Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Curtain
Curtain Çeviri Türkçe
58 parallel translation
Él fue un gran duque Antes de que nuestro país fuese Detrás del Iron Curtain. Pues bien, luego usted debe ser
Ama El Toro'yu yenememiş
Conducido por quién les habla, el Sr. Curtain.
Oyunun yöneticisi bendeniz Bay Curtain.
- Sr. Curtain.
- Bay Curtain.
Sr. Curtain, ¿ Están todos entretenidos?
- Bay Curtain, herkesin keyfi yerinde mi?
- ¡ Sr. Curtain!
- Bay Curtain!
- ¿ Todo en orden, Sr. Curtain?
- Her şey yolunda mı Bay Curtain?
Cortina de Cristal lo reivindicó.
Yani insan hatası ; ama Glass Curtain sorumluluğu üslendi.
- ¿ Quién es Cortina de Cristal?
Kim bu Glass Curtain, Michael?
¿ Cuál de ellos es Cortina de Cristal?
Hangisi Glass Curtain?
¿ Quién es tu contacto en Cortina de Cristal?
Glass Curtain'de bağlantı kurduğun kim?
Cortina de Cristal mató a Simone.
Glass Curtain Simone'yi öldürdü.
Fuimos los dos a reunir información sobre Cortina de Cristal.
İçimizden iki kişi Glass Curtain hakkında bilgi toplamaya gitmişti.
En el norte de la ciudad, el Teatro El Telón hogar de Richard Burbage, el actor más famoso de Inglaterra.
Şehrin kuzeyinde İngiltere'nin en ünlü oyuncusu Richard Burbage'ın sahne aldığı Curtain Tiyatrosu vardı.
Cuando acabe la plaga, Burbage tendrá una obra nueva de Marlowe. Y yo no tendré nada para La Rosa.
Salgın bittiği zaman Burbage, Christopher Marlowe'un yazdığı yeni bir oyunu Curtain'da sahneleyecek.
Está preparando El Telón para Kit Marlowe.
O Curtain'ı Kit Marlowe için hazırlıyor.
Dicen que tienes una obra para El Telón.
Curtain için yeni bir oyun yazdığını duydum.
"El Telón" es de Uds.
Curtain emrinize amadedir.
Entonces has estado en The Curtain o en Club Retro.
Hiç Curtain'da veya Club Retro'da bulundun mu?
- Salí con el portero de The Curtain y Club Retro pasó de moda hace 5 minutos.
- Curtain'daki bodyguard'la çıktım ve Club Retro ise eski moda
Dan Akroyd, Jane Curtin.
Dan Aikroyd. Jane Curtain.
Si no cierro el trato mañana, Terry Curtain me lo quita.
Bu çocuğu yarın kapatmazsam, onu Terry kapacak.
Pudiese mejor acabar de entregarse, Jim Curtain también caerá.
Pes etsen iyi olur Jim. Sırrın açığa çıkıyor.
Estaba tras Curtin y no tuve tiempo.
Curtain'i yakalamaya çalışıyordum ve vaktim yoktu.
- No, en la oficina de Curtain.
Otelde mi? - Hayır, Curtain'ın ofisinde.
Señor Curtain, tengo una pregunta para Ud.
- Bay Curtain, bir şey soracaktım.
Sr. Curtain. ¿ Los papeles?
Bay Curtain, belgeler?
El Sr. Curtain tenia la misma en su oficina.
Bay Curtain'ın ofisinde de aynısından vardı.
¡ Señor Curtain!
- Bay Curtain!
Un aviso anónimo, Sr. Curtain.
Bilinmeyen bir kişi ihbarda bulundu, Bay Curtain.
No, Sr. Curtain, el llamado anónimo... fue sobre usted.
Hayır, Bay Curtain. O isimsiz ihbar, sizin hakkınızdaydı.
Hubert Curtain, lo arresto por intentar asesinar a Lady Bess Sedgwick, y por el homicidio culposo de Mickey Gorman.
Hubert Curtain, seni Leydi Bess Sedwick'i öldürme girişimi ve Mickey Gorman'ı öldürmek suçuyla tutukluyorum.
Humfries y Curtain se rehúsan a hablar, pero el Rembrandt es verdadero.
Humfries ve Curtain, konuşmuyorlar ama Rembrandt gerçekmiş.
Pero, ¿ por qué moverla a la oficina de Curtain?
- Curtain'ın ofisine niye götürmüşlerdir?
¿ Y cree que el Sr. Curtain fue el tirador del 123, Inspector?
123 numaralı odadan ateş eden Bay Curtain diye mi düşünüyorsunuz?
- El asesino fue el Sr. Curtain.
- Evet, Leydi Sedwick. - O zaman katil Bay Curtain'dı!
No, el Sr Curtain no fue el asesino.
- Hayır. Katil, Bay Curtain değildi.
El Sr Curtain sería responsable por un tercio de toda la fortuna Blake.
Bay Curtain da, Blake mirasının üçte birinin kontrolünü eline geçirecekti.
Pensé que mandarme esas notas era un toque astuto, y luego poner una en la oficina de Curtain.
Kendime tehdit mektupları gönderip bir tane de Curtain'ın ofisine koymak çok iyi fikirdi.
La nota que puso en el escritorio del Sr. Curtain fue una que usted había recibido
Bay Curtain'ın masasına koyduğun, daha önce aldığın mektuplardan biriydi.
La puso no para arrojar sospechas al Sr. Curtain, sino para alejarlas... de Elvira.
Onu sadece, Curtain'ı kuşku altında bırakmak için değil kuşkuları Elvira'dan uzak tutmak için koydun.
La asistente del Sr. Curtain me dijo que visitó seguido su oficina... estos últimos días.
Bay Curtain'ın sekreteri, birkaç gündür ofisi ziyaret ettiğinizi söyledi.
Usted era el comprador que el Sr. Curtain tenía para la pintura, ¿ no?
Bay Curtain'ın tablolar için beklediği müşteri sizdiniz değil mi?
Y eso que no llegamos a bajar la cortina.
And you didn't even get a curtain call.
El mismísimo "Telón de Hierro" de pie frente a mí.
Lanet olası Iron Curtain tam önümde duruyor.
Nunca nadie vio algo igual al "Telón de Hierro"... de pie cubierto en sangre con la mano en alto.
Kimse Iron Curtain gibi birisini görmedi. Kanlı ellerinin biri havada poz veriyordu.
Fue muy inteligente al venir con el "Telón".
Curtain'i yanında getirecek kadar akıllı birisin.
O podría haber sido mejor defensa,'85 Osos o cortina de acero?
Belkide, 85 Bears veya Steel Curtain takımlarının hangisinin en iyi savunması.. olduğu konusunda da olabilir mi?
The Mentalist 5x18 Behind the Red Curtain
The Mentalist Sezon 5 Bölüm 18 "Behind The Red Curtain"
Cortina de Cristal.
Glass Curtain.
¿ Curtain?
- Curtain mı?
- Lady Sedgwick y Malinowski estaban atrapados en la niebla, y el Sr. Mutti y el Sr. Curtain llegarían más tarde a pie.
Bay Mutti ve Bay Curtain da daha sonra yürüyerek geleceklerdi.