Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Boyle
Boyle Çeviri Türkçe
282,954 parallel translation
Para llevar esa camiseta hay que trabajar los bíceps.
Böyle atletler giyeceksen biraz kol çalışmalısın.
Es lo que se hace si tienes dos hijos y solo quieres a uno.
Çocuklarından sadece birini seviyorsan böyle yaparsın.
Venga, tío.
Yapma böyle.
Joder.
Hay böyle işe...
¿ Es lo que sientes en tu vida?
Senin gibi olmak böyle bir şey mi?
Lo normal para las chicas Roth.
Roth kızlarının kaderi böyle.
Te enteras de que estas cosas les pasan a otras personas pero no crees que te vaya a pasar a ti.
Böyle şeylerin başkalarının başına geldiğini duyarsın ama senin başına geleceği hiç aklına gelmez.
Hablaba de mujeres, pero... se juega así.
Kadınlardan bahsediyordum ama... böyle oynanıyor.
Así es como se agotan, y suceden los accidentes.
Böyle durumlarda güçten düşerler, kazalar olur.
Eso te pasa por darle el teléfono a un tipo con 117 pases fallidos.
Kariyeri boyunca 117 kez top düşüren adama telefon verirsen böyle olur.
¿ Saben qué? A la mierda con esto.
Var ya, sıçarım böyle işe.
Así se hace, imbécil.
İşte böyle tutulur, şapşal.
Hace 40 años que no hago esto.
40 yıldır böyle bir şey yapmadım.
A propósito, ¿ puedes creer este clima?
Bu arada, şu havaların hâli ne böyle?
¿ Crees que tu novio yogui, conductor de un Prius y ambientalista podrá bailar así?
Senin Prius arabalı, yoga duruşu yapan, iklim değişimine inanan erkek arkadaşın böyle dans edebilecek mi bakalım?
Al carajo con esto.
Sıçarım böyle işe.
Siempre pasa lo mismo.
Hep böyle oluyor.
¿ Es así como se dice ahora?
Zamane çocukları böyle mi diyor?
Estoy bien.
Böyle iyiyim.
¿ Lo dices porque eres mi madre?
Ciddi misin yoksa annem olduğun için mi böyle diyorsun?
A partir de ahora, pagas todas las consumiciones.
Colt, bundan böyle içkilerinin parasını ödeyeceksin.
¿ Vamos a estar aquí sentados sin hablar de lo de la otra noche?
Burada böyle mahcup bir şekilde oturup geçen geceden bahsetmeyecek miyiz?
Esa clase de libertad es lo mejor del mundo.
Böyle bir özgürlük dünyanın en güzel şeyi.
Sea como sea, no voy a volver.
Öyle ya da böyle, geri dönmeyeceğim.
¿ Será así el resto de nuestra vida?
Hayatımız boyunca böyle mi olacak?
Si fueras un tío que se escaquea de esas cosas, no estaría contigo.
Böyle bir şeyden kaytaran biri olsaydın seninle olmak istemezdim.
¿ Qué diablos es esto, Harv?
Bu da nedir böyle, Harv?
Mick, piensa en ello, nunca guardarías este tipo de evidencia con tus datos, ¿ verdad?
Mick, bir düşünün,... asla kendi adınıza böyle bir kanıt depolamazsınız, değil mi?
Ella estará bien, se pone así desde que Freda cerró el salón.
O iyi olacak. Freda salonu kapandığından beri böyle.
Sabes, no puedes seguir viniendo sin anunciarte como recien.
Biliyorsun, böyle habersiz gelemezsin.
- Sabía que haría algo así.
Böyle bir şey yapacağını biliyordum.
Ahí tienes.
İşte böyle.
Es una vida dura.
Hayat şartları böyle.
Así llama al hogar de ancianos.
Sadece huzurevine böyle diyor.
Es algo que hacemos.
Sadece hep böyle yaparız.
Y nosotros en plan : "¡ Quítale las manos de encima a nuestro amigo!".
Aynen böyle dedik : "Arkadaşımıza elinizi sürme!"
Eso obviamente no ha pasado.
Belli ki böyle olmadı.
¿ Por qué lo has hecho?
Neden böyle bir şey yaptın?
¿ Qué cursilada es esta?
Nasıl bir cehennem bu böyle?
Una monada llamada Gretchen que me llevó a su campanario y me enseñó algunos movimientos, lo cual ahora me doy cuenta de que suena sexual.
Gretchen adındaki tatlı bir kız beni çan kulesine çıkartıp birkaç numara çekmişti. - Cinsel bir şey varmış gibi oldu böyle de.
La verdad es que no. Hablas así mucho.
- Yok canım, böyle konuştuğun çok oluyor.
La cuestión es que Gretchen obtuvo una beca completa por tocar badajos.
Yani Gretchen böyle çan çalarak tam burs kazanmıştı.
Dios, odio cuando haces esto.
Böyle yapmandan nefret ediyorum.
¿ Quiénes son esas personas?
Bu insanlar kim böyle?
No os criamos para que os comportaseis así.
Sizi böyle davranasınız diye yetiştirmedik biz.
No, de hecho, nos criasteis para comportarnos exactamente así, ¿ vale?
Siz bizi tam olarak böyle davranalım diye yetiştirdiniz.
Así es como sello el trato.
Olayı böyle bitiriyordum işte.
que es un nombre ahora... se metió con ella, y ella se defendió delante de todos. Y estamos orgullosos de ti porque lo hiciste con tus palabras.
Jagger isminde bir oğlan, evet böyle bir isim kullanılıyormuş artık ona sataşmış ve Lily de herkesin önünde ağzının payını vermiş.
Bueno, hace muchísimo que no tenemos una cita fuera de casa.
Niye böyle erkenden çıkıyorsunuz?
- Le estoy criando gay.
- Nasıl bir şey bu böyle?
- Gracias. - Gracias.
Gerçek insanların böyle ölçülere sahip olabileceğini bilmezdim.