Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Clase
Clase Çeviri Türkçe
59,010 parallel translation
Manejaste con clase la presentación de Danny.
Danny'nin takdimini çok iyi hallettin.
Es que estoy en medio de una clase.
Pardon. Dersin ortasındayım.
Me encantaría pasar el resto de la clase junto con ustedes.
Dersimin kalan kısmında size katılmayı çok isterim.
¿ Qué clase de enfermera sería?
Hemşirelik etiğine sığmaz.
- ¡ Terminó la clase!
Ders bitti!
Sé que la vena poplítea de la pierna lleva tanta sangre que sin importar qué clase de vendaje tengas, aún estarás sentado en un charco de plasma.
Bacağının arka tarafındaki atardamarın ne kadar bandajla sararsan sar sürekli kanamaya devam edecek kadar kan taşıdığını ve şu an bir plazma yığını üzerinde oturduğunu biliyorum.
- ¿ Qué clase de abogado es?
- Ne biçim bir avukatsın sen?
Es la clase de historia que te dejará... muerto.
Seni öldürecek cinsten bir hikâye.
A algunos niños de la clase no se les dió una calificación de su exámen.
Sınıfındaki bazı çocuklara notlarını vermememiş.
Somos esa clase de hombres a los que...
Biz pek de...
¿ Acaso una clase de quinto grado te invitó a una fiesta?
Beşinci sınıftan biri seni pijama partisine mi davet etti?
No quiero alardear, pero fui rey de mi clase.
Böbürlenmek istemem ama mezuniyet balosu kralıydım.
Era una clase de como 40 alumnos, no tuve que impresionar a muchos, pero sí, fui rey de mi clase.
Bir sınıf dolusu insan vardı, 40 kişi kadar, yani çok insanı etkilemem gerekmedi ama evet, mezuniyet balosu kralıydım.
Pero ¿ qué clase de hombre sería yo si no vengara el asesinato de mi hermana?
Ama ablamın cinayetinin intikamını almazsam nasıl bir adam olurum.
Sé la clase de persona que eres.
Nasıl biri olduğunu biliyorum.
Vaya. ¿ Qué clase de cosas ilegales?
Ne tür yasadışı şeyler?
¿ Qué clase de cabaña tiene una puerta como esta?
- Ne tür bir kabin böyle bir kapý var?
Yo jamás podré darte esa clase de sumisión y obediencia.
Sana hiçbir zaman bu tür bir itaati ve bağlılığı veremeyeceğim.
¿ Qué clase de escuela es esta de todos modos?
Bu nasıl bir okul ki böyle?
Nadie en esta clase habla al menos que se les de la palabra.
Bu sınıftaki hiçkimse onlara izin verilmeden konuşmaz.
Muy bien, clase.
Tamam, sınıf.
Buenos días clase.
Günaydın, sınıf.
De acuerdo Mary, creo que tienes algo que te gustaría decir a la clase.
Tamam, Mary, sınıfa söylemek istediğin bir şey var sanırım.
¿ Qué clase se arma mata gente inocente?
Bir silah nasıl olur da masumları öldürür?
Veamos qué clase de diosa eres realmente.
Bakalım aslında nasıl bir tanrısın?
Dios mío. Después de todo esto, estoy cansada de snobs para la primera clase.
Tanrım, birinci sınıftaki züppeler bana giydirdiler bile.
No podemos tener problemas en clase turista.
Sıkış tepiş oturmanı istemem.
- ¿ Perdón? En clase ejecutiva.
- Birinci sınıfta ilk uçuşun mu?
Quizás sea mi primera vez en clase ejecutiva y cosas así, pero tiene que comportarte.
Belki birinci sınıfta böyle kararlar verebilirsin ama arka tarafta kurallara uymak zorundayım.
- Quiero escucharte clase ejecutiva.
Birinci sınıfı duyalım bakalım! Siktir git!
Guárdatelo para tu aburrida primera clase.
Cazibeni kevaşelere sakla. Hâlâ önemsiyorsun.
¿ De qué estás hablando? El tipo que se sentó a mi lado en clase ejecutiva me ofreció una gran suma de dinero para ayudarlo...
Birinci sınıfta yanımda oturan adam ona yardım etmem için para teklif etti.
¿ Cómo piensas que es volar en primera clase?
Birinci sınıf uçuşun nasıl gidiyor?
No tienes ni el entrenamiento ni la experiencia para hacer esa clase de juicio.
Bu tür bir yargıya varacak eğitimin veya deneyimin yok.
Como una clase de mascota, que has aguantado o... encontrado divertida... o mona o leal u obediente o...
Katlandığın veya eğlenceli tatlı, sadık, uysal bir köpek yavrusu gibiyim...
Entonces, ¿ qué clase de poderes tienes?
Peki hala süper güçleriniz var mı?
Porque te falta la clase de ambición cruda, intensa, desnuda que duele y lastima y apuñala y quema.
Çünkü sende bu ham, aşırı, yoğun hırs yok. Böyle bir hırs acıtır, yaralar, bıçaklar ve can yakar.
Clase de 1947.
1947 mezunları.
Y con suerte, joven, te recibiremos en la clase de 1983.
Ve umarım seni de 1983 sınıfımıza kabul ederiz delikanlı.
# Pero después de clase Vengan a vernos brillar #
Ama okuldan sonra gelip Müthiş müziğimizi dinleyin
- Tate Poindexter, clase de 1978.
Selam. - Tate Poindexter'la tanış, 1978 sınıfı.
Pon música de hombres porque les daré clase a esos niños.
Gerçek erkek müziği çalsan iyi olur çünkü bu ufaklıklara bir ders vereceğim.
Después de clase, vendrán a casa.
Okuldan sonra hemen eve döneceksiniz.
Tenemos que salir de aquí porque hay toda clase de nuclearismos bajo este hielo.
Buradan gitmemiz gerek çünkü bu buzun altında nükleer olaylar dönüyor.
Porque estoy tropezar mis bolas de la clase de tipo.
Çünkü ben halisünasyon görüyorum.
¿ Qué clase de mierda a la Annie Oakley es esa?
Bu Annie Oakley kılıklı da kim?
Me lo pasas muy cerca de la nariz, a una especie de rebeldes sin clase, y me muestras cruces rojas.
Burnumun bu kadar yakınında gemi dolaştıran bir sürü soysuz asi varken tutmuş bana kırmızı haçları gösteriyorsun.
Bueno, el amor es una clase de locura, ¿ no es así, Sr. Thoyt?
Aşk da bir tür delilik değil midir Bay Thoyt?
- ¿ Qué clase de problema?
- Ne sorunu?
- Con clase.
Bulimia ile mücadele eden ben olduğumda. - Şık.
¿ Qué clase de acuerdo?
Nasıl bir anlaşma?