Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Fantasía
Fantasía Çeviri Türkçe
4,249 parallel translation
Bueno, cuando rompes con alguien, existe esa fantasía de que pueden seguir de amigos, lo cual supongo es una fantasía.
Birisiyle ayrıldığında arkadaş kalabiliriz fantezisi oluşur.
Comparado con El señor de las moscas va a ser La isla fantasía.
Sinekler Kralı bunun yanında Hayal Adası gibi kalır.
Luego recreó su fantasía de ser abogada.
Avukat fantezini canlandırdın.
Es hora de vivir mi fantasía con temas maduros.
Şimdi kendi fantazimi yaşama zamanı, olgun temalı.
En su mente, Ud creó la fantasía de un futuro juntos.
Kafanızda ikinizin birlikte olduğu bir gelecek kurdunuz.
Cuando surgió la venta de la tierra, vio la oportunidad de financiar esa fantasía.
Arazi satışı gündeme gelince bu hayali ilişkinin mali desteğini de buldunuz.
Sra Coke Norris, ha matado a dos personas, y todo por... una fantasía romántica inexistente con alguien para quien... sus atenciones son agobiantes.
Mrs Coke Norris, iki kişiyi tam manasıyla hayal ürünü bir ilişki için öldürdünüz. Hem de bu kişi gösterdiğiniz ilgiden hayli bunalıyordu.
Tenía esa, no sé, fantasía de Sara Crewe.
Bir nevi... Sara Crewe fantazisi vardı. Hikâyedeki gibi.
De verdad. Pero mira alrededor antes de que te acomodes demasiado en esa fantasía.
Ama bu fantezi seni çok fazla rahatlatmadan etrafına bir bak.
Fantasía equivocada, hermano, a menos que te refieras a traición y cuellos rotos.
Yanlış fantezi kardeşim tabii ihanet ve kırık boyunlar değilse olayın.
- Esa cosa es una fantasía.
- Lanet şey bir hayalden ibaret.
Bueno, entonces será mejor que esperes que esto es solo una fantasía paranoica de un cerebro que ha pasado demasiado tiempo arrastrándose en la jungla jugando a los soldados.
Peki, o zaman bunu ormanda askercilik oyununu uzun süre tarama yaparak zaman harcayan beyinin paranoyak bir hayal ürünü olduğunu düşün.
Tómese esto y váyase a ver Fantasía.
Şunu al ve gör fanteziyi.
Además de la fantasía de los pequeños Martys correteando por ahí.
Küçük Marty'lerin etrafta koşturması fantezileri haricinde?
Es una fantasía mía ser forzado a comer chocolate.
Çikolata yemeye zorlanmak benim fantezim.
¿ Tienes alguna fantasía sobre tu primer beso?
İlk öpücüğünle ilgili bir hayalin var mı?
Como una fantasía.
Fantezi olarak.
Sólo fantasía (!
- Bir düşünün.
¿ Estás completamente comprometido con vivir una vida auténtica, o solo estás actuando como... si esto fuera una fantasía estilo Hank Thoreay en el lago Walden... de un profesor de séptimo curso?
Tamam. Özgün bir hayati yasamaya kendini adayacak misin yoksa 7.sinif ingilizce dersinde gördügün Hank soreau Wolden Pond'da fantezini mi canlandiriyorsun?
Sí, pero he tenido esta fantasía muchas veces, ¿ vale?
Evet, ama bir hoşlaşma oldu değil mi?
Sé que si me dejo llevar por esa fantasía, la perderé para siempre y por eso me obligo a despertarme.
Bu rüyaya kendimi kaptırırsam kendimi sonsuza dek kaybedeceğimi biliyorum bu yüzden kendimi uyanık tutmaya zorluyorum.
Bueno, eso es una fantasía.
Fantezi olan bu işte.
Yo simplemente me rehúso a ser arrastrado a tu peculiar vida de fantasía.
Sadece garip, hayali hayatına dâhil olmayı reddediyorum.
Y quiere que le diga qué quieres que te haga, cuál es tu fantasía,
Sizin de söylemenizi ister. Ne yapmasını istediğinizi, fantezinizi söylemenizi ister.
lo cual por sí solo ya es una fantasía,
Ki bu da başlı başına bir fantezidir.
Todos son de fantasía.
- Ve? Fantastik kitaplar.
Vives en este mundo de fantasía.
Hayal dünyasında yaşıyorsun.
Quiero decir, para algunas personas, eso es tal vez, como, una fantasía de toda la vida pero no para mí.
Çok pis bir düşünce bu. Bazı insanlar için, bu ömür boyu süren bir fantezidir, ama benim için değil.
Tienes esta fantasía de que vas a encontrar un nuevo lugar para vivir y voy a venir a visitarte y vamos a pasar página con nuestras vidas, pero esto nunca va a pasar mientras esta amenaza esté colgando sobre nuestras cabezas.
Hayatını geçireceğin yeni bir yer bulmayı, benim de seni ziyarete geleceğimi ve hayatlarımıza devam edeceğimizi düşlüyorsun. Ama bu tehdit başımıza bela olduğu sürece bu asla gerçekleşmeyecek.
Bueno, estaba siendo amable. Mi fantasía junto a la piscina estaba siendo amenazada, y tú estabas babeando.
Benim havuz kenarı fantezim tehdit altındaydı, ama senin resmen ağzın sulanıyordu.
Esto es fantasía... o es muerte, y bien podria ser ambos.
Bu bir hayal ya da bir ölüm, veya ikisi de olabilir.
Entonces esto - nosotros- es una fantasía a la que nos aferramos, pero no es realidad.
Yani bu, biz fikri, bir hayal ikimizin de tutunmaya çalıştığı, ama gerçek bu değil.
Pulsera de fantasía... con un corazón de oro colgante, como el que el
- Altın muska. Altın kalp ucu var.
Pero escuchando a Jason hablar acerca de su padre... con tanto amor... Siempre tuve esta fantasía... que algún día mi papá y yo reconectaríamos mágicamente... y tendríamos la relación que siempre quise.
Ama Jason'ı babası için o şekilde konuşurken görünce benim de hep mucizevi şekilde bir gün onunla yeniden bağlantıya geçmek istediğimi ve hep istediğim ilişkiyi kurabileceğimizi istediğimi hatırladım.
Esa fantasía murió con él.
Bu düşünce de onunla birlikte öldü.
¿ Qué tal te fue en tu noche de fantasía?
Dün geceki pis fantezin nasıl geçti?
Este mundo de arrogante fantasía del que has decidido formar parte... no es real.
Bu kendini beğenmiş fantezi dünyanın bir parçasıda bizler olmaya karar verdik. Ama bu yaşadığını sandığın hayat gerçek değil.
- Películas de fantasía.
- Fantastik filmler.
El sueño de la secuela del muy querido film de fantasía, Willow.
Çok sevilen fantastik film Willow'un devam filmi hayaline.
¿ Qué es fantasía?
Fantezi olan ne?
Porque Willow 2 es una fantasía.
Çünkü Willow 2 fantezi.
Bueno, les digo a todos mis pacientes que el juego de fantasía es muy saludable para los niños.
Bütün hastalarıma, çizgi kahramanların çocuklar için iyi olduğunu söylüyorum.
Joel me enseñó tu porfolio, y esa, esa granja en Mill Valley... Es una fantasía.
Evet, Joel portfolyönü gösterdi bana, o Mill Vadisi'ndeki çiftlik evi... - Oh! - Vay canına.
No, papá, tú escúchame puedes mantener tu fantasía de actuar como un padre pero tus días como abuelo están terminados.
Hayır, baba, sen beni dinle. Baba gibi davranma hayaline devam edebilirsin ama dedelik günlerin sona erdi.
Quinceañeros, viviendo la fantasía de ser independientes.
Bağımsız olma fantezisi yaşayan ergenler.
Es una atracción turística de fantasía y sin gente alrededor.
İçinde insan olmayan bir turist cazibe fantezi alanı.
Prácticamente lo único que quiero hacer ahora es realizar la fantasía de un chico adolescente.
şu anda son istediğim, ergen bir erkeğin fantezi malzemesi olmak.
No, es sólo una fantasía.
Hayır, sadece uydurma bir şey.
Mirá, "Caleidoscopio" es una fantasía.
Bak, Caleidoscope bir fantezi.
No soy la chica del final feliz de la película. No soy una fantasía.
Filmin sonunda adamın elde edeceği kız değilim ben!
Odio matar la fantasía, pero...
- Hayallerini yıkmak istemem ama ben Chicago'da çalışan bir profesörüm.