Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Golde
Golde Çeviri Türkçe
1,004 parallel translation
Ojalá estuviéramos en el sumidero.
Şimdi gölde olmak vardı dostum.
¡ Aquí, en su casa o en una barca en Central Park!
Burada, onun yerinde, ya da parktaki gölde! Git, Tony! Git!
¿ Qué hacía la Sra. Kingsby sola en el lago?
Bayan Kingsby gölde tek başına ne yapıyormuş?
Quizá lo sea, pero a su mujer la encontraron ahogada en el lago.
Olabilir. Ama karısı gölde boğulmuş olarak bulundu.
- ¿ Qué encontró en el lago?
- Gölde ne buldun?
Encontraron una mujer ahogada.
Gölde boğulmuş bir kadın bulundu.
¿ Qué me importa esa mujer en el lago?
Gölde boğulan bir karıdan bana ne?
Es el verdadero nombre de la mujer del lago.
Gölde boğulan kadının gerçek ismi.
Otra cosa. He pescado en cada lago de estas colinas...
Birşey daha var, Bu tepelerin arasındaki her gölde balık avladım.
Me siguió hasta el lago.
Beni gölde izledi.
¿ Qué paso en el lago está tarde?
Bugün öğleden sonra gölde ne oldu?
Josephine March, ¿ viniste de la Laguna Walden en calzones nada más?
Josephine March, gölde sadece şortla mıydın?
Iremos al lago, alquilaremos un bote y navegaremos.
Hatırlıyor musun? Rimoli'de akşam yemeği yiyeceğiz, ardından da göle gidip o cici kayıklardan birini kiralayıp gölde turlayacağız.
Muy bien, tigre. Dame el arma que blandías en el lago,... -... por la culata.
Pekâlâ Kaplan, gölde bana doğrulttuğun şu silahı alayım alırken kabza kısmı bana baksın.
Tenía que saber si su esposo estaba en el lago.
Kocanın o gölde olduğundan emin olmam gerekiyordu.
- ¿ Qué hacían en el lago?
- Gölde ne yapıyordunuz?
Pero estaré en el lago.
Ben gölde olacağım!
Papá y mamá quieren que vengas a pasar las vacaciones en el lago.
Annem ve babam tatilini bizimle birlikte gölde geçirmeni istiyorlar.
He hablado con mi tío y quiere que vaya al lago para pasar mi primera semana de vacaciones con ellos.
Amcamla konuştum. Tatilimin ilk haftasını onlarla beraber gölde geçirmemi istiyor.
LA SRTA. VlCKERS Y compañía DAN UN paseo PoR EL lago
BAYAN VICKERS VE MİSAFİRLERİ GÖLDE BİR GEZİNTİ YAPIYORLAR
¿ Por qué no cogemos unos bocadillos y hacemos un picnic?
Birkaç sandviç alıp gölde piknik yapmaya ne dersin?
¿ Hay mucha gente en el lago hoy?
Bugün gölde çok insan var mı?
Le dije que no había nadie más en el lago.
Ona gölde başka kimsenin olmadığını söyledim.
De niño, estuve a punto de ahogarme en un estanque.
Çocukken bir keresinde neredeyse bir gölde boğuluyordum.
Igual que mis padres... cuando me estaba ahogando en aquel estanque.
... tıpkı ben o gölde boğulurken annemle babamın olduğu gibi.
Al acabar la lucha, ordenaron a Huxley dar con los evasivos restos de la guarnición japonesa.
Duman dağılıp, bölümün kalanı geri döndüğünde Huxley'e yine atik Japon garnizonunu bulması söylendi ki bu sefer adanın 70 kilometre içindeki bir gölde saklanıyorlardı.
- Unos chicos lo encontraron en el lago.
- Çocuklar bunu gölde buldular.
He de admitir que estaban en el lago.
Bunların gölde bulunduğunu kabul etmek durumundayım.
Las hemos llevado al lago, ¿ has estado últimamente?
Seni söylediğim gibi sürüyü sürüyorum gölde kaldım. son zamanlarda?
Tienen que dar permiso para la pequeña laguna.
Küçük gölde avlanmamıza izin verilmeli.
El pequeño Ricky está en el lago sin un remo.
Küçük Ricky, oradaki gölde küreksiz.
- Los otros chicos salen al lago.
- Diğer tüm çocuklar gölde.
Te repito que les hice saltar por los aires.
Onuncu kere söylüyorum sana. Gölde havaya uçurdum onları.
Primos con los mismos gustos de diferentes nacionalidades remando por el lago toda la noche...
Aynı zevklere sahip kuzenler ama farklı uyruklardan ve bütün gece gölde kürek çekiyorlar.
La gallina maúlla en un lago demasiado oscuro...
Tavuk kara gölde ötüyor.
La gallina maúlla en un lago demasiado oscuro...
"Horoz karanlık bir gölde miyavlıyor"
Estaría enfermo incluso en el lago de Finsbury Park.
Finsbury Park'ındaki gölde olduğum gibi hasta olacağım.
Sueño que estoy flotando en un lago.
Rüyamda bir gölde batmadan yüzdüğümü görüyorum.
Siempre soñé con bañarme bajo la luna en un lago encantado.
Ayışığında efsunlu bir gölde yüzmenin hayalini kurdum hep.
Luego se pone a pensar en las horas que Corvo se pasaba en el lago.
Sonra gölde saatler harcayarak Gråvik efsanesini düşünmeye başlıyor.
- ¿ Porqué crees que está en el lago?
- Neden gölde olduğunu düşünüyorsun?
- Para encontrarnos a Corvo en el lago.
- Gölde Gråvik ile buluşmaya.
Pescar truchas en un arroyo entre montañas.
- Dağ kıyısında bir gölde balık tutmayı. - Tabii ya. Öyleyse niye gitmiyorsun?
¿ Lo probarás hoy?
- Bunu gölde denemek ister misin? - Olur.
La señora Marchand sigue todavía en el lago.
Bayan Marchand hala gölde.
Por ahí, en el lago.
Gölde, bir yerlerde.
Y que pasa mucho tiempo en el lago y, sin embargo, no sabe nadar.
Gölde o kadar zaman geçirdiğini ama yüzme bilmediğini.
Fue encontrada en el lago, ahogada.
Cesedi gölde bulundu, boğulmuştu.
¿ Los sábados arrojan piedras al lago?
Cumartesi geceleri neler yapmalıyım? Aşağı gidip gölde taş mı atmalıyım?
Pero si he quedado con Mona en el lago.
Ama Mona'yla gölde buluşacaktık.
Aquella chiquilla minúscula que tanto le gustaba a Raymond aquel verano en el lago.
Hatırladın mı? Şu küçük ürkek kız. Raymond gölde geçen o yaz, ondan çok etkilenmişti.