Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Geldin
Geldin Çeviri Türkçe
36,230 parallel translation
¿ Qué estás haciendo aquí?
Neden geldin?
¿ Como llegaste tan lejos?
Buraya kadar geldin demek.
¿ Por qué regresaste con el guardia?
- Neden gardiyanla birlikte geri geldin?
Me atacaste por algo que hizo mi prometido, pero la verdad es que todos tenemos secretos.
Benim peşimden nişanlımın yaptıklarını kullanarak geldin ama işin aslı şu ki, hepimizin kirli çamaşırları var.
Solo viniste a mí porque me necesitabas.
Sen sadece bana ihtiyacın olduğu için geldin.
Entonces, ¿ por qué vienes a verme?
- Niye bana geldin?
Bienvenido a Danbury, Sean.
Danbury'e hoş geldin Sean.
- ¿ Y has venido a restregármelo?
Buraya ne için geldin? Nispet yapmak için mi? Hayır.
¿ Cómo llegaste aquí?
- Nasıl geldin?
¿ Entonces por qué me fuiste a buscar?
Peki, o zaman neden evime geldin?
Sí. ¿ Has terminado?
Sen de geldin mi?
Viniste a pedirme dinero.
Benden para istemeye geldin.
Bienvenido a los Ravens. ¿ Bromeas?
Ravens'a hos geldin.
Bienvenido a casa, ¿ eh?
Eve hoş geldin.
¿ Cuándo has venido?
Ne zaman geldin?
Bueno, si estás tan asustado, ¿ por qué has vuelto?
Şimdi, korktuysan, neden geri geldin?
¡ Estáis acabados! Eres la Carnicera.
Sen benim intikamımı almak için yardımcı olmaya geldin! Bitirdin! Sen Kasap'sın.
Sí, y luego regresó.
- Evet ama geri geldin.
convertirte en un asesino?
Bir katil hâline geldin.
Así que fuiste a la escuela... y dijiste todas esas cosas... para que yo... haga...
Yani okula geldin ve bütün bunları söyledin. Yani bu ben yaptırmak için...
Pero viniste de todos modos.
Ama yine de geldin.
Bienvenido al paraíso.
Cennete hoş geldin.
Bueno, has venido a verme, y eso requiere coraje y determinación.
Beni görmeye geldin sonuçta, bu cesaret ve kararlılık ister.
¿ Qué te trae por aquí, Alastair?
Neden geldin Alastair?
¿ Así que viniste hasta aquí después de todo?
- Her şeyden sonra yine de geldin mi?
Ya estás aquí.
Geldin zaten.
- Si viene a pedir tom para su trabajo?
- İşini geri almak için yalvarmaya mi geldin?
Se me hace que tú no tienes tiempo para tonterías.
Zırvalıklara zamanı olmayan bir tip gibi geldin bana.
Sólo cuando viniste a casa fui feliz.
Sadece mutlu olduğunu hatırlıyorum Bir kere eve geldin.
¿ Entonces cómo pudiste invitarnos aquí?
O zaman bizi çağırmak için buraya nasıl geldin?
Bienvenido, mi joven aprendiz.
Hoş geldin genç çırağım.
No intento ligar contigo, pero parecía que estabas triste por algo, y sé que cuando yo estoy triste, me sirve que alguien me consuele.
Hoş geldin dostum. Seni çok özledik. Online poker problemim deli gibi yanıyor.
- Bienvenida a casa.
- Evine hos geldin.
Bienvenida a casa, Amanda.
Evine hos geldin Amanda.
¿ Por eso viniste?
Bu yüzden mi geldin?
¿ Porque vienes de un planeta de fiesteros?
Particilerin olduğu bir gezegenden geldin diye mi?
No, porque tú vienes de un planeta de presumidos.
Hayır, sen züppelerin olduğu bir gezegenden geldin diye.
Bienvenido a Cadmus.
Cadmus'a hoş geldin.
Y viniste.
Sen de geldin.
Bienvenido a Cadmus.
Cadmus'a hoş geldin. Çeviri : muhendisimkiben
Te has vuelto muy importante para mí. Y espero que algún día, tú y yo podamos ser amigas.
Benim için çok önemli biri haline geldin ve bir gün arkadaş olabileceğimizi ümit ediyorum.
Bueno, entonces, bienvenido al club de los simples mortales.
- O halde Aciz Faniler Kulübüne hoş geldin.
Únete a mi club.
Kulübe hoş geldin.
"Únete al club", creo, es la forma en que nuestros amigos flagrantes lo dicen.
Sanırım buradaki ahbaplar "Aramıza hoş geldin." diyorlar.
¿ Has venido a traerme la cena o a fardar?
Buraya bana yemek getirmeye mi geldin yoksa haset etmeye mi?
Bienvenida a casa, Olivia.
Eve hoş geldin, Olivia.
- No ha sido tanto como crees.
Neden şimdi beni almaya geldin?
¿ O querías ver cómo es un negocio exitoso?
Başarılı bir işletmenin nasıl bir şey olduğunu görmeye mi geldin?
¿ Entonces a qué viniste?
- Peki niye geldin?
Entonces lo dejaré en paz.
Ama ne olursa olsun, kurbanın babası bana bağırdığında sen benim için geldin. O zaman seni rahat bırakayım.
Sí, y volviste.
- Evet ama geri geldin.