Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Frédérick
Frédérick Çeviri Türkçe
1,393 parallel translation
Nos lo cuenta Frederick mismo en una carta.
Frederick'in kendisinden bir mektup aldık.
Sí, o sea que Frederick ha quedado libre y sin compromiso.
Yani Frederick bağlı değil ve özgür.
Así que el pobre Frederick tendrá que empezar, una vez más, con otra persona.
Yani zavallı Frederic herşeye başka birisiyle yeniden başlamak zorunda.
Bueno, Frederick, tú y yo no tenemos más remedio que irnos.
Sevgili Frederick, bizim artık ayrılmamız gerekiyor sanırım.
Frederick, ¿ hacia dónde va?
Frederick, hangi tarafa gidiyorsun?
¡ Prisionero 2338175, Graham Frederick Young... Órden de Detención del Secretario del Interior y el informe médico de la prisión, Señor!
2338175 no'lu mahkum, Graham Frederick Young, Baş sekreterin tutukluluk için teminatı ve mahkumun medikal dosyası efendim!
Es Frederick Lantz, del Ministerio de Paz.
Sulh Bakanlığı'ndan Frederick Lantz.
- ¿ Frederick?
- Frederick?
- ¿ Frederick los envió?
- Frederick sizi mi gönderdi?
Frederick sabe que odio que me digan Alfie y a él Freddie.
Frederick, bana Alfie denmesinden nefret ettiğimi bilir. Onun Freddie denmesinden nefret ettiği gibi.
El agente Frederick se ha declarado perdido.
Ajan Frederick'in kayıp olduğu bildirildi.
Frederick fue del equipo de seguridad en Blairquhan.
Frederick Blairquhan'daki asıl güvenlik ekibindendi.
Hay motivos para creer que él y Frederick están en peligro.
O ve Frederick'in hayli tehlikede olduğunu düşünmek için sebeplerimiz var.
¿ Entonces? ¿ Cuándo llegará Frederick?
Frederick ne zaman geliyor?
El vuelo de Frederick esta a tiempo, Estará en menos de tres horas.
Sakin ol. Frederick'in uçağı zamanında geliyor. Üç saat içinde burada olacak.
Saludos a Frederick.
Frederick'e selam söyle.
No importa lo que tú digas, no es por tí, es por Frederick.
Ne düşündüğün umurumda değil.
Supongo que tienes razón, papá.
O senin için değil, Frederick için. Haklısın baba.
Estas comenzando a hacer cosas de señoras. Es para Frederick!
Yaşlı kadın işleri yapmaya başladın.
Oh, por supuesto.
- Bu Frederick için. Elbette öyle.
Eso me recuerda, no quiero imponer Pero puedo ir contigo al aeropuerto, a recibir a Frederick? Por supuesto que puedes, Niles.
Zorlamak istemem ama ben de seninle Frederick'i almaya hava alanına gelebilir miyim?
Escucha papá, creo saber qué es lo que le gusta a Frederick.
Bak baba, galiba Frederick'in ne sevdiğini biliyorum.
Papá, lo siento, si Frederick se parece en algo a mí,... los tipos de juguetes que le gustarán son...
Bırak çocuk olsun. Üzgünüm baba Frederick biraz benim gibiyse seveceği oyuncaklar...
Quería que todo fuese perfecto, y ahora él va a tener una horrible Navidad.
Bu Frederick için hiç hediyem olmadığı anlamına geliyor. Tanrım her şeyin mükemmel olmasını istemiştim. Şimdi berbat bir Noel geçirecek.
no encontraremos algo para Frederick.
Frederick için bir şey bulamayacağız.
Yo sólo digo que la Navidad no es el momento de influenciar a alguién, Lo cual tú estas intentando hacer con Frederick.
Noel birini senin Frederick'e yapmaya çalıştığın gibi kalıba sokma zamanı değildir.
Ahh, escucha ahh, Frederick, hay..
Bak Frederick... Nereye gidiyorsun?
Frederick, ¿ dónde vas? Voy rápido a dormir para que cuando me despierte,... sea ya de mañana.
Şimdi hemen uyuyacağım ki hemen sabah olsun.
Buenas noches, Frederick.
İyi geceler Frederick.
Si tuviera problemas para tomar órdenes de una mujer... Frederick nunca... se habria concebido!
Kadınlardan emir almak sorun olsaydı Frederick asla doğmuş olamazdı.
¿ Te gustan las manchas?
Benekleri sever misin, Frederick?
Frederick, empiezo a ver manchas.
Frederick... Benekler görmeye başlıyorum.
El aeroparque Frederick es adelante.
Frederick alanı ileride olmalı.
Christian, Frederick, Wolfgang, Anna, Babs, Susanne y Walter.
Christian, Frederick, Wolfgang, Anna, Babs, Susanne ve Walter.
Por cierto, ¿ A qué hora llega el vuelo de Frederick y Lilith mañana?
Frederick ve Lilith yarın saat kaçta gelecek?
Ok, dile a Frederick que le mando a decir :
Tamam, Frederick'i kutladığımı söyle.
¡ Frederick acaba de aprobar el examen para la Academia de Marbury!
Frederick, Marbury Akademisi sınavını kazanmış
Frederick, tu padre ha llegado.
Frederick baban geldi.
- ¡ Oye, Frederick!
- Merhaba Frederick.
- Que felicidad verte.
Frederick nasılsın?
Ahí, Frederick. Ahora, mami y papi deben salir a la reunión.
Frederick, baban ve annen toplantıya gitmek zorunda.
Siempre hemos tenido diferencias, pero debemos ponerlas de lado por el bien de Frederick.
Ayrıldığımız noktalar var. Ama Frederick'in iyiliği için onları bir kenara bırakmayı başardık.
Frederick y yo jugaremos con este nuevo guante que le he comprado.
Freddie ona yeni aldığım beyzbol eldivenini deneyecek.
Frederick no juega béisbol.
Frederick top oynamaz.
Dios mio, tenemos que hacer que acepten a Frederick en esta escuela.
Tanrım, Frederick'i bu okula sokmalıyız.
Ahora, con respecto a Frederick, sus notas son, por supuesto, excelentes, y no dudo que esté siendo acortejado por otras prestigiosas escuelas.
Frederick'e gelince... Notları fevkalâde. Diğer prestijli okullarla flört ettiğine eminim.
Frederick tiene una entonación perfecta.
Frederick'in kulağı çok iyidir.
Hagamos un trato, mientras estemos en casa de Lilith, evitaremos cualquier actividad que pueda hacerle daño a Frederick.
Bir anlaşma yapalım. Lilith'in misafiri olduğumuza göre Frederick'e zarar verecek aktivitelerden uzak duralım.
- Dios Frederick, lo siento mucho. Aprieta ahí arriba.
Frederick, çok özür dilerim Bastır.
¿ Te fijaste en cómo se arquearon esas cejas patricias que tiene cuando mencionaste el Premio Nacional de Ciencia Frederick? - Si.
Frederick'in ulusal bilim ödülünden bahsederken asıl kaşları nasıl da kabardı.
¿ Recuerdas, él mencionó que Frederick estaba siendo cortejado por otras escuelas?
Frederick'in başka okullarla flört ettiğinden bahsetti