Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Green
Green Çeviri Türkçe
4,042 parallel translation
¿ Cómo es la vida en Bowling Green?
- Bowling Green'de hayat nasıl?
¡ Bethnal Green!
Benthnal Green!
Creo que será Oakland o Houston contra Green Bay.
Galiba Oakland veya Houston'la Green Bay oynuyor.
Hay irlandeses en Green Lanes que dejaron Belfast para huir de él.
Green Lanes'de ki İrlandalılardan kurtulmak için Belfast'a kaçırıyorlar.
Soy Polly Green.
Polly Green.
¿ Dónde está la víctima? Se llama Skylar Green.
Ve de Jack Marshall'ın yaşamını anmak için.
Y coincide perfectamente con la de Skylar Green.
Bardayken etrafıma bakıp düşünüyordum... " Burada olan birisi işte.
No he matado a Skylar Green.
Lady Gaga gibi mi giyindin?
Estaba cubierto de la sangre de Skylar Green.
Son işinde içtikten sonra bir çocuğa saldırdın. Ona saldırmadım.
No he matado a Skylar Green.
Karen soruşturmanın başında Dedektif Hardy'nin olduğunu söyledi.
También prueba que le drogaron la noche en que mataron a Skylar Green.
Olly, bu gece için plan yapmadın değil mi? - Yaptım, buluşmaya gidecektim...
Bueno, tenemos un partido en Cleveland, después uno en Green Bay y luego de vuelta a aquí.
Cleveland'da bir maçımız var, sonra Green Bay'de, sonra geri döneceğim.
Green River.
Green nehri.
Aparentemente una subestación de Qualcast está construyendo recogiendo la ira de Green First, una empresa local no lucrativa, diciendo que las señales molestan el santuario de lechuzas, probablemente matando abejas.
Görünen o ki, yaptıkları yeni bir baz istasyonu Önce Yeşil denen yerel bir sivil toplum kuruluşunun sinyaller baykuş barınağını rahatsız ediyor ve arıları öldürüyor diye gazabını çekmiş.
Bentley es un buen modo de empezar si Green First quería el proyecto sepultado.
Önce Yeşil bu projeyi gömmek istediyse Bentley iyi bir başlangıç.
Bienvenidos a Green First.
Önce Yeşil'e hoş geldiniz.
La mayoría de la congregación se mudó a Green Rock Holler.
Cemaatin çoğu Green Rock Vadisi'ne taşındı.
Caminaría hacia el tee todo nervioso, haría algunos swings torpes como calentamiento, y luego golpearía la bola justo en el centro, la vería surcar el aire en un arco majestuoso, aterrizar en el green, y dejar a mi padre boquiabierto.
Başlama yerine çok tedirgin bir şekilde gidip beceriksizce birkaç atış alıştırması yapacaktım. Sonra o topa tam ortasından vurup gökyüzüne doğru çizdiği kavisi ve çimlere düşüşünü izleyecek ve babama "vay be" dedirtecektim.
La extraña vida de Timothy Green.
Timothy Green ´ in Sıradışı Yaşamı.
La víctima es Hannah Green, 23 años.
Kurbanın adı Hannah Green, 23 yaşında.
Sé que tenía problemas con su hermano...
Kardeşi Charlie Green ile sorun yaşadığını duymuştum.
Sr. Green, ¿ cuándo habló por última vez con Hannah?
Bay Green Hannah ile en son en zaman konuştunuz?
Pero usted... está arrestada por el asesinato de Hannah Green.
- İyiyim. Ama siz Hannah Green'i öldürme suçundan tutuklusunuz.
Mira, no estoy seguro de cuál sea la etiqueta marciana aquí pero Green Beetle tiene razón, necesitamos confiar mutuamente, lo que significa que necesitamos confirmar que él es quién dice ser.
Bak, Mars görgü kurallarını bilmiyorum fakat birbirimize güvenmemiz gerekiyor... Bu da onun söylediği kişi olduğunu teyit etmemizle olabilir.
Green Beetle está de nuestro lado.
Yeşil Böcek bizim tarafımızda.
Tengo un colega, Green Beetle.
Benim bir dostum var, Yeşil Böcek.
Ahora tenemos que conseguirte a Green Beetle.
Şimdi sizi Yeşil Böceğe götürmemiz gerekiyor.
Lo que es sin duda tan importante como que Green reiniciase tu escarabajo para controlar la carne de su interior.
Ki bu da en az Yeşilin senin böceğini bulunduğu eti kontrol etmesi için ayarlaması kadar önemli.
Anteriormente en Green Lantern...
Yeşil Fener'de daha önce...
Green Lantern Jordan, tú me acompañarás.
Yeşil Fener Jordan, sen bana eşlik edeceksin.
Gracias, Green Lantern Hal.
Teşekkür ederim, Yeşil Fener Hal.
Me esforzaré por no hacerlo, Green Lantern Hal.
Bunun için elimden geleni yapacağım, Yeşil Fener Hal.
¿ Cuándo terminará mi dolor, Green Lantern Hal?
Ne zaman acım sona erecek, Yeşil Fener Hal?
Nuestra presencia es un símbolo de la alianza recientemente formada entre los Red y los Green Lantern.
Varlığımız Yeşil ve Kırmızı Fenerler arasında kurulan ittifakın bir sembolü.
La élite de Green Street, eso es lo que somos, amigo.
Yeşil Sokak Elitleri, işte biz buyuz, ahbap.
Somos el "Green Street Elite", y seremos la empresa número uno de nuevo. ¿ Están conmigo?
Bizler Yeşil Sokak Elitleriyiz ve yeniden bir numaralı grup olacağız. Benimle misiniz?
- Bien hecho por traer Green Street de nuevo a la vida.
YSE'yi yeniden hayata döndürdüğün için tebrikler.
Hace milenios fueron conquistadores, y se necesitó a todo el Cuerpo de Green Lanterns para frenar su avance. Aquello desembocó en un pacto firmado con los Guardianes del Universo.
Binlerce yıl önce, onlar işgalcilerdi ve tüm Yeşil Fener Birliği'nin uğraşı sayesinde Evrenin Koruyucuları ile bir antlaşma imzaladılar.
Los diagramas de Green Beetle dan en el clavo, al menos por lo que veo.
Yeşil Böcek'in hesapları doğru çıktı. En azından şimdiye kadar.
Vale, esperemos que Green Beetle sepa lo que hace.
Tamam, umarım Yeşil Böcek yaptığı işi iyi biliyordur.
- Después de que te desmayaras me metí en tu habitación con una botella grande de bronceador,
- Sen sızdıktan sonra büyük bir şişe güneş yağıyla odana girdim bir Al Green şarkısı açtım ve....
- puse algo de Al Green, y...
Hayır!
Soy el director de seguridad del Dr. Greer.
Dr Green'in güvenlik ekibinin başıyım.
Hay una empresa llamada Green Passages.
Green Passages adında bir şirket.
La consejera de muerte de Monica en Green Passages.
Monica'nın Green Passages'daki ölüm danışmanı.
Usted debe ser el director de Green Passages.
Siz Green Passages'in yöneticisi olmalısınız.
Bueno, Sweets dijo que el Dr. Craig inició un pleito contra Green Passages por la profanación de la tumba de su mujer, y no puedo culparle por ello.
Sweets, Dr. Craig'in Green Passages'a karşı karısının mezarına yapılmış bir hürmetsizlikten dolayı dava açtığını söyledi, bu durumun onun için utanç verici olduğunu söyleyemem.
¿ Entonces Skylar Green está muerta?
Teşekkürler.
La conexión de Skylar Green con Steve Owen no es una coincidencia.
- Olur.
No se han encontrado drogas. ¡ No he matado a Skylar Green!
Seni fotoğrafından tanıyorum. - Cate. - Beth.
Las fibras del cinturón que fue usado para estrangular a Skylar Green coinciden con las fibras de la valla.
Sen bir harikasın. Biliyorum canım.