Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Fórmula
Fórmula Çeviri Türkçe
2,018 parallel translation
Sin embargo, esta fórmula no toma en cuenta la voluntad humana de vivir.
Ne var ki formülün insanın yaşama arzusunu dikkate almıyor.
- Bueno, es una fórmula.
- Bir formülle.
- ¿ Quién descubrió esa fórmula?
- Formülü kim geliştirdi?
Bueno para llenar cien vainas Cassidy necesita 19.000 litros de fórmula.
Şey... 100 küvez olduğunu düşünürsek Cassidy en az 5000 galon formül sıvısına ihtiyaç duyacaktır.
La fórmula debe mantenerse a cierta temperatura para conservar sus nutrientes.
Formülün belli bir ısıda saklanması gerekiyor.
Cuando hallemos la fórmula la sabotearemos para que no funcione.
Formülü nerede sakladıklarını öğrendiğimizde işe yaramaması için sabote etmemiz gerek.
Sin la fórmula, no sirven.
Formül olmadan işe yaramazlar.
... me dio una idea para inutilizar la fórmula.
Formülü etkisiz kılmak için bir fikir verdi.
Si no destruyo todo rastro de la fórmula, la reproducirá.
Bu formülle ilgili her şeyi yok etmezsem yeniden yaratacaktır.
Es la fórmula del fluido.
- Sıvının formülü.
Asumamos que tenemos razón, y la fórmula está ahí.
Diyelim ki haklıyız ve formül orada.
Pero con las vainas y la fórmula el proceso de desarrollo está muy regulado.
Şimdi küvezler ve formülle gelişme aşaması daha düzenli bir halde.
Sofocará todos los nutrientes de la fórmula. - No dejará que crezca nada.
Temelde formüldeki tüm besleyici elementleri boğacak böylece hiçbir şey büyüyemeyecek.
La fórmula de Adam Baylin.
Adam Baylin'in formülü.
Es la fórmula para un acelerador del crecimiento.
Evet. Bu, büyümeyi hızlandıran bir formül.
Es un tipo de fórmula triangular.
Bir tür nirengi noktası formülü.
De acuerdo a esto, una diseñadora llamada Zoe Belle, es propietaria de una fórmula patentada de ropa "antibalas"
Burada yazana göre, Zoe Belle adındaki bir tasarımcı kurşun geçirmez giysilerin patentli formülüne sahipmiş.
Usando la fórmula Y es igual a MX más B, ¿ qué significa B?
y eşittir mx artı b formülünde b neyi simgeler? - Adam senin için öldürür mü?
No, tú sabes que seguimos una fórmula por aquí.
Biliyorsun ki burada bazı kurallarımız var.
Tenemos una fórmula muy simple por aquí...
Biliyorsun ki burada bazı kurallarımız var.
¡ Hemos hallado la fórmula de la poción mágica!
Sihirli iksirin formülünü bulduk.
La fórmula es bastante específico con una película de "viernes 13".
Bir "13. Cuma" filminde formül oldukça açıktır.
Está demostrado que esta fórmula humectante...
Bu gördüğünüz nemlendirici formül...
- La fórmula del metano.
- Metanın formülü. - Hayır.
- La fórmula del matrimonio perfecto.
- Mükemmel evliliğin formülü.
La gente cree que hay una fórmula para estas novelas, y no es así.
İnsanlar romantizmin formülünün bu gibi şeylerle olduğunu sanıyorlar.
Todo lo que les preocupaba, era ordeñar a los clientes y darles lo que querían esa mala fórmula, que compone la peor parte de los trabajos de nuestra industria
Tek düşündüğü müşterileri kazıklamaktı ve çözümü onlara istediklerini vermekte buluyordu.
Pero si su fórmula tiene una debilidad, también la nuestra.
Onların planlarında zayıflık varsa, bizimkinde de olabilir.
En nombre de la ley - fórmula convencional usada para invocar autoridad legal.
Yasal otoriteyi hatırlatmak için... kullanılan standart söz.
"Señor," o bien "amigo", o "caballero",'según la frase o fórmula propia de tal hombre o del país.
Kendinin, memleketinin ağzı, deyimleriyle, "Ah efendiciğim", "Ya canım efendim", "Öyle, öyle, sayın bayım" diye girişecek söze.
Y basada en la NSA, Parece que los norcoreanos le contrató Para robar la fórmula HXP.
NSA kayıtlarına göre görünüşe göre Kuzey Koreliler, HXP formülünü çalması için onu tutmuşlar.
Entonces el raptó a Megan creyendo que ella podría replicar la fórmula.
Bu yüzden Megan'ın formülü yeniden yapabileceğini var sayıyor.
La fórmula funcionó como dijiste Emma.
Söylediğin gibi yem işe yaradı Emma.
Esto no es como la Fórmula 1.
Bu Formula 1'e benzemiyor.
Hace seis semanas, alguien entró en los laboratorios de Ribocore. Robó la fórmula de Priox.
6 hafta önce, biri Ribocore laboratuarlarına girmiş Priox formülünü çalmış.
Si se aplica mal la fórmula, los efectos secundarios pueden ser letales.
Formül yanlış uygulandığında yan etkileri ölümcül olabilir.
Pero alguno de ustedes, cuando descargó la fórmula de Priox dejó sus huellas en el ordenador.
Ama içinizden biri Priox formülünü indirdiğinde veri portunda parmak izini bıraktı.
Bueno... - ¿ Por qué robó la fórmula de Priox?
Pekala Priox formülünü neden çaldınız?
Esa fórmula que vendió, la versión de Priox, está matando a gente.
Sattığınız formül, sizin korsan Priox'unuz insanları öldürüyor.
No entré en el laboratorio para robar la fórmula.
Laboratuara formülü çalmak için girmedim.
¿ Ya sabes quién se coló en el laboratorio y robó la fórmula?
Laboratuara gireni ve formülü çalanı buldun mu?
El químico que entró en el laboratorio no quería conseguir la fórmula.
Laboratuara giren kimyager formülün peşinde değilmiş.
Robó la fórmula, Cal.
Formülü çalmış, Cal.
Encaja muy bien con una fórmula de mil millones de dólares.
Şimdi, bu milyon dolarlık bir ilacın formülü için doğru bir rakam gibi görünüyor.
- ¿ Vendió la fórmula?
Formülü sattın mı?
Sí, vendí la fórmula. Pero entonces encontré el informe y me removió la conciencia.
Evet, formülü sattım ama sonra araştırmayı buldum ve vicdanım sızladı.
Y cree que tiene alguna pista de esta fórmula.
Sence formülde bir ipucu mu gizli?
Hay una fórmula simple para el éxito y la he seguido.
Başarının basit bir formülü var ve ben de onu uyguladım.
¿ Qué fórmula usarían para encontrar el volumen? Sr. Court, me alegra que decidiera acompañarnos.
Hacimi bulmak için hangi formülü kullanıyorduk, hmm?
¿ Podría decirnos que fórmula usaría para encontrar el volumen de este prisma triangular?
Bize katılmaya karar vermenize sevindim.
Me sabía la fórmula de memoria.
Formülü ezbere biliyordum.