Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Frió
Frió Çeviri Türkçe
236 parallel translation
Pues este oso era anémico y no soportaba el frió.
Doğru! Fakat bu ayı anemik hastalığına yakalanmış ve soğuğa dayanamıyormuş.
Y Jesse, a veces por las noches, cuando hace frió y llueve, me despierto llorando. Porque te veo en sueños caer muerto en el fango.
Ve bazen soğuk ve yağmurlu gecelerde, ağlayarak uyanıyorum, rüyamda, seni çamur içinde ölmüş görüyorum.
Podríamos ponérselo al cuello del Sr. Collins cuando tuviese frió.
Bay Collins can sıkmaya başlayınca üzerini bununla örteriz. Lizzie!
Hace algún tiempo cogió frió y cayó enferma.
Kısa bir zaman önce soğuk algınlığından hastalandı.
Póngase el abrigo. Hace un frió horrible.
Üstünüze ceket alsanız iyi edersiniz, hava biraz serin bugün.
Anoche niebla y esta mañana frió
Dün gece sis vardı, bu sabahsa soğuk var.
Tengo frió y estoy cansada.
Yoruldum ve üşüyorum.
Qué frió hacía en esa fábrica de hielo.
Buz deposu çok soğuktu.
Me temo que el frió los ha ahuyentado.
Ne yazık ki hava çok soğuk.
Ustedes pueden decir que soy frió... mas no pagare el rescate.
Vicdansız olduğumu düşünebilirsiniz, ama yinede fidyeyi ödemeyeceğim.
¿ Que aconteció con el hombre de negocios de sangre frió?
O soğukkanlı işadamına ne oldu ha?
Sí me levanto, tendré frió y le harán daño.
Çünkü yataktan çıkarsam üşüyeceğim ve onlar da annemin canını acıtacaklar.
¿ Adonde los llevaron Hacia el norte, el sur... a las colinas, o a las llanuras ¿ Hacía frió o calor?
Nerede esir alındı giyinik miydi ya da yarı çıplak mı?
Reverendo, no me diga que aun tiene frió.
Reverend, hala bana üşüdüğünü söyleme.
Frió hasta los huesos.
Kemiklerim dondu. Çok soğuk.
Tengo un poco de frió.
Biraz üşüdüm.
Dame un gorro, ella tiene frió.
Şapkası, çabuk! Onu donduracak mısın?
Al principio sentirás frió, y luego sueño.
İlk olarak üşüyeceksin, sonra uyuklama gelecek.
Esta frió.
Soğuk.
Tengo frió, estoy enfermo.
Üşütmüşüm, hastayım.
- Hace frió.
- Soğuk.
Tengo frió.
Üşüdüm.
Andaba por la calle un pequeñín y se puso azul, aterido de frió. Porque sus botas tenían suelas delgadas.
Planlı, projeli, programlı mutluluk olabilir mi?
¡ Brr, hace frió!
Çok soğuk!
- Hace frió.
- Üşüyorum.
Un cochero moría de frió..
# Bir faytoncu soğuktan donmak üzereydi.
Amigo, esta haciendo mucho frió.
Aman Tanrım ne soğuk bir hava.
Quejándonos y tiritando de frió no arreglaremos nada.
Titreyip söylenerek bir şey elde edemeyiz.
Tengo frió, y el agua cada vez me cubre más.
Şimdi benden ne yapmamı istiyorsun? Üşüdüm, neredeyse nefesim kesilecekti.
El aire frió te revivirá.
Soğuk hava canlandırır seni.
Habrá hecho mucho frió anoche.
Dün gece çok soğuk geçmiş olmalı.
Estarán muriéndose de frió ahí fuera, mientras nosotros saltemos al frigorífico y nos cerremos.
Dışarıda soğuktan ölecekler, bu arada biz de soğutucuya geçip kapıyı kilitleyeceğiz.
Hace frió afuera y no quiero que Robert se resfríe.
Dışarısı çok serin. Robert'ın üşütmesini istemem.
¡ Dios mío se frió!
Aman Tanrım! Kızarmış.
¿ Por que hace mucho frió, harry?
Neden bu kadar soğuk, Harry?
Ha ha ha. Será un día frió el día que- -
Soğuk bir gün olacak...
Hace mucho frió.
Çok soğuk.
¡ Hace frió aquí!
Burası çok soğuk!
¡ Hace calor y frió aquí!
Burası hem sıcak hem soğuk.
Hace frió.
Hava soğuk.
Tengo frió, Walker.
Üşüyorum Walker.
Está bien frió.
Soğumuşlardır herhalde.
Dejemos que el frió y la obscuridad llegue a nosotros.
Sanırım soğuk ve karanlığın bize gelmesine izin veriyoruz.
Michael, hace frió fuera de aquí!
Michael, burası çok soğuk!
Dallas se frió como Ud. se freirá.
Dallas... o kızardı, şimdi de sıra sende.
¡ Oh, si que esta frió!
Çok soğuk!
Quien frió a Seagrave y a Cosgrove... se aseguró de que murieran quemados... pero también de que eI fuego se apagara solo.
Seagrave ve Cosgrove'u kızartan... her kimse, hem yanarak ölmeleri için, hem de... yangının kendiliğinden sönmesi için çok uğraşmış.
- ¡ Resolveremos el asesinato! El cadáver rígido y frió.
- "Cinayet gösterisi!" - "Beden hareketsiz ve soğuk."
¡ Resolveremos el asesinato! El cadáver rígido y frió.
- "Cinayet gösterisi!" - "Beden hareketsiz ve soğuk."
- Tengo frió
Üşüyorum.
Y hace frió.
Ve burası çok soğuk.