English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Clínica

Clínica Çeviri Türkçe

5,564 parallel translation
No hay ningún registro que muestre que su esposo haya sido admitido en alguna clínica u hospital en la isla.
Kocanızın, adadaki herhangi bir hastaneye veya kliniğe alındığını gösteren bir kayıt yok.
El doctor de la Clínica de Villa Jaragual.
Villa Jaragual Kliniğindeki doktor.
De otra forma, los americanos se asegurarían de que su clínica estuviese acabada.
Aksi takdirde, Amerikalılar onun kliniğini kapattırırdı.
Quiso que lo hiciéramos ver como que él nunca había llegado a la clínica.
Kocanı, kliniğe gelememiş gibi göstermek istedi.
Esta no es una clínica de aborto.
Burası bir kürtaj kliniği değil.
Sheriff, tenemos un 1033 en la clínica médica.
Doktor'un ofisinde sesli alarm çaldı. - Ronny?
Estoy... estoy en la clínica.
Ben... o klinikteyim.
La clínica del miedo está abierta.
Korku Kliniği açıldı.
¡ Fui a una clínica de fertilidad!
Buraya ilk taşındığımızda bir kliniğe gittik!
Es una carta de la clínica diciendo que destruirían mi muestra si no me ponía en contacto con ellos.
Klinikten gelen mektup... onlarla irtibata geçmezsem, sperm örneklerimi... yok edecekleri yazıyor.
Mi mamá está volando en algún momento a salir de la clínica de desintoxicación y mi papá recuerda que lo que él se ha olvidado, y luego simplemente nevando puro.
Sigortası bittiğinde, rehabilitasyon annemi evden çıkardı ve babam da sonunda bir şey istiyor o yüzden, ara sıra geliyor.
La Clínica Mayo tiene suerte de tenerte.
Mayo Clinic siz olduğunuz için çok şanslı.
En la Clínica North Oak, estabas tocando el piano?
"Kuzey Meşe Kliniği" nin orada piyano çalıyor muydun?
como..... lo siento, por qué estabas en la clínica?
Şöyle.. Pardon, neden, neden kliniğe gittiğini sordum.
"Clínica de Salud Sexual"
Saint George's Kliniği
¿ A conquistar mujeres en una clínica de salud sexual?
Cinsel hastalık kliniğinden kız düşürmek için mi?
Fui a la clínica y tuve que enseñar mi polla.
Kliniğe gittim... -... aletimi çıkardım...
Incluso construimos nuestra clínica ahí.
Kendi işimizi bile kurmuştuk.
Vamos. ¿ Caballeros, es esta la fila para la clínica?
- Gidelim o zaman. Burası klinik sırası mı beyler?
Es la pequeña clínica que podía.
Böyle küçük bir klinik için elimizden geleni yaptık.
Y, escucha, si alguna vez estás interesado en pluriemplearte en medicina de la calle, mi pequeña clínica no se va a ningún sitio.
Ek iş olarak sokak tıbbıyla ilgilenmeyi düşünürsen küçük kliniğim hep burada olacak.
Y todos mis refuerzos están ocupados, así que si no voy, la clínica no abre.
Gitmezsem klinik açılamayacak.
Perdona. ¿ Vas a abrir la clínica por mí?
Kliniği sen mi açacaksın?
Acabas de empezar a trabajar aquí en una clínica.
- Burada klinikte çalışmaya yeni başladın.
¿ Cómo es que no sé nada... de la clínica y tus luchas a cuchillo?
Klinikteki bıçaklı kavga olayını neden bilmiyorum?
Enviaron el bolso de Julie de la clínica.
Rehabilitasyon merkezinden Juliet'in bavulunu yolladılar.
La clínica necesitaba fotos para la reconstrucción.
Yüzünü yeniden yapmak için resimlerine ihtiyaçları vardı.
Así que cuatro meses más tarde, está embarazada de nuevo, ya sabes, así que vamos a volver a la clínica, ella está llorando,
4 ay sonra, tekrardan hamile, Biliyorsun, kliniğe geri dönüyoruz, kız ağlıyor,
¿ Qué tiene de malo la clínica gratuita?
- Bedava kliniğin nesi var?
Yo soy una puta católica, actualmente disfrutando de acostones... fuera del matrimonio con mi novio judío negro... que trabaja en una clínica de aborto militar.
Bendeniz Katolik bir orospuyum. Şu sıralar siyahi ve Yahudi erkek arkadaşımla evlenmeden zina yapma peşindeyiz. Kendisi ayrıca kürtaj kliniğinde çalışıyor.
Nuestra compañía se llama Taxis Co-op, no Clínica Co-op.
- Bizim şirket Co-op taksi, Co-op klinik değil.
Luego de poner al señor Chopra bajo vigilancia.. .. encontré una clínica medica, tabla de clientes y medicinas recetadas..
Mr. Chopra'yı gözetime aldıktan sonra medikal klinik müşterilerinin dosyalarını ve reçetesiz ilaçlar buldum oksikodon, morfin ve lorazepam gibi.
Mi padre tenía su clínica allí.
Babamın kliniği de oradaydı.
Apenas una observación clínica.
Pek klinik bir gözlem sayılmaz.
El procedimiento en la clínica cuesta alrededor de 500 dólares.
Klinik içindeki bir operasyon sana 500 Dolar'a mal olacak.
Todavía está en la clínica.
- Hâlâ klinikte.
"El célebre juez Michel donó 10.000 francos a la Clínica de desintoxicación más grande de Marsella."
" Sevilen yargıcımız Michel, Marsilya'nın en büyük uyuşturucudan kurtulma merkezine 10.000 frank hibe etti.
Soy Marie. Se supone que debo enseñarte la clínica.
Sana kliniği gezdirmem gerekiyormuş.
La regla principal en esta clínica, es que debemos desear estar aquí.
Bu klinikte bir temel kural var : İstemek zorundayız.
- Excremento. - Entonces vuelve a la jodida clínica, Alex.
- O zaman sikik kliniğe geri dön, Alex.
Necesito que venga a la clínica de inmediato.
Hemen kliniğe gelmeniz gerekiyor.
Se fue de la clínica.
Ayrılmış.
Un día más en esa clínica y sí, tal vez.
Klinikte bir gün daha kalsaydım, evet, örecektim belki.
Estoy estancado en una jodida clínica.
Lanet bir klinikte sıkıştım kaldım.
Nada en la clínica tampoco.
Klinikte de yokmuş.
Hay una clínica cerca que es muy conocida por tratar trastornos de mujeres.
Hemen yakınında kadın rahatsızlıklarını tedavi etmesiyle meşhur bir klinik varmış.
Sufrió una prostatectomía radical hace cuatro años, lo que le produjo una impotencia clínica.
Dört yıl önce radikal prostatektomi olmuş ki bu da kendisini klinik olarak iktidarsız yapmış.
Tenía depresión clínica.
Hastanelik boyuttaydı, Henry.
¿ Cómo marcha todo en la clínica?
Klinikte işler nasıl gidiyor?
La clínica, sí, fue algo estimulante,
Klinikte çalışmak benim için önemli bir şeydi ve gerçekten- -
Tengo una clínica privada con mi amigo Will.
Arkadaşım Will ile özel bir muayenem var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]