Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Eli
Eli Çeviri Türkçe
9,374 parallel translation
No esperes despierto a papá, Eli.
Babacığı bekleme Eli.
Mi querido amigo Eli, está enfermo.
Yakın dostum Eli hastalandı.
Aún no me siento cómoda dejándolo solo con Eli.
Ama hala, hala Eli ile yalnız kaldıklarında rahat değilim.
- Eli necesita a su padre.
Eli'ın bir babaya ihtiyacı var.
- Eli necesita a su mamá, también.
Eli'ın annesine de ihtiyacı var.
Cuando los sistemas se caigan, haciendo más daño que bien... allí estaremos para dar una mano.
Sistemlerimiz çöktüğünde, yarardan çok zarar getirdiğinde yardım eli uzatmak üzere orada bulunacağız.
Una regla que tengo es que nunca debemos subir o bajar con las manos vacías.
Buradaki set için koyduğum bir kural var... Eli boş aşağı inmek de yukarı çıkmak da yasak.
A Ray le falta una mano.
Ray'in bir eli eksik.
¿ Alguien me da una mano?
- Hangi aptallar? Biri bana yardım eli uzatabilir mi?
Y además, creo que la mano de Ray no es la racista.
Üstelik, asıl ırkçının Ray'in eli olduğunu sanmıyorum.
Sí, parecía causada No creo que se le resbalara.
Evet, maktulü keserken eli kaymış gibiydi.
¿ El industrial millonario con sus sucias manos en los hilos del poder?
Eli kolu kirli işlerle bezeli güç odağı milyarder sanayici mi?
Así que cualquiera que lo obtenga, gana
Bu eli kim alırsa, o kazanır. Anlıyor musun?
Racista? y el Piggly Wiggly y el - \ Noh Dios mío! no porque sea negro!
Tanrım! Robot eli olmasına kızdım, siyah olmasına değil! Bekleyin!
Y cuando lo hagan, mi tiempo se acabó. Y mis cálculos serán a mano.
Bunu yaptıklarında, zamanım tükenmiştir ve açığa çıkmam eli kulağında olur.
Te estoy advirtiendo, Eli.
Seni uyarıyorum, Eli.
Vete a la mierda, Eli.
Cehenneme kadar yolun var, Eli.
¿ Tenemos problemas, Eli?
Başımız belada mı, Eli?
Simplemente dímelo, Eli.
Söyle artık, Eli.
¿ Eli?
Eli?
Eli, no puedo tolerar esto.
Eli, buna göz yumamam.
Tú lo sabes, Eli.
Bunu biliyorsun, Eli.
Es decir, los participantes eran de lo mejor, y uno de los Caminantes de Planos tenía una buena mano.
Sahnedeki oyuncular birinci sınıftı ve planewalkerdan birinin eli süperdi.
- No voy a ir sin darles nada.
Eli boş gidemem.
es el único que todavía tiene los dos brazos.
Aslında, hâlâ iki eli de sağlam olan bir o vardı.
¡ Usted es la que habla con la mano!
Eli burnunda olan sizsiniz!
¡ Vosotros chicos tal vez seáis más ricos y más guapos, pero ganamos un concurso incluso en las series!
Siz zengin ve daha eli ayağı düzgün olabilirsiniz ama yarışmayı biz kazandık ve seriyi eşitledik!
Era representante médico de Eli Lily.
Eli Lilly için çalışan bir ilaç mümessiliydim.
Me enseñaron que era de mala educación visitar a un amigo con las manos vacías.
- Arkadaşa eli boş gelmenin kabalık olduğu öğretildi bana.
La mano del ladrón.
Hırsızın eli.
Esos bastardos tienen los dedos dentro de cada pastel que puedan imaginar.
- Bu şerefsizlerin eli aklınıza gelen her yere uzanır.
Puede que tenga una mano demasiado buena.
- Eli çok iyi olabilir. - O bir bağımlı.
Coges a un joven confuso y en lugar de ofrecerle ayuda, le das un plan.
Kafası karışık genç adamlara yardım eli uzatmak yerine, bir plan veriyorsunuz.
Y entonces... intervino la mano de dios.
Sonra Tanrı'nın eli müdahale etti.
¿ Sí, Eli?
Efendim Eli?
Es muy valiente de tu parte, Eli, considerando tus propios problemas.
Kendi sorunlarını düşünürsek cesurca bir hareket Eli.
Eli me contó lo de tu pequeña pelea y pensé, "Bueno, ahora, esto... esto es un momento de aprendizaje."
Eli bana küçük atışmandan bahsetti ve ben de kendime bu öğretebileceğim bir durum dedim.
Es la mano de Hans.
Bu Hans'ın eli.
A él le faltaba una mano, y la encontramos aquí.
Onun da eli kayıptı ve onu burada bulduk.
- ¿ Hans y su mano?
Peki ya Hans'ın eli?
Tu hermano está en la Mano Tendida.
Erkek kardeşin Yardım Eli'nde.
Pero estaba en la Mano Tendida la noche de la inundación.
Ama selin olduğu gece Yardım Eli'ndeydi.
Durante mucho tiempo este barrio fue conocido como "la mano de Dios".
Uzun zamandır bu köye "Tanrının eli" deniyor.
Recuerda lo que ocurrió en la Mano Tendida.
Yardım Eli'nde ne olduğunu hatırla.
Están en la Mano Tendida.
Yardım Eli'nde kalıyorlar.
¿ En la Mano Tendida?
Yardım Eli'mi?
- Los llevamos a la Mano Tendida. - ¿ Estás seguro?
– Onları Yardım Eli'ne götüreceğiz.
Ya no estamos seguros aquí.
Senin yüzünden, Yardım Eli artık güvenli değil.
Creo que Ray merece una mano.
Sanırım, Ray bir eli hak ediyor.
Su mano.
Kızın eli.
Lo vi en la Mano Tendida.
Yardım Eli'nde gördüğümü hatırlıyorum. - Etki alanında mıydın?