Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Dijíste
Dijíste Çeviri Türkçe
31 parallel translation
Dijíste lírica!
Lirik demiştin.
¿ Por qué les dijíste que ibas a morir?
Neden efendilere öleceğini haber verdin?
¿ Dijíste en serio que me querías?
Şey... söylediklerinde ciddi miydin?
- Tu dijíste que ibas a llamarlos.
- Sen arayacagini söylemistin.
- Tú dijíste...
Sen de demiştin ya.
¿ Qué fue lo que dijíste?
Ne demiştin?
Cuando dijíste... que querías otras cosas antes de tener hijos...
Demin diyordun ya... Hani çocuk yapmadan önce bir şeyler yaşamak istiyormuşsun.
Tú me dijíste que venga.
Bizi sen çağırmıştın işte.
Basta. Dijíste tres frases y todas fueron estupideces.
Üç cümle kurdun ve hepsi de saçma sapan şeyler.
Ya dijíste demasiado.
Çok konuşuyorsun.
Basta. Ya dijíste tus dos frases.
Yeter, iki cümleden fazla konuştun.
Nunca lo dijíste.
Hiç öyle söylemedin.
Me dijíste lo mismo hace un par de días.
Bir kaç gün önce de aynısını söylemiştin.
Estuve pensando en lo que dijíste, no quiero que te preocupes.
Söylediklerini düşündüm. Endişelenmeni istemiyorum.
Plender, me dijíste que lo conocías de la escuela. - ¿ Eran amigos?
Plender, kolejden tanışıyordunuz.
¡ Tú me dijíste todo!
Her şeyi anlattın bana!
¿ No me dijíste que una vez se hizo bebida alcohólica poniendo una bolsa de naranjas bajo el radiador?
Bir keresinde, bir çanta portakalı radyatörün altına koyarak kendi içkisini yapabildiğini söylememiş miydin?
Como tu dijíste, la estuve siguiendo.
Dediğin gibi, kızı izliyorduk.
Dijíste que te gustaba.
Orayı beğendiğini söylemiştin..
Me dijíste en el hospital que pensabas que no había un fantasma obsesionado en mí.
Hastanedeyken bana kimsenin musallat olmadığını söylemiştin.
¿ Qué le dijíste?
Ne yazdın?
Cuando me dijíste que el concurso Miss Blue Bonnet no lo hacías por mí... ¿ Era verdad?
Mavi Bone güzellik yarışmasına katılma sebebinin ben olmadığımı söylediğinde samimi miydin?
Tú dijíste... "Quiero saber tu secreto... ¿ Cómo haces lo que haces?"
"Sırrını bilmek istiyorum, nasıl yaptığını." diye sen söyledin.
¿ No le dijíste que iba a quedarme en la zona?
İşimin böyle olduğunu bilmiyor mu?
Dijíste que estabas aquí para negociar.
Buraya pazarlık etmeye geldin, öyle mi?
¿ Por qué no dijíste eso en primer lugar?
Neden baştan böyle söylemedin ki?
Me dijíste que olía.
Koktuğumu söylemiştiniz.
Sí, lo sé. Ya me dijíste eso,
Bunu söyledin.
Dijíste que nos apoyarías.
Arkamızı kolladığını söylemiştin.
¿ Qué dijíste?
- Ne dedin?
¿ Y qué le dijíste?
Peki sen ne dedin?