Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Cowboy
Cowboy Çeviri Türkçe
529 parallel translation
¿ Te burlas de mí, cowboy?
Sen ciddi misin kovboy?
El nunca ha visto un cowboy inglés.
Daha önce hiç bir İngiliz kovboy görmemişti.
¿ Cowboy?
Kovboy mu?
- ¿ Un cowboy?
- Kovboy mu?
¡ Cowboy!
Kovboy!
Era un cowboy, un vaquero áspero, inculto
O bir kovboydu, kaba, cahil bir kovboy.
- Cowboy Shank primero, luego Zale.
- Sırada Kovboy Shank var. Zale sonra geliyor.
Solo tú estás implicado, no Cowboy Shank.
İşin içinde bir tek sen varsın, Kovboy Shank yok.
Está justo ahí, jugando como un cowboy de Texas.
Tam şurada Teksas kovboyculuğu oynuyor.
Voy a buscar un empleo como vaquero.
Ben bir iş bakacağız Cowboy.
Es mi apretón de cowboy. Apretón al piel roja.
Bu benim eski kovboy aletim.
- ¿ Aún eres vaquero, Willie?
- Hala bir cowboy musun, Willie?
Cuando hice "Cowboy de medianoche"... con Ratzo Rizzo de vicario... Me ponen de mala leche. Schlesinger estrenó su versión cuando la mía se estaba revelando.
Ratso Rizzo rolünde papazı oynattığım Midnight Cowboy yeni bitmişti ki John Schlesinger kendi versiyonunu yetiştirip benimki banyodayken prömiyerini yaptı.
Mientras la banda toque una canción de vaqueros...
# While the band plays a cowboy tune
No soy un cowboy.
Kovboy da değilim.
¶ Vi a un joven vaquero ¶ ¶ envuelto en lino blanco ¶
I spied a young cowboy all wrapped in white linen...
¶ Supe por su ropa ¶ ¶ que era un vaquero ¶
" I seen by his outfit that he was a cowboy.
¶ Soy sólo un joven vaquero, ¶ ¶ y sé que he obrado mal. ¶
I'm just a young cowboy, and I know I done wrong. "
Le dije a la banda que empezarías con la canción del cowboy. - Olvídalo.
- Kovboy şarkısı.
# He was a cowboy and he knew I loved him well
* Bir kovboydu o, ve biliyordu onu sevdiğimi *
# A cowboy's secrets you never tell
* Asla söylenmez bir kovboyun sırları *
# Of a hard-drivin'cowboy man
* Zorlu bir kovboyu sevmenin *
# Of a hard-drivin'cowboy man
* Zorlu bir kovboyun kaslı kollarının *
Ya vuelve a hacer de cowboy.
Yine kovboy olmuş.
El vaquero o cowboy... debe llevarlo consigo para apartar y conducir.
Vaquero, kovboy, onu her zaman yanında taşır böylece gerektiğinde boğaları güder ve bir araya toplar.
Si me trincan, no quiero ir por la ciudad con pinta de cowboy.
Yakalanırsam, şehir merkezine kovboy gibi gitmek istemiyorum.
La encarnación viviente... de la tradición americana del cowboy.
O, Amerikan kovboy geleneğinin yaşayan bir temsilcisiydi.
Un cowboy muy hombre.
Karşımızda gerçek, kanlı canlı, maço bir kovboy var.
Vamos, Cowboy.
Haydi Kovboy.
Ese tipo es un verdadero cowboy.
Herif gerçek bir kovboydu.
Toda la información que consigue, la vende al servicio secreto francés que la remite a París por conducto diplomático y de París al cowboy de Washington.
Bütün bulgularını Fransız istihbaratına sattı. Onlar da diplomatik kanallar vasıtasıyla Paris'e ve Washington kovboyuna gönderdi.
El cowboy ¿ no tiene padres a quien visitar de vez en cuando?
Bir kovboyun ara sıra ziyaret ettiği bir ailesi hiç olmuyor. Ölmüşler mi?
¿ es que sus padres han muerto? ¿ el cowboy ha estado en una Inclusa?
Sokağa mı terk edilmiş yoksa?
¿ Por qué no te has vestido de cowboy?
- Kovboy gibi giyinmemişsin? - Elbiseleri nereden alacaktım?
" Cowboy persigue motosierras 14 años.
" Kovboy 14 yıldır testerecilerin peşinde.
¡ En Texas sólo hay vacas y maricas, recluta Cowboy!
Teksas'tan sadece ibne ve öküz çıkar Kovboy!
¡ Esto no es la escopeta de caza de tu papá, Cowboy!
Babanın tabancası değil bu Kovboy!
Recluta Cowboy, recluta Bufón.
Kovboy, Palyaço.
Tengo un amigo, Cowboy.
Dostum Kovboy onlarla. Siz birinci taburdan mısınız?
¿ Vais a lanzar a la fama a Cowboy?
Kovboy'u meşhur etmeye mi geldiniz?
Hotel Uno Actual, aquí Cowboy.
H 1 devriye, ben Kovboy.
Murph, aquí Cowboy.
Murph, ben Kovboy.
Aquí Cowboy.
Kovboy. Tamam.
¿ Murph? Aquí Cowboy. Cambio.
Ver şu sıçtığımın telsizini.
¡ Vete a tomar por el culo, Cowboy!
Kıpırdamayın!
Aquí Cowboy. Cambio.
Telsizi ver.
Oye, gilipollas... se ha cargado a Cowboy.
Bak göt herif... Kovboy öldü.
Cuando hice "Cowboy de medianoche"... con Ratzo Rizzo de vicario... Me ponen de mala leche.
Sağ olun Bay Ağaç.
Hasta ayer a la noche, estaban por Duffus y Midnight Cowboy.
Polis neden bu kadar öfkeli?
Yo soy el jefe del batallón de Cowboy.
Ben Kovboy'un komutanıyım.
Lo siento, Cowboy.
İki kişi vuruldu. Tanklara ne oldu? Tamam.