English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Defender

Defender Çeviri Türkçe

3,336 parallel translation
Necesitamos enseñar a nuestra hija el valor de defender una postura, ¡ sin importar el sacrificio!
Kızımıza, nasıl bir fedakârlıkta bulunursak bulunalım inandıklarımızı savunmanın değerini öğretmeliyiz.
¿ Qué pasó con lo de enseñar a Lily el valor de defender una postura?
Lily'ye, inandıklarımızı savunmanın değerini öğretmeye ne oldu?
¿ Quieres terminar como Ruth Madoff, perdiendo a tu hijo por defender a tu marido?
Ruth Madoff gibi kocanı savunurken, oğlunu kaybetmek mi istiyorsun?
Estoy aquí para defender su honor.
Onurunu savunmaya geldim.
Yo creo que no puedes defender a nadie en el contexto de tener a Paul Daniels sentado a tu lado.
Ancak sanırım Paul Daniels yanınızda otururken kimseyi savunamazsınız.
Consiga los epípenos del hospital, inyéctese usted y a tripulantes suficientes para reparar y defender la EWS.
Epipenleri al ve EUS'ni tamir edip savunmak için kendine ve yeterli sayıda mürettebata vur.
Para preservar, proteger y defender la Constitución de EUA.
Bütün gücümle koruyacağıma ve savunacağıma yemin ederim.
Los atenienses, agotados, tenían ahora que correr para defender su ciudad antes de que llegaran los persas.
Şimdi bitap Atinalılar, Persler şehirlerine varmadan önce yetişip şehirlerini savunmak zorundaydılar.
¿ Recuerdas cuando te pregunté hasta donde estarías dispuesta a llegar... para defender esta compañía?
- Tutma. Bu şirketi korumak için ne kadar ileri gidersin diye sorduğumu hatırlıyor musun?
Entonces, ¿ fue para defender el honor de tu hermana?
Yani kardeşinin onurunu korumak için miydi?
Podemos defender nuestra posición aquí.
Onları burada karşılayabiliriz.
Así es. Mientras te puedas defender, no tendría que preocuparme por ti.
Evet, kendini korumayı öğrendiğin sürece beni daha az endişelendirirsin.
Debemos decirle la verdad de lo que pasa a la gente de España, esta gente que intenta defender su gobierno elegido democráticamente.
İspanya'daki bu insanların başına gelen şeye dair gerçeği söylememiz gerek. Demokratik olarak seçtikleri hükümeti savunmaya çalışan insanların.
Quisiera tener más tiempo para hablar, pero lamentablemente, tengo un país que defender de la invasión japonesa.
Keşke konuşacak daha çok zamanımız olsaydı. Ama maalesef Japon işgalcilere karşı savunmam gereken bir ülke var.
Ganesha, el de cabeza de elefante que arriesgó su vida para defender el honor de su madre, Parvati.
Fil başlı Ganeşa. Annesinin onurunu savunmak için hayatını riske atan, Parvati.
¡ No vas a defender a este muchacho!
- Çocugu koruma! - Onu korumuyorum.
Es pesado, lo admito pero para defender su vida, estos servirán mejor que nada.
Ağır duruyor ama canını savunacağın zaman hiç yoktan iyidir.
PRESIDENTE BARACK OBAMA ENERO 21, 2013 - Preservar, proteger y defender...
ABD Anayasası'nı.
Sí quiere traer testigos, y defender este caso o no.
Ya tanıklarınızı artırır, bu davayı savunursunuz, ya da...
Nos acaba de decir que no quería defender este caso.
Biraz önce bu davayı savunma niyeti olmadığınızı söyleyerek işi sonuçlandırdınız.
¿ Ahora lo van a defender?
Hala onu savunacak mısın?
-... en el mercado... - Gracias por defender mi honor, Jack.
- Teşekkür ederim onurumu koruduğun için, Jack.
Ni siquiera pensar en defender Gillman.
Gillman'ı savunmayı aklından bile geçirme.
Así los piratas saben que los vimos y que nos vamos a defender.
Korsanlar onların farkında olduğumuzu, gemiyi savunacağımızı bilsin.
Jinx, prima de Storm Shadow, Snake Eyes, es nuestro momento para unirnos a la lucha y defender el honor de nuestros compañeros G.I. Joes.
Jinx, Storm Shadow'un kuzeni Snake Eyes, savaşımıza katılmanın ve dostlarımız G.I. Joelar'ın onurunu korumanın vakti geldi.
Y quería defenderme y quería defender el deporte al equipo mi fundación.
Kendimi savunmak, sporu, takımı ve vakfımı savunmak istiyordum.
Armstrong se tuvo que defender de nuevo lo cual es deprimentemente común pero hoy tiene ayuda de alto nivel... 21 de julio de 1999... porque el UCI, que gobierna el ciclismo emitió este comunicado de prensa.
Tur'da can sıkıcı derecede alışılmış bir sahne. Ama bu gece güçlü bir destekçisi var, dünya bisikletçilik yönetim birimi UCl * 21 Temmuz 1999 * bir basın bildirisi yayınladı.
"Nunca la usó para hacer daño ni vengarse. " pero siempre para defender lo bueno y lo justo ".
Öfkeyle zarar vermek için asla kullanma ama her zaman iyi ve adili savunmak için kullan.
Voy a usar mis habilidades y mi alma noble, para defender lo que es correcto y justo.
Doğru ve adil olan ne varsa savunmak için becerilerimi ve asil ruhumu kullanacağım.
Por supuesto, su intención es defender su causa él mismo.
Tabiki de ricasını kendi yapmak ister
¿ Me dejas ir a defender mi causa?
Bana nedenlerimi savunacak izni vermeyek misin?
Por eso me hizo prometer jamás dejar de defender esta ciudad.
Bu yüzden bana, bu şehri savunmaktan vazgeçmeyeceğime yemin ettirdi.
¿ Cómo puedes pararte ahí y ni siquiera defender tu posición?
Orada öylece dikiliyor, fikrini savunmuyorsun bile.
Voy a defender a mi mamá, si me pone de pie a la suya.
Sen annenin karşısına dikilirsen ben de annemin karşısına dikileceğim.
Como puedes defender a ese hombre?
Öyle bir adamı nasıl savunabilirsiniz?
Lynah estuvo apuntándome para darme, y todo hombre de por aquí tiene el derecho de defender su propiedad.
Lynah bana ve etrafımdaki herkese nişan almıştı... Kendi arsasını korumaya hakkı var.
Mi trabajo es defender gente a la que acusan de un delito, y que tiene derecho de tener un asesor legal enérgico.
Benim görevim suçlananları savunmak ve onlara ihtiyaçları olan yasal tavsiyeleri vermektir.
¿ Quieren defender a los inocentes y garantizar la justicia para todos?
Herkes için güvenli ve tarafsız bir adalet mi istiyorsunuz?
También me gusta defender a las victimas.
Ayrıca kurbanları savunmaktan da hoşlanırım.
La filtración obligó a la Casa Blanca a defender su estrategia afgana.
Sızıntı Beyaz Sarayın Afgan stratejisini savunmaya itti.
5 ABOGADOS FUERON CONTRATADOS POR UN DONANTE ANÓNIMO PARA DEFENDER SU CASO.
Davalıyı bilinmeyen biri tarafından tutulan beş avukat savunmuştur.
Defender a la familia... ¿ Y morir también?
Aileyi korumalı ve onlarla ölmeli miydin?
¿ Quieres realmente su totalidad Debe defender la vida, cada vez que alguien lee su testimonio?
Not ortalamana bakan herkese karşı hayatın boyunca kendini savunmak mı istiyorsun?
Creo que se pueden defender ambos puntos de vista.
iki taraf için de bir görüs ortaya konabilir.
Hace un poco más de un año, en octubre del 41... él y otros cadetes fueron llamados para defender al pueblo de Maloyaroslávets.
Bir sene önce, Ekim 1941'de... ondan ve diğer askeri öğrencilerden... Maloyaroslavets'i savunması istenildi.
No me voy a sentar aquí a defender a Ron Howard de alguien que nunca ha conseguido ni la mitad de lo que él ha conseguido.
Ron Howard'ın başardıklarının yarısını başaramayan birine oturup da Ron Howard'ı savunacak değilim.
para poder ser líder... y defender a la gente.
Bir lider olabileyim diye. Ve insanların yanında olabilmek için.
"... y defender la Constitución "...
"Anayasayı koruyacağıma..."
Es decir, defender la libertad y al buen pueblo de Corto Maltés.
Yani özgürlük adına ve Corto Maltese'in iyi halkı adına onlara karşı durmalıyız.
Señor, hoy no estoy de humor - para defender a mi hija, créame. - Está bien.
Bayım, inanın kızımı savunacak hâlde değilim fakat biraz içki içmiş üniversite öğrencilerini tutuklamak mantıklı mı sizce?
Bueno, para defender un poco a los que hacen el ridículo está subestimado.
Kendini aptal yerine düşürmeyi savunacak olursam "değeri bilinmiyor" derim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]