Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Célia
Célia Çeviri Türkçe
1,196 parallel translation
Supongamos que mademoiselle Celia tenía sentimientos. Sentimientos muy fuertes hacia un hombre cuya pasión era la Psicología. - Pero ese hombre la ignoraba.
Pekâlâ, Matmazel Celia'nın bazı duyguları vardı, psikolojiyi tutku edinmiş bir adama karşı güçlü duyguları, ama bu adam onu görmezden geliyordu.
¿ Entonces, usted afirma que Celia hizo todo eso sólo para atraerme?
Yani Celia'nın tüm bunları benim ilgimi çekmek için yaptığını mı söylüyorsunuz?
¡ No a Celia!
Celia'yı değil.
Monsieur Colin... ¿ Estuvo con mademoiselle Celia la noche de su muerte? Sí.
Mösyö Colin... öldüğü akşam Matmazel Celia'yla birlikteydiniz, değil mi?
Es que a mi compañero de habitación, Len Bateson lo vi entrar en la habitación de Celia.
Pekâlâ, oda arkadaşım, Len Bateson'ı Cee'nin odasına girerken gördüm.
- Esa chica, Celia Austin... ¿ No dijo que trabajaba en la farmacia del hospital?
Bu Celia Austin... hastanedeki eczanede çalıştığını söylememiş miydi?
Estaba Celia, otras dos encargadas y yo, por supuesto.
Burada Celia, iki diğer eczacı bayan ve bir de ben vardım tabi ki.
Pero Celia Austin pudo tomar esa morfina sin problemas.
Celia'nın kendisi morfini almış olabilir mi?
Pero Celia era muy escrupulosa y eso no hubiera sido propio de ella.
Ama Celia çok titiz ve dürüsttü. Bu onun beğenmeyeceği bir şeydi.
Monsieur Leonard... ¿ Usted y mademoiselle Celia mantenían una relación amistosa?
Mösyö Leonard, siz ve Matmazel Celia arasındaki ilişkiler arkadaşça mıydı?
- Pero Celia no tomó el estetoscopio.
Ama stetoskobunuzu Celia almamıştı.
Supongo que ya sabe de la muerte de mademoiselle Celia Austin.
Matmazel, Celia Austin'in ölümünü duydunuz mu?
Pobre Celia.
Zavallı Celia.
¿ Significaría algo para usted si le dijera que la muerte de mademoiselle Celia Austin fue causada por envenenamiento con morfina?
Size Matmazel Celia Austin'in... ölüm sebebinin morfin zehirlenmesi olduğunu söylesem bu sizin için bir anlam ifade eder mi?
¡ Lo que hiciste a esa chica, Celia...!
Şu kız, Celia
Primero, Celia Austin colecciona un montón de cosas inútiles.
Önce Celia Austin onca işe yaramaz şeyi aşırdı...
Pero Celia no robó ni las bombillas, ni la mochila.
Ampulleri ve sırt çantasını çalan Celia değildi.
Primero Celia, y después...
Önce Celia, sonra da...
Todos nosotros, Len, Pat, Celia, yo, los residentes.
Biz, hepimiz. Len, Pat, Celia, ben.
- ¿ Se lo dio Celia Austin? - No, lo tomé personalmente.
- Size onu Celia Austin mi verdi?
Entonces no lo hizo Mademoiselle Celia Austin.
Len Bateson'ınkini. Ah. Yani bu da Matmazel Celia Austin'in işlerinden biri değildi.
Se necesitó una cantidad muy pequeña para matar a Celia Austin.
Küçük bir ölçü bile Celia Austin'i öldürebilirdi.
¿ Cree usted que es más importante que el veneno que mató a Celia Austin? No.
Yani bu Celia Austin'i öldüren zehirden daha mı önemli?
También Celia Austin y la señora Nicoletis los tenían.
Celia Austin'in de Bayan Nicoletis'in de vardı.
Fue un caso muy parecido al de Celia Austin.
Hem de Celia Austin cinayetine benzer bir şekilde.
Las muertes de Celia Austin y la señora Nicoletis.
Celia Austin'in ve Bayan Nicoletis'in öldürülmeleri.
¿ Entonces aún cree que Monsieur Colin McNabb asesinó a mademoiselle Austin para hacer un experimento?
Yani, şimdi siz Mösyö Colin McNabb... Matmazel Celia'yı deneyim kazanmak için öldürdüğünü mü düşünüyorsunuz?
Inspector Jefe, creo que sé quien mató a Celia.
Evet, ben Japp'im. Başmüfettiş, Celia'yı kimin öldürdüğünü biliyorum.
La muerte de Lady Stanley y el asesinato de Celia Austin tenían similitudes, ¿ no? ¿ No me diga?
Lady Stanley'le Matmazel Celia Austin'in ölümleri, birbirine benziyor, değil mi?
Mademoiselle Celia Austin me lo confesó en presencia de monsieur Colin McNabb.
Matmazel Celia Austin bana Mösyö Colin McNabb'in yanında itiraf etti bunu.
A Celia nunca se le habría ocurrido una idea como ésa.
- Haklı. Cee böyle bir şeyi tek başına düşünemezdi.
Usted es a quien mademoiselle Celia entregó el anillo después de robarlo.
Öyleyse yüzüğü Matmazel Celia'dan almış olmalısınız.
Oh, Colin.
Celia senin etrafında küçük bir hayalet gibi dolaşıp duruyordu, sense onu hiç görmüyordun. - Ne? Oh, Colin!
¿ Entonces mademoiselle Celia le dio el anillo para que usted se lo devolviera a mademoiselle Patricia Lane?
Ve sonra da Matmazel Celia size yüzüğü Matmazel Patricia Lane'e vermeniz için geri mi verdi?
Todo esto está muy bien, señor Poirot. Pero ¿ va a decirnos quién mató a Celia a la señora Nic y a Pat?
Hepsi çok iyi, Bay Poirot, peki bize Cee'yi kimin öldürdüğünü söyleyecek misiniz?
Cuando fue a visitarme Mademoiselle Austin sólo se responsabilizó por algunas de las cosas robadas aquí, en Hickory Road.
Beni ziyarete geldiğinde Matmazel Celia, Hickory Sokağı 26 Numaradaki hırsızlıkların... sadece bir kısmının sorumluluğunu üstlendi.
Y fue esa mochila la que desencadenó los eventos que llevaron a la muerte a mademoiselle Celia Austin.
Ve sırt çantası aynı zamanda... Matmazel Celia Austin'in öldürülmesine sebep oldu.
Mademoiselle Celia Austin, desde su cuarto, divisó con claridad el lugar donde fue hallada la mochila.
Celia Austin'in odası sırt çantasının bulunduğu, kalorifer dairesine bakıyordu.
Como pueden ver, damas y caballeros Celia Austin fue asesinada porque era preciso silenciarla.
Ve görüyorsunuz, mesdames et messieurs Madamlar ve Mösyöler, Matmazel Celia Austin sessiz kalması için öldürüldü.
Sí, pero eso fue después de la muerte de mademoiselle Austin.
Ah, evet ama Matmazel Celia Austin ölümünden sonra.
Inspector Jefe, creo que sé quien mató a Celia.
Başmüfettiş, Celia'yı kimin öldürdüğünü biliyorum.
¿ Y María y Celia?
Maria Celia ne âlemde?
A mí sólo me pasa eso con mi tía Celia.
- Benim öptüğüm bir kişi var. - Celia Halam.
- Hola, Celia.
- Merhaba Celia.
Marla, que Celia consiga el teléfono de Elaine Lieberman y me llame al móvil.
Marla, Celia'ya, Elaine Lieberman'ın ev numarasını bulup beni aramasını söyle.
- ¿ Quién es usted?
- Siz kimsiniz? - Ben Celia.
- Soy Celia.
Jack'in bir arkadaşıyım.
Celia llamó para decir...
Celia aradı...
Sé que es difícil, con Celia, Kristen, Elaine...
Celia, Kristen, Elaine yüzünden zor olduğunun farkındayım...
- Tú eres... Celia, ¿ no?
- Sen Celia'sın, değil mi?
¿ Conoces a Celia, de la oficina de tu papá?
Babanın ofisindeki Celia'yı tanıyor musun Maggie?