English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Cosmopolitan

Cosmopolitan Çeviri Türkçe

167 parallel translation
Marzo CosmopoIitan 1 5 centavos
Mart Cosmopolitan 15 Sent
- Leí algo en Cosmopolitan.
- Cosmopolitan'da bir şey okudum.
¿ Tienes la "Cosmopolitan"?
orada Cosmopolitan var mı?
No. Luego iré a la droguería a comprarme unas compresas Kotex y la revista Cosmopolitan.
Hayır, daha sonra markete gidip kendime kadın bağı ve Cosmopolitan dergisi alacağım.
¿ Qué diantres es Cosmopolitan?
Dünya açık görüşlü mü?
Leí un artículo sobre eso en Cosmopolitan.
Cosmo'da okumuştum bunu.
El robo del Hotel Cosmopolitan. El carbunclo azul.
Cosmopolitan Otel hırsızı, mavi yakut.
Sí, señor Ryder, Conserje del Hotel Cosmopolitan.
Evet Bay Ryder, Otel Cosmopolitan'da üst kat hizmetçisi.
- ¿ Te mandaron leer Cosmopolitan? No, estudiar esto.
Cosmopolitan'dan ödev mi verdiler?
Leo Smart Set, Cosmopolitan...
Smart Set, Cosmopolitan okurdum...
Esta esfera es en realidad un "cosmopolitan". ¿ Cómo se bebe?
Bu küre aslında kozmopolit içecek. - Nasıl içiliyor?
¿ Quieres decir pasivo-agresivo como publicar fotos de tú y tu mujer comiendo bolas de "cosmopolitan" que sabes que están hechas para mi boca?
Kendinle eşinin benim ağzıma ait olduğunu bildiğin kozmopolit içecekli toplardan yerkenki fotoğraflarını internete atman gibi pasif-agresif mi?
No tenéis el impulso sexual, aunque lo diga Cosmopolitan.
- Bu aynı şey değil. Ne demek, "aynı şey değil"? - Cinsiyet ayırımı yaptığım için beni bağışla ama kadınlar seks konusunda aynı güdülere sahip değillerdir.
- Es un hecho médico.
"Cosmopolitan" ın editörlerinin ne söyledikleri umurumda bile değil.
- Has estado leyendo el Cosmopolita de nuevo.
- Yine Cosmopolitan okumuşsun.
Yo creo en las almas gemelas. Creí que Trey era para mí.
Kozmopolit olmakla ilgili yazan birinin yanında Cosmopolitan içerim.
Según Cosmopolitan, sacan conclusiones... decisivas sobre las posibilidades como amante sólo por el beso.
Cosmopolitan dergisine göre, kadınlar, sadece erkeğin öpüşme tarzından, bir âşık olarak potansiyel tekniği hakkında, büyük ölçüde sonuç çıkarıyorlarmış.
Lo leí en la Cosmopolitan.
Bunu "Cosmopolitan" da okumuştum.
¿ Qué haces tú leyendo la Cosmopolitan?
Ne diye "Cosmopolitan" okuyorsun?
Deberías ser uno de los que lee Cosmopolitan.
Senin de "Cosmo" okuman gerekiyor.
- Hago un Martini Cosmopolitan increíble.
- Çok iyi bir kokteyl hazırlarım.
- No sabía que leía Cosmopolitan.
- Cosmo'yu okuduğunu bilmiyordum.
- Un Cosmopolitan, gracias.
- Sana içki alayım. - Cosmopolitan.
- Un cosmopolita más, Sr. Pompeyo.
- Sadece bir Cosmopolitan daha Bay Garrison.
¡ Es una Cosmopolitan!
- Bu Cosmo.
¡ Maldita Cosmopolitan!
Lanet olası Cosmo.
Yo sabes lo emocional que me pongo cuando leo Cosmopolitan.
Nezaman Cosmo.'yu okusam duygusallaştığımı biliyorsun
¿ No has leído Cosmopolitan?
- Bu ayki Cosmo'yu okumadın mı?
Todo el mundo lee "Cosmopolitan"... todos miran a otras chicas, todo el rato.
Herkes kadın dergileri okur. Herkes kadınlara bakar çoğu zaman.
"Cómo lograr mejores orgasmos", en Cosmopolitan.
"Daha İyi Orgazm Olmanın Yolları" "Cosmopolitan" da çıkmış.
Una cena de ésas en las que literatos e iletrados charlan entre sí del Cosmopolitan y del Sashimi.
- Bilirsiniz işte. Edebi kültürle jet sosyete, içki içip suşi yerken birbirini tartar.
En Cosmo, Glamour, Elle... Les dije : "si me quieren, contraten a Carlo".
Cosmopolitan, Glamour, Elle'e derdim ki, beni istiyorsanız Carlo'yla konuşun.
- Un cosmopolitan.
- Cosmopolitan.
Cosmopolitan más whisky es igual a amistad con un ex.
Cosmopolitan artı skotch eşittir eski sevgilinle dostluk.
Tres cosmopolitas, una coca de dieta y un vodka martini con limón.
Üç Cosmopolitan, bir diet kola ve karıştırılmış votka martini.
- ¿ Les pido un trago?
- Cosmopolitan.
- Cosmopolitan.
- Bana da.
Puede hacerte llegar al orgasmo, y luego prepararte un cosmopolita.
Hem sana zevk verip, hem de Cosmopolitan yapabilir. Bütün geleceği bahşişlere bağlı olan bir adamla ciddi bir ilişki nasıl kurulur bilmiyorum. Ciddiyim!
- Otro cosmopolitan, por favor.
Bir Cosmopolitan, lütfen.
Samantha, un cosmopolita y Donald Trump.
Samantha, Cosmopolitan ve Donald Trump.
Un cosmopolitan, ¿ no?
Cosmopolitan değil mi?
Una virgen de 25 años me conseguía un cosmopolitan.
25 yaşındaki bakire bir kız bana Cosmopolitan alıyordu.
- ¿ Quieres un cosmopolitan?
Sana bir Cosmopolitan almamı ister misin?
Pagó con su tarjeta. 4 "vodka gimlet", 2 "Cosmopolitan" - -
Masraf hesabından dört votka cin ve iki Cosmopolitan almış.
No hacen Cosmopolitans, es el té helado de Staten Island.
Cosmopolitan yapmıyorlarmıs, bu Staten Island Buzlu Çayı.
Cosmopolitan de Grand Marnier.
Grand Marnier Cosmo.
Diez personas la vieron leyendo Cosmopolitan en el Club Caribou.
On kişi onu Caribou Club'da kokteylleri götürürken görmüş.
Riges tu vida por lo que dice "Cosmopolitan".
Hayat direktiflerini lanet Cosmopolitan'lardan alırsın.
Sí, una hamburguesa con queso, por favor, papas grandes y una Cosmopolitan.
- Bir cheeseburger istiyorum. - Büyük patates ve bir Kozmopolitan!
Cosmo... ¿ Oh si?
- "Cosmopolitan" dergisi.
Cosmopolitan.
Cosmopolitan'ı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]