Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Continue
Continue Çeviri Türkçe
3,356 parallel translation
La primera vez casi no podiaa hacerlo, Pero continue.
İLK ELEMAN PEK BAŞARI DEĞİLDİ, AMA BEN ONU ÇOŞTURDUM.
Continue
Size yeşil ışık yaktım.
Es dificil de creer que una compañia tan grande continue siendo de la familia Nolan.
Bu şirketin bu kadar büyük olup da hala Nolan ailesi tarafından işletilmesine inanmak güç.
- Continúe. - Puede llamarlo ingenuidad. El pueblo merece más, que un rey, que los trate como animales.
- Bana saf diyebilirsiniz efendim ama bence halk kendilerine hayvan gibi davranan bir kraldan fazlasını hak ediyor.
Ambos sabemos que ni siquiera pueden garantizar que la invasión continúe.
Biz ikimizde işgalin başlayacağına Garanti veremeyiz.
Seguramente podemos dejar que la continúe.
Bence yapmasına izin verebiliriz.
- No. Continúe.
- Hayır, önemi yok.
- Continúe.
- Devam et.
Si cree que soy sospechoso, o que yo no debería estar aquí, continúe, termine el procedimiento.
Şüpheli olduğumu ya da burada olmamam gerektiğini düşünüyorsan, o zaman devam et işlemi tamamla.
Continúe.
Devam edin.
Continúe.
Devam et.
"Hacemos un llamado a todos nuestros amigos en Occidente, con la confianza de que no permitirán que esta agresión continúe".
Batı'daki tüm dostlarımıza çağrı yapıyoruz ve bu saldırının devam etmesine izin vermeyeceğinize inanıyoruz.
Continúe.
- Devam edin.
Continúe.
- Devam et.
Estas diciendo que quieres que continúe.
Üzgünüm! Devam etmemi ister misin?
Estas diciendo que quieres que continúe.
Üzgünüm. Devam etmemi ister misin?
Continúe un poquito más.
Biraz daha gidebilir galiba. Hayır, hayır.
Continúe, por favor.
- Devam et, lütfen.
Está bien, continúe. Continúe.
Sorun değil, devam ediyoruz.
Continué con mi vida.
Hayatıma devam ettim.
Continué respetuosamente.
Körü körüne devam ettim.
Solo continué.
Ben sadece hayatımı yaşıyordum.
Espero que no crea que soy impertinente, pero le gustaría que continúe conduciendo el negocio de su familia, en representación de su hermana y usted?
Umarım küstah olduğumu düşünmezsiniz, ancak siz ve kardeşiniz adına ailenizin işlerini idare etmeyi sürdürmemi ister misiniz?
Continúe. Vino aquí para estudiar moda...
Devam et, buraya moda tasarım okumak için geldin...
Pero entonces mis niños dijeron vamos, nada ocurrirá así es que continúe.
Ama sonra çocuklarım gitmemi, hiçbir şey olmayacağını söyledi. Ben de devam ettim.
Ok, eso es bueno continue.
Tamam.. devam edin
Creo que usted y Gabriel han hecho un gran trabajo y quiero que continúe.
Bence Gabriel'le harika bir iş çıkardın ve devam etmeni istiyorum.
- Continúe moviéndose.
- Hareket etmeye devam edin.
Continúe.
Devam et. Galiba ikimizden birinin oturması gerekiyor.
Mira, si quieres que tu relación con Leonard continúe, tienes que creerte cualquier excusa loca o disparatada que ese demonio blanco tenga el descaro de decirte.
Bak, Leonard ile ilişkinin devam etmesini istiyorsan karşına yalancı bakışlar ve uydurma bahanelerle çıkmaya cüret eden beyaz şeytanın söylediklerine inanman gerekiyor.
Sí, está bien. Continúe.
Peki, devam edin.
Por favor, continúe. ¿ Querría...?
Lütfen devam edin. İster miydiniz...?
Por favor, continúe.
Lütfen davam edin.
Disculpe, continúe.
Kadını yani.
Después de su muerte, yo continué y perfeccioné su investigación.
Babamın ölümünden sonra araştırmasını devam ettirdim ve daha iyi hale getirdim.
Vaya adelante y continúe, Sr. Lodges.
Siz lütfen bunlarla ilgilenin...
No podemos permitir que continúe ".
"Artık devam edemeyiz."
Ya sabes, para que la culpa continúe.
Bu suçluluk duygusundan kurtulmak için.
¡ Perdón por eso! ¡ Capitán, continúe!
Selam yüzbaşı.
Continúe, Sargento.
Devam et Çavuş.
Continúe.
Ver bakalım.
Ya es hora de que mi viaje continúe.
Şimdi yolculuğuma devam etme vakti.
Bueno, continúe por favor.
Pekala bayan. Devam edin lütfen.
Continúe.
Devam edin lütfen.
- Continúe. - El hecho es que debemos hacerlo juntos.
İşin özü tek yumruk olmalıyız.
Y me encantaría ver que este proceso continúe.
Ve bu davanın ilerlediğini görmeyi çok istiyorum.
Por favor, continúe circulando. ¿ Quién?
Lütfen, bekleme yapmayın.
Por favor, continúe circulando, señor.
Lütfen, bekleme yapmayın, beyefendi.
Por favor, continúe con su trabajo.
İşine devam et sen.
Quiero que eso continúe.
Devam etmemiz lazım.
Y es nuestra firme esperanza y propósito que este progreso aún continúe no solo durante este tiempo sino para siempre.
Bizim en sağlam hedeflerimizden biri de bu gelişimin sürmesidir. Sadece bugün değil. Gelecekte de.