Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Bonito
Bonito Çeviri Türkçe
23,722 parallel translation
- Es bonito.
- İyiymiş.
Es muy bonito, ¿ verdad?
Çok güzel, değil mi?
Con un coche tan bonito, da igual si lo hacemos nosotros o usted, pronto va a querer cambiarlo.
Ne yaparsak yapalım böyle güzel bir arabayı yakında değiştirmeniz gerekir.
¿ Es un sitio bonito?
Evin nasıl?
- Corrales. Sí, comprar un bungaló pequeño y bonito, o quizás no tan pequeño.
Küçük tatlı bir bungalov bulurum.
Vaya envoltorio más bonito.
İnanılmaz başarılı bir paket.
Bonito.
Güzel.
Sí que es un pájaro bonito.
- Çok güzel bir kuş değil mi?
Es bonito la primera vez... viéndoles marchar todos juntos en sus filas y columnas ordenadas, sonando la música, las banderas ondeando.
İlk bakışta muntazam sıralar ve kanatlar hâlinde müzik eşliğinde sancaklarını sallayarak hep birlikte yürüdüklerini görmek güzel bir manzara.
Tan bonito, que quise sonreír.
Gülümsemek istiyorsanız çok güzel.
- Bonito despacho.
- Güzel ofismiş. - Evet, öyledir.
Qué bonito patinete.
Ne güzel bir scooter bu böyle.
En algún lugar muy bonito.
Çok güzel bir yerde.
Mira a ese mocoso tan bonito.
Şu burnu havada yakışıklı çocuğa da bak.
Este está bonito.
Bu güzel.
A mí me parece bonito.
Sanırım bu hoş.
Muy bonito, pero un poco melancólico.
Hava hoş duruyor ama biraz kasvetli sanki.
Nos imaginamos en un bonito apartamento en el pueblo...
İkimizin harika bir kır evinde yaşaması düşüncesi...
Es bonito, pero no hay futuro.
İyi çocuktur ama nereye gidiyor?
Es un nombre muy bonito.
- Bu güzel bir isim. - Teşekkürler.
Un jersey bonito. ¿ Eres lesbiana?
Kıyafetin güzelmiş, lezbiyen misin sen?
- Bonito coche.
- Güzel arabaymış.
¿ No es bonito?
Mükemmel değil mi?
Es muy bonito.
Çok güzel.
En un hotel bonito, con una chica guapa.
İyi bir otelde, hoş bir kızla.
Bonito color.
Rengi de güzelmiş.
Bonito coche.
Güzel araba.
Es muy bonito.
Çok güzelmiş.
El tuyo también es bonito.
Seninki de güzelmiş.
No es nada bonito.
Pek hoş değil.
Mira qué bonito es.
Baksana ne kadar güzel degil mi?
Bonito, ¿ no?
Güzel, değil mi?
Qué bonito oír eso.
Aman tanrım, bunu duymak güzel.
A medida que me pasado Sawle, un aldeano me mostró este papel bonito.
Sawle'dan geçerken bir köylü bana bunu gösterdi.
Yonkers, pero no era un sitio bonito en aquel entonces.
Yonkers'lıyım gerçi ama eskiden güzel yerlerdi oralar.
"Lo voy a dejar bien bonito".
"Onu çok iyi yetiştireceğim."
- No me odien por ser bonito.
- Güzel olduğum için benden nefret etme.
Venga, ve. Cómprate algo bonito.
Hadi, kendine güzel bir şeyler al.
- Cisco, bonito sitio para quedar.
- Cisco, ne güzel bir buluşma yeri.
No es bonito, es real.
Güzel değildir ama gerçek bu.
Ha sido bonito tener una hermana.
Kız kardeşim olması güzeldi.
Viste un bonito suéter rojo.
Kırmızı ve güzel bir kazak giyiyor.
Habría sido bonito escuchar eso de Belinda.
Bunu Belinda'dan duymak iyi olurdu.
Bonito vestido.
Güzel elbise.
Dios, acaba de decir, "Ag, bonito vestido".
Aman Tanrım, dedi ki, "Ew, güzel elbise."
No, dijo "Ahh, bonito vestido".
Hayır, dedi ki "Ooh. Ooh, güzel elbise."
- Que tengas un bonito cumpleaños Kels.
Doğum günün kutlu olsun.
Qué pájaro tan bonito.
Ne güzel kuş.
Qué bonito.
Ne güzel ya.
Es bonito.
Bu iyiymiş.
- Qué bonito.
- Hoş mu şimdi bu?