Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Chicago
Chicago Çeviri Türkçe
8,362 parallel translation
Intentó tomar un vuelo de Oceanic Airlines de Heathrow a Chicago.
Yaklaşık bir hafta önce, Heathrow'dan Chicago'ya giden Oceanic Havayolları'ndaki bir uçağa binmeye çalışıyordu.
- En el transcurso de un año, un agente del DHS de Chicago llamado Jared Der-Yeghiayan fue integrado a Silk Road, ahora haciéndose pasar por un moderador de alto rango llamado "cirrus".
Bir yıllık süreç boyunca Şikago'daki İGB ajanı Jared Der-Yeghiayan İpek Yolu'na sızmış ve "cirrus" adıyla yüksek rütbeli bir moderatör olmuştu.
¿ Por la alcaldía de Chicago?
Chicago belediye başkanlığı için dürtüklüyorlarmış seni.
Una presentación completa en Chicago, la próxima semana.
Haftaya Chicago'da tam bir sunum olacak.
En 2009 Headley fue detenido en Chicago.
2009'da Headley Chicago havaalanında yakalandı.
Ahora cumple una condena de 35 años en la cárcel de Chicago.
Şimdi Chicago hapishanesinde 35 yıla mahkûm edildi.
Illinois, Chicago.
Illinois, Chicago.
"Según nuestras fuentes, David Headley murió ayer.." ".. en la cárcel de Chicago ".
Edindiğimiz bilgilere göre, David Headley dün Chicago hapishanesinde öldü.
"La Policía de Chicago no hizo declaración oficial todavía."
Chicago polisi henüz resmi bir açıklama yapmadı.
Enviaron los archivos de los presos de Chicago.
Amerikanlar, Chicago dosyalarını gönderdiler.
Sr, nuestro agente de Chicago..... Jude Rosario le pagó mucho a Mathew Brody por caerse del puente
Efendim, Chicago'daki ajanımızın araştırmasına göre Jude Rosario, köprüden düşmesi için Mathew Brody'ye para vermiş.
Al parecer, tuvo un gran problema en Chicago.
Görünüşe göre Chicago'da epey gözde biriymiş.
Es la encargada de la U. de Columbia.
Hem de kadın Chicago'da kadroluymuş.
Pensé que esta semana podíamos ir a dar una vuelta, a ver los campus locales, la Universidad de Chicago, Northwestern...
Bu hafta biraz gezinip yerel kampüsleri dolaşırız, Chicago Üniversitesi, Northwestern...
Fui a la escuela de leyes en Chicago, y luego, cuando fui aceptado en el bufete de abogados aquí, aproveché la oportunidad.
Chicago'da Hukuk Fakültesini bitirdim ve sonra burada bir hukuk firmasından teklif alınca burada kalmaya karar verdim.
Kennedy estaba en Riotfest en Chicago la semana pasada cuando - Entonces, ¿ quién más tendría acceso a su tableta? - el pirata entró la última vez.
Hacker en son geçen hafta giriş yaptığında Kennedy, Şikago'daki Riot Festivalindeymiş.
Redfin lo ha nombrado uno de los cinco barrios con más proyección en Chicago.
Redfin'e göre bu semt, Chicago'daki gelecek vadeden ilk beş semt arasında.
Yussef Khalid, el americano palestino que se fue de los EE.UU. después del supuesto asesinato de un anticuario en Chicago, se cree que ahora ha entrado en Israel, al igual que una nueva ola de disturbios están disparándose en Jerusalén
Yussef Khalid, Filistin asıllı Amerikalı Chicago'daki bir antikacıyı öldürdüğü iddiasının akabinde Birleşik Devletler'den kaçmıştı. Şimdi ise İsrail'e giriş yaptığına inanılıyor ve Kudüs'te güncel barış görüşmelerinin üstünde bir başka huzursuzluk olarak dolanıyor.
El hombre al que mató en Chicago fue lo bastante afortunado para ser el hijo de un importante senador.
Chicago'da öldürdüğü adam önemli bir senatörün oğlu olacak kadar şanslıymış.
Hice una promesa personal al senador Sinclair de que tendría a Khalid en el siguiente avión de vuelta a Chicago, ¿ lo entiende?
Senatör Sinclair'e Khalid'i bir sonraki uçakla Chicago'ya göndereceğime dair kişisel bir söz verdim, anlıyor musunuz?
Un ciudadano estadounidense buscado en conexión con un asesinato en Chicago.
Amerikan vatandaşı Chicago'da, cinayetten aranıyor.
Pero el mejor, el mejor que he recibido fue de la Universidad de Chicago, mi alma mater.
En havalı olanını söylüyorum. En havalı olanı ise mezun olduğum Chicago Üniversitesi'nden aldığım e-posta.
Señora, Ben tiene el plan de propaganda por correo de Amy para que lo apruebe, después se reunirá con el fiscal general de Chicago después tomará juramento a Ann James como secretaria de Vivienda.
Hanımefendi, Ben, Amy'nin posta planlarını sizin onayınız için getiriyor, Ann James'de ant içtikten sonra Şikago başsavcısıyla görüşeceksiniz.
Oye, tienes el St. Louis blues el Chicago blues, el Gin House blues, el "my man done left me" blues.
Zaten St. Louis Blues, Chicago Blues Gin House Blues, "kocam beni terk etti" Blues var.
Soy A.R. Knight del Chicago Defender, y estoy aquí para decirles que Bessie Smith es la locomotora que salió de Tennessee.
Ben, Chicago Defender'dan A.R. Knight ve Bessie Smith'in Tennessee'de başı çektiğini söylemek için buradayım.
Ya se agotaron los tickets para cada show de Filadelfia a Chicago.
Philadelphia'dan Chicago'ya her gösterimin bileti tükendi.
Mi hija se casó en Chicago, hace cinco años ya.
Kızım, yaklaşık beş yıl önce Chicago'da evlendi.
Es decir, si los osos de Chicago no me borrador.
Eğer Şikago Bears beni draft etmezse.
Chicago Bears.
Chicago Bears.
Luego el Club de Publicidad de Chicago.
Ondan sonra da Chicago Reklâm Kulübüne.
Creció en Chicago.
Chicago'da büyümüş.
Stan dice que Jimmy le llamó, le dijo que estaba en Chicago, pero Stan no sabe dónde está.
Stan, Jimmy'nin onu aradığını, Chicago'da olduğunu söylediğini söyledi. Ama Stan nerede olduğunu bilmiyor.
Tengo que ir a Chicago, encontrar a Jimmy y traerlo de vuelta.
Chicago'ya gitmem lazım, Jimmy'i bulup, buraya getirmeliyim.
Esperaba que la chica de Chicago que vive en Tejas llevara botas de vaquero.
Texas'ta yaşayan Chicago'lu bir kızdan kovboy botları giymesini beklerdim.
Jane, el tipo que te atacó en Chicago...
Jane, şu sana Chicago'da saldıran adam?
Delfino nació y creció en Chicago.
Delfino doğma büyüme Chicago'lu.
¿ Quieres que la policía de Chicago lo arreste?
Yerel polisin onu almasını ister misin?
Mira, acabas de recibir un mensaje de alguien llamada Lucy de Chicago.
Şikago'daki Lucy diye birinden mesaj geldi.
Nos vamos a Chicago.
Şikago yolcusuyuz.
Chicago.
Şikago.
¡ Chicago!
Şikago!
Acabo de conseguir trabajo aquí, y por eso cuando diste con él en Gryzzl, dijo, "vamos a saludar a Lucy ya que estamos en Chicago".
Burada işe girdim de. Sen de ona Gryzzl'dan yazınca... "Madem Şikago'dayız, Lucy'ye de bir selam verelim." dedi.
Entrenador de los Chicago Bulls.
Şikago Bulls'un antrenörüyüm.
Nos tomamos una pizza estilo Chicago - y vamos a ver a los Bears. - No.
Şikago'nun ünlü pizzalarından yiyip Bears maçı izlemeye gideriz.
Voy a mudarme a Chicago.
Şikago'ya taşınıyorum yahu.
¿ Por qué hacéis platos nuevos? Lucy está de visita en Chicago viendo a su novio, Conrad, así que intento distraerme con el trabajo para no pensar en la sesión maratoniana de sexo que probablemente estarán teniendo.
Neden yeni yemeklere sardın? Lucy, Şikago'daki sevgilisi Conrad'ı ziyarete gitti. Muhtemelen maratonun şerefine yiyişiyorlardır ; düşünmeyeyim bunu diye ben de kafa dağıtacak işlere giriştim.
Andy es mi amigo y quiero hacer un buen trabajo, y hay una chica que me gusta mucho, y vive en Chicago y sigue saliendo con otro,
Andy benim arkadaşım. İyi bir işi olsun isterim. Bir de hoşlandığım bir hatun var.
Cuando estuve en Chicago, un tipo me pidió mi ropa interior sucia.
Ben Chicago'dayken adamın biri benden kirli iç çamaşırımı istedi.
Sí. ¿ De Chicago?
- Evet. Chicago'dan?
Antes no usaba gafas, ¿ puede ser que no viera bien en Chicago?
Önceden gözlükleri yoktu belki de Chicago'da kör geziyordu.
Espera, ¿ estaba con nosotros en Chicago?
O da bizimle birlikte Chicago'da mıydı?