Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Cáll
Cáll Çeviri Türkçe
655 parallel translation
Un muchacho acudirá cuando lo llames, y se irá cuando lo mandes, pero algún día comprenderá que una mujer quiere decir que sí cuando dice que no.
A young man will come when you call him And leave when you tell him to go But some day he'll guess a woman means yes
Como el que llaman
# Like the one # ( # Ya da # ) # They call # ( # Herkesin bildiği adıyla # )
La compañía Listos para Todo.
Beck ve Call Şirketi.
Elena, espera aquí hasta que te llame.
Elena, wait here, I'll call for you.
Ich call for Dr Boyer.
) İch ( ben ) Dr. Boyer için arıyorum.
Call später, ¿ ja?
Call später ja?
Nuestro musical, que toca "Let Me Call You Sweetheart" es un fracaso. Consigue algo más alegre...
"İzin Ver Seni Arayayım Sevgilim, Sana Âşığım" şarkısını çalan müzikli süpürge bir pazarlama faciası oldu.
debe ser una "call-girl".
Yeğeni miymiş? Tanıyorum onu, fahişenin tekidir.
Pero las monarquías exigen Mi presencia constantemente
# # But monarchies are constantly commanding me to call
"... and I can call him up from my heart. "
"... and I can call him up from my heart. "
"... and I can call him up from my heart... "
"... and I can call him up from my heart... "
- Call-girl local.
- Bölgesel call-girl.
# I call you on the phone
* Telefon ederim sana *
Andrés toca muy bien el "Amanecer".
Andre "Morning Call" u çok güzel oynar.
liberaré a sus clientes Robert Broken Feather y Thomas Jefferson Wolfcall... su Señoría.
- Pekala. Bu şartlar altında, müvekkilleriniz Robert Broken Feather ve Thomas Jefferson Wolf Call'ı... -... şartlı tahliye ediyorum.
Hace años que voy a su taller y nunca me ha pedido ayuda.
Babanın tamirhanesine uzun zamandır gidiyorum,... and he's never made this call, so...
Recojo cotilleos para periódicos, " "The Post" "y" Call " ".
Sadece gazeteler için dedikodu toplarım.
¿ CÓMO TE QUIERO, LET ME YOU CALL BACK
"Cheers, stüdyodaki seyirciler huzurunda çekilmiştir."
Call me...
Bana...
¿ Puedo llamarte después?
Can I call you back?
Llamemos a Julia ahora mismo.
Let's call Julia up right now.
La llamamos y la llevas contigo para que conozca a la chica... y luego tú le disparas, enfrente de ella, para que tu esposa sepa quién eres.
Let's call her up and take her with you so she can meet this girl... and then you shoot her, right in front of her... so your wife can see what you really are.
¿ Puedo llamar a Julia y explicarle todo esto?
Can I call Julia and tell her what's happening?
You call me Mr. Duran And listen to everything I say
d Bana Bay Duran de d d Ve söylediğim herşeyi dinle d
Lincoln liberó a unos esclavos que eran tan americanos como Call.
Abe Lincoln Afrikalıları özgür bıraktı. Buralarda pek fazla Amerikalı yok.
El capitán de los Rangers, Woddrow F. Call estará en el rio para que estéis a salvo de los indios y de los bandidos.
Kaptan Woodrow F. sizi Meksikalı ve Kızılderili'lerden korumak için nehri kolluyor.
Me sorprende de Call y de ti.
Sana ve Call'a şaşırdım.
He oído que Call y Ud. reúnen un rebaño.
Duyduğum kadarıyla sen ve Call bir sürü yetiştiriyormuşsunuz.
Se encarga Call.
Call yapıyor.
Pero Call le ha encargado un trabajo esta tarde, así que estás libre para pasar un rato conmigo.
Fakat bugün ona yapılacak işler verdim. Bu durumda ortada benimle vakit geçirmemen için bir sebep yok.
Solíamos ser Call y yo, ahora eres tú.
O sürekli birilerinin bakımına ihtiyaç duyar. O ben ve Call'dum.
Por mi, bienvenida, pero Call no es muy tolerante con las mujeres.
Şu ana kadar ki endişelerimden dolayı bana minnettar kalacaksın. Fakat Call'un kadınlara karşı hiç toleransı yoktur.
Si trabajas para Woodrow Call, no. Ah, oye...
Eğer Woodrow Call için çalışıyorsan, değil.
Call nunca toleraría una mujer en el campamento.
Özellikle Kızılderili bölgesinden geçeceğimiz için. Call kampta kadınlara asla izin vermez.
Call no es Dios. - Hola, Woodrow.
Call ilah değil, ya sen?
¿ Qué tal, Call?
Merhaba, Call.
Y él es el capitán Woodrow F. Call.
Bu da Kaptan Woodrow F. Call.
¿ Cuál ha sido el momento más feliz de tu vida?
En mutlu zamanın ne zamandı, Call?
¿ Dónde está tu amigo, Call?
Arkadaşların nerede,
Ahora no está aquí.
Call? O şimdi burada değil.
Será mejor que se lo diga a Call.
Call'ı uyarmaya gitsem iyi olacak.
Cabalga con McCrae y Call, ¿ no es cierto?
O Mcrea ve Call ile birlikte kaçtı. Doğru değil mi?
McCrae y Call.
McCrae ve Call.
No hagáis enfadar nunca al Capitán Woodrow F. Call.
Bu durum aslında onu o kadar kızdırmazdı, değil mi?
- ¿ Sabe que Call es su padre?
Kaptan Call'ın onun babası olduğunu biliyor mu?
¿ Por qué has venido con Call?
Call'la birlikte buraya niye geldiniz?
* I light up When you call my name *
* Bense, sen ismimi söyleyince aydınlanıyorum *
Petróleo, vaya. A lo mejor tú lo conoces por "oro negro" o "té de Tejas"
# Oil that is Well, maybe you call it black gold or Texas tea
La conozco, debe ser una "call-girl".
Tanıyorum onu, fahişenin tekidir.
They call me Mr Pitiful
# Bana Bay Zavallı derler.
Ohh, they call me Mr Pitiful
# Ohh, Bana Bay Zavallı derler.