Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Gor
Gor Çeviri Türkçe
7,095 parallel translation
Salir del pueblo por unos días, ver a tus padres.
Şehirden birkaç gün uzaklaş, aileni gör.
¿ Ojos que no ven, corazón que no siente?
Ne şeytanı gör ne selavat getir
Dije que vieras si teníais algo.
Bir şeyiniz olup olmayacağını gör dedim.
Bueno, entonces, considera esto como una cortesía profesional.
O zaman bunu profesyonel bir nezaket olarak gör.
Pues espera a que recupere mi corazón.
Asıl kalbimi geri aldıktan sonra gör beni.
¿ Contactarse? ¡ Vete al infierno! ¡ Trata de contactarte con mi padre y yo te llevaré de vuelta al infierno!
- Ara da gör bak neler oluyor o zaman!
Tiene que asegurarte, Raylan, que lo haces así... para que el resto de ti pueda seguir a tu mano... por el culo, hasta dentro con toda esa mierda... de la que estás tan lleno, Raylan.
Mutlaka ta dibine kadar sok ki geri kalanın da kıçının içine kadar sağ elini izlesin ki ne kadar boktan bir adam olduğunu gör Raylan.
Solo espera y verás.
Bekle ve gör.
Ya sabes, haz algo y mira si ella hace algo también.
Ortaya bir şey at o da sana geri dönüyor mu dönmüyor mu gör.
¡ Ya verás!
Bak gör sen!
Es mejor si te lo muestro.
Kendi gözlerinle gör daha iyi.
Venid a verme mañana.
Yarın gelip beni gör.
Sobornar al oficial y hacer el trabajo.
Memura rüşvet ver ve işini gör.
"Señor, mantener un ojo."
Sahibimiz, sen bizi gör.
"Todopoderoso, mantener un ojo."
Yüce Tanrım sen bizi gör.
Todo lo he hecho por ti los últimos 6 meses... la marca, la Primera Espada, traerte de vuelta a la vida, ofreciéndote un sitio a mi lado... ha sido un favor, un regalo, lo veas o no.
Son 6 ayda sana yaptığım her şey mühür İlk Bıçak, seni hayata döndürmek sana yanımda yer vermek öyle gör ya da görme bir hediyeydi.
Míralo como quieras.
Nasıl görmek istiyorsan öyle gör.
Sé invisible, pero ve todo. Está bien. Eres lista.
- Görünmez ol ama her şeyi gör.
Debería habértelo dicho por teléfono, pero quería hacerlo en persona.
Sana telefonda söylemem gerekirdi ama kendin gelip gör istedim.
Podrás verlo tú mismo.
Kendin gör.
Ven a visitarnos alguna vez cuando tengas tiempo.
Zamanın olduğunda kendi gözlerinle gör.
Esto es muy gracioso.
- Gel de gör. - Nerede kalmıştık?
Principe, espera y verás lo que pasará después.
Prens, bekle ve sırada ne olacak gör.
Si no quieres mi ayuda, acaba de obtener tu trasero de vuelta en ese distrito y discutirlo con el Sargento Platt.
Eğer yardımımı istemiyorsan kıçını karakola geri götür ve Çavuş Platt'la ne halin varsa gör.
Soy un hard - sólo para usted.
Seni nasıl zorlayacağım gör.
He vivido 60 años y no tengo ni amigos ni enemigos.
60 yıldır hayattayım ama gel gör ki ; ne dostum ne de düşmanım var.
Tienes que ver a tu enemigo antes que él te vea a ti, chico.
O seni görmeden önce düşmanını gör, evlât.
Tenemos que actuar ahora, ver cómo el bien se hace.
Şimdi harekete geçebiliriz. İyi yapıldığını gör.
Disculpa mi vocabulario.
Kullandığım dili mazur gör.
- ¡ No puedes hacer esto.
- Bunu yapamazsın. - İzle de gör.
Debería ver al otro.
Sen bir de diğer adamı gör.
"¿ Sabes, por qué no te quedas a averiguarlo?"
"Bekle de gör o zaman."
¡ Ya es lo suficientemente duro para él!
Babam hayatını nasıl sürdürmüş, gör.
Sueña con reproducción genética.
- Rüyanda üreyen genleri gör.
Si, bueno, piensa en ello como mi modo de hacer las paces y no perder cada mujer de mi vida por Daniel Grayson.
Bunu ilişkilerimi düzeltmenin bir yolu olarak gör. Bir de hayatımdaki her kadını Daniel Grayson'a kaptırmamış oldum.
¡ O arroja los dados y mira si Claire recibe una bala en el cerebro!
Ya da kafana göre davran da, Claire beynine kurşunu yiyor mu gör! Seçim senin!
Toma, míralo tú misma.
Al kendin gör...
Perdona mi entusiasmo.
Heyecanımı mazur gör.
Y el caso es que... disculpa mi lenguaje... es una auténtica mierda.
Sorun şu ki, kabalığımı mazur gör götümün kenarı gibiydi.
Más feliz de lo que jamás visto a nadie en mi vida... lo hiciste.
Daha önce bu kadar mutlu birisini gör... Başardın.
Entonces iguala o levántate y vete, pero me he sentado al otro lado de ti 1000 veces antes.
O zaman gör, ya da kalk git. Ancak senin gibilerin karşısında bin defa oturdum siz kalkıp gitmezsiniz.
Un feto humano totalmente normal.
- Kendin gör. Tamamen normal insan fetüsü.
Mire.
Kendin gör.
- Míreme.
- İzle de gör.
Mira atentamente, bueno para nada, mira cómo se hace porque haré gemir a tu ramera más de una hora después de terminar.
Nasıl yapılırmış iyice bak hanım evlâdı! - Bak gör fahişeni nasıl bir saatten fazla inleteceğim!
Perdona mi falta de compasión, pero no estoy seguro de si has estado lamentando tu situación con Kenna o la mía con María.
Uh, acımasızlığımı mazur gör, ama Kenna olan durumundan ya da benim Mary ile olan durumumdan yakınıp yakınmadığından pek emin değilim.
Espera a que veas tu habitación.
- Bir de kendi odanı gör sen.
Abre los ojos y mira tu futuro.
Gözlerini aç ve geleceğini gör.
Véalo usted mismo.
Kendi gözünle gör.
Esa actitud es la razón por la que... voy a sancionarlo dándole estos casos pro Bonos.
Bu nedenle Sana Bono davasına veriyorum ne halin varsa gör.
De hecho, estaban en ese andén el día que apuñalaron a McCombs.
Öğrendiğime gör polis, McCombs öldüğü gece o platformda olan birkaç görgü tanığı daha bulmuş.