Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Caro
Caro Çeviri Türkçe
5,052 parallel translation
No sé si es emocionante. Es verdaderamente caro.
Heyecan verici mi bilmem ama masraflı olduğu kesin.
"O Mio Babbino Caro" por Puccini de Gianni Schicchi.
Gianni Schicchi operasından Puccini'nin O Mio Babbino Caro adlı eseri.
Este marco parece caro.
Bu çerçeve pahalı görünüyor.
No eres alérgica a nada, ¿ verdad? ¿ Excepto a un corte de pelo caro?
Lüks kuaförlerden başka bir şeye alerjin yoktu, değil mi?
Lo sé pero es muy caro.
Biliyorum ama çok pahalı.
No es caro.
- Pahalı değilmiş.
No me puedo permitir un abogado caro.
- Lüks bir avukatin parasini ödeyemem.
Producir MDMA es más caro que la metanfetamina así que es común mezclarlas y crear éxtasis para maximizar las ganancias.
MDMA, metamfetamin yapımından daha pahalıya mal olur yani Ecstasy yapmak için ikisinin karışımın ortak uygulaması kâr paylarını en yükseğe çıkartmak içindir.
Sí, y un gran gesto caro... para celebrar tu primera semana en el trabajo. Gracias, gracias.
- Tabi, ve pahalı ve büyük bir jestle yeni işindeki ilk haftanı kutlamak için.
Parece caro.
- Pahalı gibi görünüyor.
Tu arrogancia te va a costar caro.
Küstahlığın başına iş açacak.
No importa lo caro que sea.
Pahalı olup olmaması önemli değil.
Este equipo es caro.
Bu araç gereçler çok pahalı.
Es bastante caro, pero podemos hacer recortes.
Görünüşe göre oldukça pahalı ancak para yerine başka şeyler teklif edebiliriz.
Desafortunadamente, la eliminación se requeriría una cirugía muy caro eso no está cubierto por su tarjeta de regalo de TGI Friday.
Ne yazık ki çıkarmak için oldukça pahalı bir ameliyat gerekli ve TGI Friday hediye çekiniz bunu karşılamaz.
18 tequilas, 12 vodka tonics, y una botella del champagne más barato, pero ponlo en una botella vacía de su champagne más caro.
18 tekila 12 votka tonik bir şişe de en ucuz şampanyanızdan. İçindekini en pahalı şampanyanızın boş şişesine koyun.
Bueno, parece caro ahora, pero no te olvides, de que un anillo dura para siempre.
Şu an pahalıymış gibi görünüyor ama unutma, yüzüğün etkisi hiç bitmez.
Es un tanto caro.
Oldukça pahalı.
Eso podría ser caro.
Pahalıya patlayabilir.
Dijo que sería caro de defender.
Pahalıya patlayabileceğini söyledi.
Que va a ser caro.
Pahalı bir yerdir.
Míralo, el más caro de la carta.
Şuna baksana, menüdeki en pahalı şarap.
¿ Lo golpearon con algo de cuero? Algo hecho con cuero muy caro.
Ona bir tür deriden yapılmış bir şeyle mi vuruldu?
- Solo a perfume italiano caro.
Sadece pahalı İtalyan parfümü.
Pides dinero prestado, y mira tu caro maquillaje y tu celular.
Başkasından borç para al..., şu pahalı makyaj malzemeler ve telefona bakın hele.
Y ¿ cómo pagaría para mi gusto caro?
Benim pahalı zevkimi nasıl ödeyeceksin?
No es caro.
Pahalı bir şey değil.
Voy a pedir el entrante más caro, el segundo más caro, y una botella de 200 dólares de champán.
En pahalı aperatifinizden en pahalı yemeğinizden ve 200 dolarlık şampanyanızdan istiyorum.
Pero escuchen, ¿ están seguros de querer gastar en algo tan caro?
Gerçekten bu şey biraz pahalı değil mi?
Están eligiendo ese número solo porque saben que vuelve a nuestro proyecto demasiado caro para ser factible.
Bizim projemizin hayata geçmesinin çok pahalı olacağını göstermek için o rakamları seçiyorlar.
¿ Caro?
Ne kadara?
Eso es un 50 % más caro.
Yüzde 50 fiyat farkı var.
Es una pésima jugada decirle a un cliente que su producto es caro.
Bir müşteriye, ürünlerinin pahalı olduğunu söylemek korkunç bir kumar.
Es caro.
Pahalıdır.
Porque, a pesar del traje caro y del bonito reloj, usted es el tipo de escoria patética moralmente corrupta que le daría un coche, algo de dinero y una identidad falsa, ¿ verdad?
Pahalı takımın ve güzel saatine rağmen ona araba, para ve kimlik sağlayacak ahlaken iflas etmiş aşağılık herifin tekisin.
A ver si me vas a salir caro.
Bakalim pahali gelecekmi.
El estacionamiento del aeropuerto sale caro.
Havalimanı otoparkı pahalı. Burada bekleyeceğim.
- Es demasiado caro.
- Bu çok pahalı.
un freelance muy caro.
Çok da pahalıdır.
Lo que está planeando Zamani es caro.
Zamani pahalı bir şey planlıyorsa...
Lo que pasa es que va a ser muy caro.
Bu çok çılgın bir tecrube olucak
La diversión era difícil de encontrar, el entretenimiento era caro...
Neşelenmek zordu. Eğlence çok pahalıydı
Ese vino que acabas recomendar es demasiado caro, así que voy a necesitar que vengas a la mesa dentro de unos minutos y digas : "Lo siento, ese vino ya no está disponible".
Önerdiğiniz şarap çok pahalı. Bu yüzden birkaç dakika içinde masamıza gelip "Üzgünüm o şarabımızdan kalmamış." demenizi istiyorum.
Algo entre, por ejemplo, ya sabes, 18 y 15... 14 dólares. Ese vino también es muy caro.
O şarap da çok pahalı.
Es caro.
- Bunu bulabildim.
Aparca su caro coche él mismo en el "círculo platino".
Pahalı arabasını, ayrıcalıklı bölüme park etmiş.
Gracias. Live with Care es de lujo y caro... seis mil dólares al mes.
Bakım evi çok pahalı bir yer, aylık 6.000 bin dolar.
Es muy caro.
Çok pahalı.
Es muy caro.
Çok tutuyor.
- Eso suena caro.
- Pahalı gibi sanki.
Muy caro.
Çok pahalıdırlar.