Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Eggs
Eggs Çeviri Türkçe
118 parallel translation
- "Exquisito".
- Eggs....
El responsable era Eggs Diamond, líder de la Banda de los Gallinas.
Bu işin mimarı Tavuk Çetesinin lideri Yumurtalar Elmas'tan başkası değildi.
Las fuerzas poderosas que Eggs había lanzado a la ciudad acabarían con él.
Yumurtalar'ın şehre saldığı güçler kendi sonu olacaktı.
We were eating eggs in Sammy's when the black man there drew his knife.
Sammy's de yumurta yiyorduk, siyah adam bıçak çektiğinde.
Funn ( Divertidoo ), Eggs ( Huevos ), Bell ( Campana ) Jefe de estudio, 4 : 30
FUNN, EGGS, BELL PATRONLA RANDEVU - 16 : 30
Habiendo firmado Burt Reynolds Funn, Eggs y Bell se disponen a conseguir... su proxima estrella.
BURT REYNOLDS'U İKNA EDEN FUNN, EGGS VE BELL SIRADAKİ YILDIZA DOĞRU YOLA ÇIKARLAR.
Son Funn, Eggs y Bell.
Bunlar Funn, Eggs ve Bell.
No, no. Green Eggs and Ham.
Hayır, Yeşil Yumurtalar ve Jambon.
- Y las gallinas ponen huevos duros.
- And the hens lay soft-boiled eggs - "Tavuklar yumurtluyor"
Estos son los Hijos Del Trueno, de su álbum "Huevos Fritos y Pies También".
Sırada Sons of Thunder'ın albümünden Scrambled Eggs and Wobbly Legs isimli parça var.
3rd Rock from the Sun Episodio 1x01
3rd Rock from the Sun Sezon 1, Bölüm 1 ( Brains and Eggs )
Huevos Benedict, yema suave.
Eggs Benedict, kolay sarısı.
- Huevos Benedict.
Eggs Benedict.
¿ Has tardado 2 horas haciendo huevos Benedict para un hombre con problemas de corazón?
İki saatini kalp hastası bir adam için Eggs Benedict yaparak mı geçirdin?
Por eso fue que te contraté, Eggs.
Seni bu yüzden işe aldım Eggs.
Oh Dios, Eggs, no, por favor...
Ah Tanrım. Eggs, rica ediyorum sakın...
Eggs, dame eso.
- Eggs, bana ver. - Hayır. - Emrediyorum.
Así que eres..
Eggs ha.
Eggs. Es un nombre poco usual.
Sıradışı bir isim.
Eggs, qué haces acá?
Eggs burada ne yapıyorsun?
Sabía qué, Eggs?
Ne yaptın Eggs?
Eggs, de qué hablas?
Eggs, neden bahsediyorsun?
Eggs... vamos.
Eggs. Hadi, hadi.
Eggs...
Eggs... Eggs...
Eggs estás borracho, vuelve a tu caravana.
Eggs. Sarhoşsun. Karavanına geri dön.
Qué se joda la caravana, no hay vuelta atrás para Eggs.
Karavana mı? Artık Eegs için geriye dönmek yok.
Está todo bien, puedes contarme.
Sorun değil Eggs, bana anlatabilirsin.
Por qué le disparaste a Bob en el jardín?
Yapma be Eggs. Niye Bob'u bahçeden vurdun ki?
Eggs, soy un panadero.
Eggs, ben bir fırıncıyım.
Eggs, por qué mataste a Bob?
Eggs, Bob'u niye öldürdün?
Era todo lo qué quería saber.
Peki, sağ ol Eggs.
- No espero que entiendas.
- Anlamanı beklemiyordum zaten Eggs.
- Pero, cómo? - Algunos tenemos un don, Eggs.
- Bazılarımız doğuştan böyledir Eggs.
Eggs tiene razón, Milo es nuestro amigo.
Eggs haklı. Milo bizim arkadaşımız.
Tenemos que ver que haremos.
O zaman seninle ben Eggs.
Soy Huevos.
Ben Eggs.
¿ Huevos?
Eggs mi?
- Huevos a la Benedictina.
- Eggs Benedict.
Maldito seas, Eggs Benedict.
Hay ben bu Benedict usulü yumurtanın!
- Huevos, estoy trabajando.
- Eggs, çalışıyorum. - Farkındayım.
¿ Puedes decir a Eggs que me voy?
Eggs'e çıktığımı söyler misin?
¿ Tal vez Eggs podría venir- -
Belki Eggs de...
- Eggs, dime qué sucede.
Şuraya sap. Eggs, neler olduğunu söylesene.
¿ Adónde vas, Eggs?
Nereye, Eggs?
"No sé" no es un lugar, Eggs.
"Bilmiyorum" diye bir yer yok, Eggs.
Eggs, despierta.
Eggs, uyan.
Eggs, Tara, ¿ han visto a Sam?
Eggs. Tara. Sam'i gördünüz mü?
Yo soy Eggs.
Ben Eggs.
Eggs...
Eggs.
¿ Eggs?
Eggs?
Eggs...
Eggs...