Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Fàcil
Fàcil Çeviri Türkçe
42 parallel translation
Es màs fàcil hacer un monedero con la oreja de un tejón.
Domuz kulağından ipek çanta yapmak daha kolaydır.
Sería más fàcil si pudiéramos.
Yapabilseydik senin için iyi olurdu.
Debes de haber sido el objetivo màs fàcil que hayan tenido.
Ellerindeki en kolay yem sendin herhalde.
Serà màs fàcil que uno solo.
Her türlü tek kişi olmaktan daha iyidir.
Serà mucho màs fàcil con eso.
Onunla işini daha kolay görürsün.
- No va a ser fàcil.
- Kolay olmayacak.
Eres uno de esos tipos a los que todo les resulta fàcil.
Her şeyi kolaylıkla elde eden adamlardansın.
Siempre que me miro en el espejo, veo a un tipo al que todo le resulta fàcil.
Evet, aynaya her baktığımda her şeyi kolay elde eden bir adam görüyorum.
No creas que es fàcil.
Kolay olduğunu sanma.
- ¡ Lo tendrán màs fàcil!
- O hızda ördek gibi avlanırız.
Es fàcil ser valiente cuando no tienes nada que perder.
Kaybedecek bir şeyin olmayınca daha cesur oluyorsun tabii.
No va a ser fàcil.
Ama bu pek kolay değil.
No serà fàcil.
Kolay olmayacak.
- Pipí es fàcil para que lo entienda.
- Hayır, çişi kolay söyler.
Si quiere algo fàcil dedíquese a dentista o a alquilar coches.
Kolay iş istiyorsan niye diş hijyen uzmanı ya da araba kiralayıcısı olmadın?
A veces es mucho màs fàcil hablar con alguien ajeno a la familia.
Bazen ailen dışından biriyle çok daha rahat konuşabilirsin.
No es fàcil.
Kolay değil.
Es fàcil creer lo que quieres escuchar.
Bunu sen söyledin! - Duymak istediğine inanmak kolaydır.
Sería más fàcil para Vd.
Bir bakıma, senin için daha kolay.
No es fàcil vivir en la pobreza.
Fakir yaşamanın kolay olmadığını göreceksin.
Si supiéramos lo que buscamos sería màs fàcil de encontrar.
Ne aradığımızı bilirsek daha iyi olur.
No és fàcil ser hincha de un equipo se necesitan años.
Bir futbol fanı olmak kolay değil. Yıllar alır.
Sería muy fàcil.
Kolayca yaparım.
Resulta que no es tan fàcil... porque contrataste a este abogado.
Çok kolay olmuyor. Gidip kendinize bu avukatı tuttunuz, Mitchell Stephens.
El velocímetro era grande y fàcil de ver desde mi asiento.
Hız göstergesi genişti ve bulunduğum yerden okunması kolaydı.
¿ No dijiste que era fàcil seguir a tu pirata informático?
O hackerın izini bulmak kolay dememiş miydin?
Sería más fàcil si pudiera.
Öyle olsa çok daha kolay olurdu.
No fue fàcil, pero había que hacerlo.
Kolay olmadı, ama bu şarttı.
No debe de ser fàcil.
Kolay bir şey değil.
- Ojalà fuera màs fàcil.
- Keşke her şey daha basit olsa.
Quizà no tiene que ser fàcil.
Belki de bu işin basit olmaması gerekiyordur.
¿ Crees que la vida real es fàcil?
Ne, gerçek hayatı kolay mı sanıyorsun?
Quería a tu padre, y una mente como la de él no se apaga tan fàcil.
Babanı severdim ve onunki gibi bir zekanın sona ereceğine inanmıyorum.
Pero sería mucho màs fàcil para mí si te instalaras en Nueva York.
Ama New York'ta bir daire tutman bana daha kolay olacak.
No serà fàcil.
Kolay da olmayacak.
¿ No es fàcil tratar de hacer amigos?
Seninle arkadaşlık kurmak çok zor değil mi?
Oh, esa es fàcil.
Oh, BU kadar basit.
Sabìa que los romanos nos considerarìan un blanco fàcil. Aùn debilitados por la larga marca.
Romalilar'in bizi, o uzun yolculuktan sonra zayif düsmüs kolay bir lokma olarak gördüklerini, biliyordum.
No serà fàcil.
Bu iş hiç kolay olmayacak.
Es fàcil.
Çok kolay.
Porque no serà fàcil.
Çünkü kolay olmayacak.