English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Hani

Hani Çeviri Türkçe

15,653 parallel translation
¿ Le dijiste a Vincent que le pagarías el alquiler?
- Hani Vincent kirasını kendi ödeyecekti?
- la viste allá, la saludaste.
yukarıda gördüğün? - Tanışmıştın hani.
¿ Podríamos poner un escarbadientes adentro para la dulcinea de Richard?
Hani diyorum ki Richard'ın kız arkadaşınkine kürdan yerleştirsek.
Pensé que me podía mudar contigo por un tiempo.
Hani diyorum bir süre sende kalsam.
¿ Dónde yo estoy sola en... una habitación y tú sólo en la otra habitación?
Hani şu benim bir odada, senin de başka bir odada yalnız olduğun ev mi?
Y la misma compañía que hace esta chaqueta "Salón de la Fama", de la cual no me preguntaste aún.
Ayrıca bunu da aynı şirket üretiyor. Lafını açmadığın yıldızlar sıralaması ceketim hani.
- Pensé que era el entrenador.
- Hani kıçtın sen?
Pensaba que, ahora que eres rico y famoso, podrías comprar la casa y dármela a mí.
Ben de şey düşündüm. Hani sen şimdi aşırı zengin ve ünlüsün ya, belki yurdu satın alıp bana verebilirsin.
Es el mismo hombre que brutalmente quemó un campo con mi hierba para poder drogar a Dios.
Sırf Allah kafası yaşamak için hiç acımadan bir tarla otumu yakan adam hani.
Solías llamarme mascota o criado.
Hani eskiden maskot derdin bana, uşak derdin.
¡ Usé el traje de cabra!
Keçi kostümü giyerdim hani.
Soy el... Yo...
Hani...
- página 21 del libro.
- Defterin 21. sayfası hani.
A bizcocho le gusta el tomate.
Domates gibi bisküvi hani.
¿ El de Chadlandia?
Hani Chadland falan.
Sí. ¿ Cómo se llama esa cosa que usan para buscar...?
Hani şu şeyi araştırdıkları şeyin adı neydi...
- ¿ Dónde están?
Hani nerde?
Pero, tu ¿ sabes que actualmente eres un empleado de la compañía?
Hani şu anda şirketin bir çalışanısın ya.
Creí que dijiste que esto no iba a ser peligroso.
- Tehlikeli olmayacağını söylüyordun hani.
Bueno, tú sabes cuando, emm...
Hani şey...
¿ Recuerdas la semana pasada cuando estaba corto para el alquiler?
Hani geçen hafta kirayı denkleştirememiştim, hatırladın mı?
¿ Cuando dije "oh oh"?
Hani ben "aa" demiştim?
Del año pasado, ¿ no?
Geçen sene hani.
Y la idea era hacer una película experimental, de tipo artístico.
Düşüncemiz, deneysel bir film yapmaktı hani şu sanatsal tarzda olanlardan.
¿ El que tiene el disco de hockey en el rostro?
Hani suratında kocaman beni olan?
Ya sabes, con, como impuestos a la herencia, y todo eso?
Hani miras vergileri falan?
Y-usted sabe que decir,
Şu lafı bilirsiniz hani,
¿ Qué pasó con eso de nada de señal?
- Hani telefon çekmiyordu?
¡ Creí que nos estábamos besando!
- Öpüşüyorduk hani?
El plan que estás tratando de ejecutar desde... ¿ Que, el Octavo Grado?
8. sınıftan beri hayata geçirmeye çalıştığın plan hani.
¿ Y la grúa?
Hani çekici gelecekti?
¿ Sabes cuándo el aceite cae de un auto? Y está en un charco, y es como seis colores juntos?
Hani arabadan yağ sızıp birikir ya ve altı renk birlikte gibi olur.
La gente que vino a proteger...
Hani su korumaya geldiginiz insanlar var ya?
¿ Y el batallón?
Hani tabur yollayacaktiniz?
¿ Esa nave que empezó todo ese desastre, sabes?
Hani şu sorun çıkaran gemi var ya?
Hola, tío. ¿ Nos recuerdas, de la tienda de esquí?
- Güzel. Merhaba dostum. Hatırladın mı bizi kayak dükkanındaydık hani?
Está relacionada con el chico dominicano que tuvo esa...
Şu Dominikli çocukla alakası var. Hani Joey'in...
Creí que terminaban...
Hani okul...
¿ Recuerdas cuando me metiste el corcho al culo?
Hani popoma tıpa takmıştın ya.
Creí que querías que empezara a hablar de nuevo.
Hani tekrar konuşmamı istiyordun?
Siempre se fuma toneladas de hierba y toma malas decisiones.
Tekila kokuyordu hani. Bir de kötü seçimler gibi.
¿ Entiendes fantasmo?
- Fantasmo, hayalet hani.
Estacionamos cerca y... esperamos nerviosos, ¿ no?
Hani şöyle arabayı yakına park et, ve... Biraz terleteceğiz yani değil mi?
La gente que sabe hacerte enfadar y esa mierda, y luego está la gente especial que solo sabe, solo sabe, joder, llevarte a ese lugar donde te pasas de la raya, y ella lo sabe, y es como que ella...
Biliyorsun, hani senin bam telini bilen insanlar vardır ve sonra onun özel biri olduğunu bilirsin seni kahrolası bir yolun kenarından kendilerine nasıl çekeceklerini bilirler ve o da öyle yaptı, adamım o öyle- -
No lo tienes permitido.
- Hani zararlıydı?
Te arruinaste solo. Ahora esa dulce fiscal está afilando su cuchillo y el juez la ayudará a matarte por ir a juicio.
Şu anda, savcı, hani o tatlı bayan var ya bıçaklarını biliyor ve hakim de kendisine yardımcı olacak...
Es como ir al dentista y limpiar los dientes.
Dişçiye gitmek gibi bir şey yani. hani dişlerini temizletirsin ya.
Sería igual que la intensificación, Recuerda, todas las náuseas y luego toda clases de complicaciones podrían poner en marcha...
Tıpkı nekahat devrendeki gibi, hani, o bulantıları, envai çeşit komplikasyonları hatırla sonra.
Él solía pasar el rato conmigo en... séptimo grado.
Orta ikideyken filan, benimle takılırdı hani.
¿ Oh, él es como el orgullo gay o algo?
Oh, eşcinsellerin onur yürüyüşü mü ondaydı hani?
La grande, la que se usa como punto para la I.
- Büyük lamba. Hani şu benekli olan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]