English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Compliqué

Compliqué Çeviri Türkçe

105 parallel translation
Compliqué mucho todas las cosas, ¿ sí?
Her şeyi yüzüme gözüme bulaştırdım, değil mi?
Creo que compliqué todas las cosas, Harry.
Sanırım tüm bu geçen zamanda büyük şeyler yaptım Henry.
Compliqué todo.
Çuvalladım.
Realmente lo compliqué ayer.
Daha dün ektim onları.
Sólo la compliqué un poco.
Ben sadece birkaç komplikasyon ekledim.
Muy bien, lo compliqué.
Tamam, her şeyi berbat ettim. Tamam mı?
Lo compliqué todo.
Batırdım.
Lo compliqué mucho.
Çok kötü batırdım.
Lo compliqué todo.
Mahvettim.
Compliqué todo.
Başınızı derde soktum.
Nunca había pensado cuánto le compliqué la vida... a Didi al robarle su pierna falsa.
Takma bir bacak calmakla, Didi'nin hayatini bu kadar zorlastiracagim hic aklima gelmemisti.
Ya tengo problemas sin un amorío que complique todo.
İşleri karıştırmak için bunca sıkıntı varken, bir aşk macerası eksikti.
No complique las cosas intentando escapar.
Kaçmaya kalkıp her şeyi zorlaştırma.
Mi tarea es ya bastante dura sin que ese viejo... sin que su padre me la complique.
Ama işimi yapmalıyım, çözmem gereken onca sır varken... bir de şu ihtiyar... Yani baban işleri karmaşıklaştırıyor.
- No lo complique mas...
Benimle uğraşma -
No se complique la vida.
İşleri güçleştirmeyelim şimdi.
Mire, ya le cuesta entenderlo, no complique el asunto.
- Gerçekten, anlayışınız çok kıt! Daha fazla karmaşa aramayın!
- No complique todo.
- Susy, işleri daha fazla uzatma.
Si ya, apostaría que se descubre cuando la cosa se complique.
Eminim ki, işleri yoğunken yardım ediyordur.
Disfruta de la operación, que no se complique.
Ameliyatın tadını çıkar aşkım, umalım da herşey yolunda gitsin.
No quiero que se complique más de lo que ya está.
Durumu şu anda olduğundan daha karmaşık hâle sokmak istemiyorum.
No complique el asunto perjurando.
Lütfen kendi ifadenizi yalanlayarak durumu daha da zora sokmayın.
No complique las cosas.
İşi zorlaştırma.
- La muerte. No lo complique más.
Bunu zorlaştırmayın.
Piensa lo que haces antes de que la cosa se complique.
Olaylar kontrolden çıkmadan önce bir daha düşün.
No complique más las cosas.
İşleri kendiniz için daha kötü bir hale sokmayın.
Para evitar que la situación se complique.
Bu durumun daha vahim bir hale gelmesini istemiyorlar.
Pensé ponernos al día con los libros antes de que se complique por aquí.
Her şey iyice çığırından çıkmadan şu hesaplara bir bakalım.
Será mejor dejarlo antes de que se complique.
Belki de işler daha karışık hale gelmeden vazgeçmeliyim. - Hasarsız, faulsuz.
No complique las cosas.
- Sorun çıkarma.
No me lo complique usted más.
Bunu zorlaştırma.
Frasier, ¿ estás seguro de querer modular aquí? Tal vez complique más las cosas.
Burada tonalite değiştirmek istediğine emin misin Frasier?
No complique el asunto.
Konuyu karmaşık hale getirme.
Y alguien tiene que quedarse fuera para el caso de que todo se complique
Ve birisinin çıkıp dışarıda bekleyip her şeyin b.ka sarması halinde sürece müdahale etmesi gerekiyor.
No complique las cosas y le doy una C. ¿ Correcto?
İşi daha da karıştırmazsan sana C veririm. Gidelim mi?
¡ No me complique más la vida y tómeme la apuesta!
Benimle oyun oynamayı bırak ve lanet bahsimi al!
"No se complique".
Basit tut.
No sé, pero sabía que no iba a ninguna parte así que he pensado cortar con este al principio antes de que se complique y le guste demasiado.
Bilmiyorum, ben olabilir gerçekten yere gitmiyordu söylemek sadece tür dağınık ve o alır önce yüzden ben geçmek bu bir kesilmiş vereceksiniz bana düşündüm beni çok fazla seviyor.
¿ Qué haría que un hombre se complique la vida en algo así, que se arriesgue tanto?
Birine bu kadar bela ve tehlike yaşatacak şey nedir?
Es bueno empezar con profesionales..... pero más tarde, cuando el amor te lo complique todo..... apreciarás más a las novatas.
Başlangıçta profesyonellere gitmek iyi bir şeydir. Ama daha sonra işe duygular karışınca işe yeni başlayanlara saygı duymaya başlarsın.
Señorita, no se complique.
Bak kızım, toz ol.
- Dudo que complique su estado.
Bunun işleri karıştırdığını düşünmüyorum.
No complique más las cosas reteniendo a dos agentes de los Servicios Secretos.
İngiliz Gizli Servisi'nden iki memura zarar vererek olayı daha kötü bir hale getirme.
No se complique con ella.
O iyi, yaygara yapmayın
Escucha, Louise... Puedes hacer que la cosa sea fácil o que se complique de verdad.
Dinle Louise bak, bu işi kolaylaştırabilirsin ya da çok karmaşık hale getirebilirsin.
- Se complique.
Karışmadan.
Ríndete antes de que llegue la caballería y esto se complique mucho más.
Ekipler gelmeden önce teslim olsan iyi olur, yoksa işler karışacak.
Si necesito a una mujer hermosa que me complique la vida puedo conseguir algo mucho mejor que Debbie.
Hayatımı berbat edeceğim güzel bir kız istersem Debbie'den daha güzelleri var.
La información por la que tanto luchaste tal vez sea todo lo que deseabas o tal vez haga que tu vida se complique.
uğruna bu kadar savaşıp ta, her şeyini gözden çıkardığın bilgi, hayatını daha içinden çıkılmaz hale getirebilir.
Deme un segundo. Estaré con usted en un minuto. No complique mi acción.
Bekle biraz, ve Iütfen işimi engelleme.
Cuanto más se complique el caso, tanto mejor para nosotros.
Hikaye ne kadar karmaşıklaşırsa, bizim için o kadar iyi olur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]