English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Duá

Duá Çeviri Türkçe

16,419 parallel translation
Esa noche y desde entonces... Recé para morirme.
O geceden beri her gece ölmek için dua ettim.
Dice, que rezaba cada noche por morir.
Her gece ölmek için dua ettiğinizi söylemiştiniz.
Esperemos haber hecho lo correcto.
Dua edelim de doğru olanı yapmış olalım.
A quienes nos escuchen sin importar su nacionalidad, color o credo les pido que oren por nosotros.
Dinleyenlere sesleniyorum hangi ulustan, ırktan ya da dinden olursanız olun bizim için dua etmenizi istiyorum.
A ustedes les oramos
Sizlere dua ederiz
Lo siento, cariño, sé que estabas interesado en hacer este trabajo, pero, estaba rezando para que no tuviéramos que ir a Mobile.
Üzgünüm, bu işi istediğini biliyordum, ama "Mobile'e gitmeyelim." diye dua ediyordum.
Yo también. Los dos están en las oraciones de mi familia.
Umarım, ailem sizin için dua ediyor.
" Rezamos por ti cada noche en la cena.
Akşam yemeklerinde hep sana dua ediyoruz.
Siempre le pide al Señor que te guíe, y que te mantenga a salvo.
Senin güvende olman ve sana yol göstermesi için Tanrı'ya dua ediyor.
Recuerdo que cerré los ojos y oré.
Gözlerim kapalı dua ettiğimi hatırlıyorum.
Le pedí a Dios... que le dijera a mi esposa y a mi hija que hice todo lo posible.
Karıma ve kızıma söylemesi için dua ediyorum, baba elinden geleni yaptı.
Rezaré por la ayuda del Señor.
Yardımcı olması için Tanrı'ya dua edeceğim.
Padre... ruego que a mi esposa le crezca el amor por tí... y por mí.
Tanrım, karımın sana ve bana karşı sevgisinin artması için dua ediyorum.
Se mueren de hambre, esperando, rogando que un día se vean... como una versión de segunda de mí.
Açlıktan ölürler günün birinde benim ikinci sınıf bir kopyam gibi görünmek için umut edip dua ederler.
Lo menos que podemos hacer es rezar por el capitán y el resto de los hombres.
En azından Kaptan, Şef Collagen ve diğerleri için dua edelim. Hepsi iyi adamlar.
No me entiendan mal. La oración es buena, pero no es suficiente.
Beni yanlış anlama, dua etmek iyidir ama her şeyi çözmez.
Reza conmigo.
Benimle dua et.
Si nos vamos a morir, querida, necesitamos tiempo para rezar.
Öleceksek dua etmek için zamana ihtiyacımız var canım.
Y cosas que deben rogarle a Dios no se necesiten... antes de que se acabe el asedio.
Ve kuşatma bitmeden bunlara ihtiyaç duymamak için dua etmelisiniz.
Rezaba que fuera el estrés.
- Stres içinde dua ediyordum.
Recé mucho para que llegara este día.
Bugünün gelmesi için o kadar dua ettim ki.
Sólo esperaba que cuando le pegaran un tiro, lo hicieran por delante.
Savaşta vurulursa ceketinin önünden vurulsun diye dua etmiştim.
Tú necesitas sentarte y pensar y rezar por todo.
Oturup, düşünmeli ve her konuda dua etmelisin.
No Señor, rezo a Dios y... me gusta pensar que me oye, pero, no es una conversación.
- Evet efendim. Tanrıya dua ediyorum ve beni duyduğunu farz ediyorum ama bu karşılıklı sohbet şeklinde olmuyor.
Declárate culpable, pide clemencia al Tribunal... y quizás te dejen irte y rezar...
Suçunu kabul et. Kendini mahkemenin merhametine bırak. Belki evine dönüp dua etmene izin verirler.
Dile que lo queremos y que rezamos por él... rezamos por los dos...
Onunla konuşursan onu sevdiğimizi ve dua edeceğimizi söyle. İkiniz için de dua edeceğiz.
A que el soldado Doss, termine de rezar por nosotros, Señor.
Er Doss'un bizim için dua etmeyi bitirmesini Komutanım.
¿ El soldado Doss esta rezando por Uds.?
Er Doss sizin için dua ediyor demek.
Estuve rezando todo el tiempo.
Sürekli dua ediyordum zaten.
DESMOND DOSS - 2003 - No deje de rezarle al Señor, por favor ayúdame a salvar uno más.
Sonra "Lütfen Tanrım, birini daha almama yardım et." diye dua etmeye başladım.
Y cuando lo conseguí le dije, por favor Señor, ayúdame a salvar a otro más.
Aldıktan sonra "Lütfen Tanrım, birini daha almama yardım et." diye tekrar dua ettim.
En mi experiencia, la gente que está a punto de morir, usualmente llora o reza o suplica un poco.
Deneyimlerime göre ; ölmek üzere olan insanlar genelde ağlar dua eder ya da biraz yalvarır.
- Solo rezo.
- Dua ediyorum.
Pues reza bien.
- Doğru dürüst dua et o zaman.
- Reza por que no.
- Dua et ki yorulmasın.
Oren por aquellos que han tenido... familia o amigos involucrados...
... aile veya arkadaşlarınızla ilgilenen kişiler için dua edin...
"No hables mal del puente hasta haber cruzado el río".
Dua edin de köprü herkesi taşısın.
A pesar de que al Creador no le sea de mucha diferencia.
Ancak Tanrı'ya dua etmem pek bir şey fark ettirmiyor.
Rezaré por todos vosotros.
Hepiniz için dua edeceğim.
Debemos orar por el reposo del alma de nuestro difunto pastor.
En son vefat eden papazımızın huzur ile yatması için dua edeceğiz.
No disfrute demasiado de sus oraciones.
Çok fazla dua etmeyin.
Arrodillese y déjeme orar por usted.
Dizlerinizin üstüne çökün ve sizin adınıza dua etmeme izin verin.
Y entonces usted puede orar por sí mismo.
O zaman kendiniz için dua edebilirsiniz.
Oremos por todos los pecadores.
Bütün günahkârlar için dua edelim.
Aquellos que rezaron para que salvara a Egipto, fueron decepcionados.
Onun Mısır'ı kurtarması için dua edenler büyük hüsrana uğramıştı.
Zaya, tú dirás una plegaria, yo confiaré en mi suerte.
Zaya, sen dua et. Ben şansımı deneyeceğim.
Todos los días rezaba para que salvaras Egipto, pero no viniste.
Senin Mısır'ı kurtarman için her gün dua ediyordu ama sen gelmedin.
Rezaré por usted.
Senin için dua edeceğim.
Diré un rezo pequeño.
Bilirsin, küçük bir dua.
Aquí puedes rezar por que Dios te perdone.
Affedilmek için dua etmeye uzağa gitmemiz gerekmez.
Puede rezar por nosotros, padre.
Şimdi, bizim için dua edebilirsiniz, Rahip.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]