Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Caso
Caso Çeviri Türkçe
81,887 parallel translation
No, ese no es el caso.
Hayır, burada olan şey bu değil.
¿ Tienes algún caso, Matty, o alguna razón para estar aquí?
Bir davan var mı, Matty, ya da buraya gelmek için bir neden?
Y está el caso de Axelrod.
Bir de Axelrod davası var.
Un nuevo caso que haga sonreír a la administración.
Yönetim yeni bir davaya sıcak bakıyor.
Encuéntrenme un caso que clama por justicia.
Bana "adalet istiyorum" diye bağıran bir dava bulun.
¿ Por qué quiere un caso imposible?
- Niye imkansız bir dava istiyor ki?
¿ Piensa que su esposo realmente se excusó del caso Axelrod, como dijo?
Sence kocan gerçekten de iddia ettiği gibi Axelrod'un davasından çekildi mi? Bana çekildiğini söyledi.
¿ Alguna vez lo escuchó discutir el caso con colegas o por teléfono?
Davayı hiç iş arkadaşlarıyla veya telefonda konuştuğunu duydun mu?
¿ Tú encontrando algo para el gran caso?
Büyük dava için elinde işe yarar bir şey var mı?
Quienquiera que aparezca con este caso imposible está en camino para encabezar la fiscalía criminal.
Bu zorlu dava kimin altından çıktıysa Adli Kovuşturma'da gözü var belli ki.
Punto en contra... quienquiera que aparezca con este caso imposible tendrá entonces que ganar dicho caso imposible.
Şöyle de bir şey var, bu zorlu dava kimin başının altından çıktıysa bu zorlu davayı kazanması gerekecek.
Bueno, esto le da dientes al caso.
Dava dallanıp budaklanacak gibi.
Así que salgan desnudos a la calle y consíganme un maldito caso atronador, monumental... porque ninguno de ustedes obtendrá lo que quiere hasta que se abran por completo.
O yüzden nereden buluyorsanız bulun bana adam gibi, değerli bir dava getirin. Çünkü kendinizi ortaya koyana kadar istediğinizi elde edemeyeceksiniz.
Este es el caso que está buscando.
Aradığı dava tam da bu.
Bueno, en realidad piensas que encontrar el mejor caso sería una trampa.
İdeal davayı bulmanın başına bela olabileceğini düşünüyorsun.
Ahora, este caso está lejos de estar listo para exponer, pero es un verdadero comienzo.
Bu haliyle çok işe yaramaz ama iyi bir başlangıç.
Dijo que Kurt Williams será un gran caso para quien tome tu puesto después.
Sıradaki başsavcı kim olacaksa onun için Kurt Williams büyük bir dava olacaktır.
Así que ve y lanza tu hacha contra este caso.
Gidip küçük baltanı sallayabildiğin kadar salla.
No hagas caso a la madre del rey muerto.
Ölü Kral'ın annesini umursamıyorum.
Debe saber que no tienen sentido los consejos en tu caso.
Belki de şu durumda eşlik etmenin anlamsız olduğunun farkındadır.
Porque si no me caso con él pero tengo a su hijo quedaré avergonzada delante de todos. De uno u otro modo, no me quedan opciones de vida.
Onunla evlenmediğim halde çocuğunu taşıdığım için herkes tarafından kınanacağım ve otomatik olarak o seçeneğim de elenmiş oluyor.
Hay algunas cosas sobre este caso que me están volviendo loco.
Bu davada beni çeken bir şeyler var. Kafamı kurcalıyor.
Me gustaría que se recusara del caso de Leonard Pine.
Leonard Pine'ın davasından çekilmenizi istiyorum.
Porque no es una autoridad jurídica imparcial en el caso.
Çünkü tarafsız bir yargılama yapacak konumda değilsiniz.
Y está insinuando que no puedo presidir este caso sin prejuicios.
Önyargısız şekilde bu davayı yürütemeyeceğimi mi ima ediyorsun?
Incluso si el caso contra Chester no salía, te quería a ti.
Chester'ın davası düşse bile senin işinin bitmesini istiyor.
Por muy buena que sea, por muy débil que sea su caso... sigue acosando al Juez, y Valentine verá a Leonard ir a la cárcel.
Ben ne kadar becerikli olsam da dava dosyası ne kadar yetersiz olsa da... Hakimle uğraşmaya devam edersen Valentine, Leonard'ı parmaklıklar arkasına sokacak.
Bueno, está intentando resolver su caso.
Davayı çözmeye çalışıyor.
Supongo que los pedacitos encantan a la navaja para matarme instantáneamente en caso de que la rompa.
Sözümü bozduğum zaman büyülediğin bıçağı bana saplayacağını düşünüyorum.
En caso de que sus acciones hayan faltado a la jerarquía de alguna manera. Y por eso sentí que era mi responsabilidad avisarte de su visita.
Bu yüzden ziyareti ile ilgili sizi uyarmamın görevim olduğunu düşündüm.
¿ No puedes decirles que estabas en un caso?
Bir dava ile ilgilendiğini söyleyemez misin?
Si ha habido cambios en nuestro caso, debo conocerlos.
Eğer davamızda bir gelişme olduysa bunu bilmem lazımdı.
Es para un caso.
Bu bir dava için.
No le haga caso.
Onu dinleme.
En ese caso, nunca lo he dicho más en serio.
Daha ciddi olmamıştım.
No... no tiene caso.
Ol... Olmuyor.
- No tiene caso.
- Ümitsiz vaka.
No tiene caso.
Ümitsiz vaka.
En ese caso, nunca lo he dicho más en serio.
Üzgünüm, bir anlığına bağlantı koptu. Nefesini mi tuttun?
Quiero que piensen en eso cuando escojan un caso.
Bir davayı seçtiğinizde bunu düşünmeni istiyorum.
Quisiera que consultara en un caso para mí.
Benim için bir dava için danışmanızı istiyorum.
¿ Sabías que la moción para una apelación significa que el fiscal y el acusado deben intercambiar toda la evidencia e información pertinente a un caso?
- Keşif için bu hareketi biliyor muydun Savcı ve sanık anlamına gelir Tüm kanıtları ve bilgileri değiş tokuş etmelidir
Esto no es un estudio de caso.
Bu bir vaka çalışması değildir.
En cualquier caso, dijo que alguien del hospital había escrito para decir que vendría el viernes para discutirlo.
Her durumda, hastaneden, cuma günü bu konuyu konuşmak için.. .. geleceklerini belirten bir yazı gönderdiklerini yazılmıştı.
Ese es el final de nuestro caso contra la pandilla de Matthews.
Matthews Çetesine karşı son davamızdı.
Los padres intentaron plantear un caso por negligencia contra el Dr. Powell, pero él fue exonerado por la evidencia de una joven enfermera, Clodagh MacMahon.
Ailesi Dr Powell'e ihmal davası açmaya çalışmış. Ama genç bir hemşirenin tanıklığı ile temize çıkmış.Clodagh MacMahon.
Pero fue su testimonio el que lo dejó libre en el caso de Molly Keenan.
Ama Molly Keenan'ın davasında tanıklığınla onu temize çıkardın.
Creo que conoce el caso de infarto en la sala Fosdick.
Fosdick Koğuşundaki felç olayını bildiğinize inanıyorum.
- No en este caso, no.
- Bu durumda incinme yok, hayır.
Sabe que abandonaste el caso.
Davayı bıraktığını biliyor.
Debido a la opinión pública vocal de ambos lados en el asunto, el gobernador ha anunciado una revisión final con la posibilidad de una suspensión de la ejecución en el caso del Sr. Shea bajo la autoridad de la Dra. Amanda Tyler,
Yalnız yıldız durumunda. Konunun her iki tarafında vokal kamuoyu nedeniyle, Vali olasılığının nihai bir incelemesini açıkladı