gustaría recibir información sobre el caso de... la señora Benítez.
Bayım biz Bayan Benitez davası hakkında malumat almak istiyorduk. malumat almak istiyorduk.
Que estaba poseyendo un demonio la casa de la señora Benítez. Que el alma de la señora Benítez aún está ahí. Que por eso aún no encontraron el cuerpo del marido de la señora Benítez.
Yok efendim Bayan Benitez'in evi bir iblis tarafından perilenmiş, yok efendim Bayan Benitez'in ruhu hala oradaymış, yok efendim kocasının cesedi hala niye bulunamamışmış.
Soy Tina Benítez.
Ben Tina Benitez.
¿ Benítez?
Benitez?
- ¡ Señor Benítez!
- Bay Benitez!
- Y la tercera al fondo? - Carla Benítez
- Şu kapının önündekine bak!
El ánimo negro como la noche. La pide el Pulpo Benítez.
Topu Ahtapot Benitez'e veriyor.
Roland Benítez.
Roland Benitez..
¿ No estaba preocupado por las alarmas, Sr. Benítez?
Alarmlar konusunda endişeli miydiniz?
en el 2005 él y este hombre, Tom-Tom Benítez, fueron detenidos por la policía de estatal de Texas en un auto robado.
Tom-Tom Benitez, çalıntı bir arabanın içinde... Texas polisi tarafından durdurulmuşlar.
El cuerpo de Tom-Tom Benítez fue encontrado en un estacionamiento.
Tom-Tom Benitez'in cesedi bir otoparkta bulundu.