Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Halloran
Halloran Çeviri Türkçe
193 parallel translation
- Hasta luego, Sra. Halloran.
- Hoşça kalın, Bayan Halloran.
- Hasta luego, Sr. Halloran.
- Hoşça kalın, Bay Halloran.
- Jim Halloran.
- Halloran'la yeniden çalışmaya ne dersin?
De piernas, el detective Jimmy Halloran es todo un experto.
Konu oradan oraya gezmek olduğunda Detektif Halloran bir uzman olarak devreye giriyor.
El Edificio Chafey, dieciocho calles al sur y cuatro al oeste.
Chaffee Binası, Halloran. 18 blok güneyde ve dört blok batıda.
Ahí tienes tu ciudad, Halloran.
Burası senin şehrin, Halloran.
Ahora, la boutique de Grace Hewitt, calle 57 oeste.
Bir dahaki durağın giyim mağazası, Halloran. 57. Batı sokağında, Grace Hewitt'teki.
- Mire, señor Halloran, Jean es mi amiga.
- Gerçekten, Bay Halloran. Jean benim arkadaşım.
Halloran, eres un cobarde.
- Halloran, sen bir korkaksın.
Halloran, una pregunta para ti.
Selam, Halloran. Sana bir soru.
¿ Alguna novedad sobre el anillo?
Ayakların buna nasıl dayanıyor, Halloran? Şu yüzük araştırması nasıl gidiyor?
Halloran, de la Criminal.
- Evet doğru. Dedektif Halloran, cinayet masası.
Cuando Halloran llame a la central, o Fowler o Constantino, decirles que Garzah puede ser nuestro McGillicuddy.
- Peki, efendim. - Şimdi dinle, Ben. Halloran, Fowler ya da Constantino ararsa - davanın anahtarının Willie Garzah olabileceğini söyle.
Al inspector James Halloran, 26 años, y William Garzah, buscado por asesinato en el distrito 20.
Bit tanesi, Dedektif James Halloran, 26 yaşında. Diğeri, 20.bölgedeki bir cinayetle bağlantısı araştırılan William Garzah.
Lo perdiste, Halloran.
Onu kaybettin, Halloran, öyle değil mi?
Dan, es Garzah!
Dan, bu Garzah! Halloran peşinden gitti!
No disparéis si no es necesario.
Sen de Halloran'la git! Gerekmedikçe ateş etmeyin.
No nos hemos colado. El señor Halloran nos dio permiso.
Merak etme, salona girmemize Bay Halloran izin verdi.
- Sargento Halloran, Homicidios.
Çavuş Halloran, Cinayet Masası.
Conécteme con el sargento Halloran, por favor.
Çavuş Halloran'ı bağlar mısınız lütfen.
- ¿ Otra cerveza, Sr. HaIIoran?
Bir bira daha iç, Bay Halloran?
Brindo por ti... por Io que me enseñaste de joven.
Sana, Halloran, gençliğimde bana iki şey öğrettiğin için.
Este gran editor de prensa me enseñó a no fiarme de nadie... ni de uno mismo.
Bu büyük gazeteci bana kimseye, özellikle Bay Halloran'a, hiç güvenmemeyi, öğretti.
- ¿ Qué hizo el Sr. HaIIoran?
Ve Bay Halloran ne yaptı?
Sr. HaIIoran, no ha cambiado en 30 años.
Bay Halloran, siz 20 yıldır değişmemişsiniz.
¿ Hay algún titular de peso esta noche?
Bu gece büyük başlık var mı, Bay Halloran?
- Sr. HaIIoran...
Bay Halloran...
No debe hacer eso, Sr. HaIIoran.
Onun yapmak zorunda değildin, Bay Halloran.
- ¡ Sr. HaIIoran!
Bay Halloran! Bay Halloran!
Mire esto.
Hey, Bay Halloran, şunu yüklen.
¿ Qué ocurre, Sr. HaIIoran?
Sorun ne, Bay Halloran?
- Sí, ¿ no cree?
Siz ne düşünüyorsunuz, Bay Halloran?
Se Ie veía asustado.
Biliyorsun, o fena helde korkmuştu, Bay Halloran.
¿ Otra, Sr. HaIIoran?
Bir başka el, Bay Halloran?
Sr. HaIIoran.
Bay Halloran.
Toda broma tiene un final.
Fakat her şakanın bir bedeli olmalı, Bay Halloran.
Atravieso el campo de equitación, y llego a los Halloran y a los Gilmartin.
Peşinden hara, oradan Halloran'lar ve Gilmartin'ler.
A través del campo de equitación hasta los Halloran.
Oradan hipodrom boyunca Halloran'lara...
- Soy amigo de los Halloran.
- Halloran'ların bir arkadaşıyım.
¿ Cuánto lleva de chófer para los Halloran?
Ne zamandır Halloran'ları şoförüsün?
"En la reunión de la junta, se rechazó la propuesta de los Halloran porque se atestarían de alumnos las escuelas públicas".
"Belediye meclisi toplantısında, yerel mülk sahipleri....... Halloran'ların önerisini, devlet okullarını aşırı kalabalıklaştıracağı gerekçesiyle reddetti"
- Me llamo Halloran, ¿ y Ud.?
- Adım Halloran, Senin ki?
Soy David Halloran, de Chicago.
İsmim David Halloran, Chicago'luyum.
Teniente Halloran, ¿ quiere decir algo?
Tğm. Halloran, Bir şey mi söyleyecektiniz?
- ¡ Odio al Teniente David Halloran!
- Tğm. David Halloran'dan da nefret ediyorum!
¡ Halloran, te quiero!
Seni seviyorum, Halloran!
Halloran irá en cabeza.
Halloran, sen filo liderisin.
Teniente Halloran, quisiera hablar un momento con Ud.
Tğm. Halloran, sizinle konuşmak istiyorum.
¿ Halloran llamó? ¿ Cuándo?
Ne zaman aradı?
¿ Y qué podemos hacer?
Şey, ne yapacağız, Bay Halloran?
- Está bien.
Tamam, Bay Halloran.