Translate.vc / İspanyolca → Türkçe / Harvest
Harvest Çeviri Türkçe
63 parallel translation
Está por llegar la cosecha.
Harvest gene başladı.
Pues nos sentamos con las manos juntas y silbamos canciones a la luna.
Oturuyoruz, elele tutuşuyoruz ıslıkla, Shine On Harvest Moon şarkısını çalıyorum.
- ¿ El que escribió Winter Harvest?
- "Kış Hasadı" nı yazan adam mı? - Mm-hmm.
"Harvest" y "Heaven" a La Panne, a toda prisa.
La Panne'deki herkesi son hızla toplayın.
Calefacción a gas, aire acondicionado, muebles de Harvest Gold en la cocina.
Doğalgazlı, klimalı Mutfak Altın Hasat armatürlü.
Pensé en ir al Gentle Harvest.
Gentle Harvest'a gideriz diye düşündüm.
It's our harvest season, you see.
Hasat dönemimiz, gördüğün gibi.
Mesa de Cosecha a 101. Un impermeable azul va al este.
Harvest Masası 101, lacivert paltolu biri doğuya gidiyor.
Y dándole la mitad de la cosecha a los Dragones, de cualquier manera.
And giving half the harvest to the Dragons, anyway.
Llevarlo de nuevo a su casa en Golden Harvest,
Sid'i eve, Altan Hasat'a götüreceğiz.
En la actualidad, la gente se está muriendo En Golden Harvest.
Şu anda Altın Hasat'ta insanlar ölüyor.
Un ejército de sicarios independientes Está matando todo lo que se mueve en Golden Harvest
Tetikçilerden oluşan bir ordu Altın Hasat'taki herkesi öldürmeye başladı.
Golden Harvest ya no es mi preocupación.
Altın Hasat artık benim sorunum değil.
Ragatz no es precisamente el Presidente del club de la alegría de Golden Harvest.
Ragatz Altın Hasat koro başkanı olacak türde biri değil.
De cualquier manera, Golden Harvest es un campamento armado en estos días.
Altın Hasat son günlerde silah kampına dönmüş durumda.
Se titulaba Blue Harvest, Horror Beyond Imagination.
Açıklama olarak da "Hayal Ötesi Dehşet" yazdık.
En plan : "¿ Qué es Blue Harvest?" "¿ A quién le importa?".
"Bu Mavi Hasat da neyin nesidir böyle?" "Aman boşver, kime ne!" diyorlardı.
Numb3rs - 2x14 Harvest
Transcript : Raceman
It's been a good harvest.
Haydi içelim kardeşlerim. Hasat bereketliydi.
Se cambió el nombre a Angela Harvest.
Adını Angela Harvest olarak değiştirdi.
"Hargreen Harvest."
"Hargreen Harvest."
Sabíamos que Emolia le daba datos a la IAD y que estaba en la casa de Harvest.
Emolia'nın muhbirlik yaptığını biliyorduk. Harvest'taki evde kaldığını.
Es tan excitante, sabes, de.. de la publicidad y despues las reuniones con los distribuidores, todo de repente, estás al telefono con un agricultor hablando del rendimiento de las cosechas.
Çok heyecan verici. Reklamlar, ve dağıtıcılarla olan toplantılardan sonra, birdenbire, Harvest bağlarından bir çiftçiyle telefondasın.
Ella fue Princesa de la Cosecha, alli.
Harvest Princess'deydi.
Necesito una lista de crímenes que involucren parejas dentro de un radio de 150 km de Harvest, en los últimos dos años.
Son 2 yılda 90 mil yarıçaplı bölgede meydana gelen tüm suçların işbirlikçilerle birlikte listesini istiyorum.
Bien, me alegra tener el número de la empresa City Harvest.
Neyse ki kampanya numaraları elimde.
Eso fue todo lo que duró, para lo más fuerte regresar.
Harvest gezegenini geri almak için geçen süre.
Por supuesto, todo eso es lo que es ahora, un infierno ahí.
Harvest gezegeninin bugünkü hali de aynı... Cehennem gibi fakat en azından gezegen tekrar bizim elimizde.
Tengo ordenés de investigar ampliamente.
Aldığımız emirler Harvest'i araştırmamız yönündeydi.
La cuenta de Golden Harvest.
The Golden Harvest hesabı.
Dile que es para la cuenta de Golden Harvest.
Golden Harvest hesabını iste.
Me pareció que Golden Harvest sonaba familiar.
Sanırım bu Golden Harvest tanıdık geliyor.
Estuvimos pensando en no hacer este. FOX nos obligó a hacerlo.
Fox bizi yapmaya zorladı. "Blue Harvest'ı" yaptığımızda bize "Siz çıIgınsınız" dediler.
Un etíope, Haile Gerima hizo esta notable película, Harvest : 3.000 Years.
Etiyopyalı Haile Gerima, dikkate değer "3000 Yıllık Hasat" ı çeker.
La señorita de la Vendimia 1961 los candidatos a la alcaldía.
"Bayan Grape Harvest 1961" Belediye başkan adayı.
Yo sólo culié a mi hijo en el festival de la vendimia.
Oğlumu sadece Harvest Festivali'nde rezil ettim.
Cuando estaba construyendo parques, ayudando a la comunidad, y organizando el Festival de la Cosecha.
Ben parklar inşa ederken, topluma yardım ederken, ve herkesi Harvest festivalinde bir araya getirirken,
Hace cinco años, Frank Arnestos, un contador que hacía de tesorero de la iglesia Grace Harvest en Little Rock desapareció con los fondos de la iglesia.
Beş yıl önce, Little Rock'taki Grace Harvest Kilisesi'nde veznedar olarak çalışan muhasebeci Frank Arnestos... -... kilisenin parasıyla kaybolmuş.
- El reverendo Lance Calvin era el ministro de la Iglesia Grace Harvest. ¿ Coincidencia?
Kilisenin pederi Peder Lance Calvin'miş.
Cosecha de la Naturaleza es nuestro nombre.
Çiftliğimizin adı, Nature's Harvest.
¿ Es de esa colección de cosechas naturales de Chico?
chico nun harvest naturals kolleksiyonundanmı?
Harvest.'s, amigos! .
İşte Reaping, sürtükler!
Es Harvest, amigos!
İşte Reaping, sürtükler!
Harvest Moon.
Harvest Moon.
Josh! este tribunal ha decidido no infligir más dolor de su madre con cualquier tipo de tiempo de prisión en su persona.
Bay Harvest, daha önceden işlemiş olduğunuz suçlar ahlâka ayırı davranış, uyuşturucu bulundurma, belgede sahtecilik,... kimlik hırsızlığı, devlet malına zarar. Tüm bunlara rağmen, juri annene daha fazla acı çektirmemek için seni herhangi bir hapis cezasına çarptırmadı.
El señor de la cosecha.
Evimize hoş geldin, Bay Harvest.
esto es Sr. Josh cosecha. Es nuevo en nuestra escuela.
Çocuklar, Bay Josh Harvest okulumuzda yeni.
Joshua N. cosecha.
Joshua N. Harvest.
¿ Qué hay de Shine On, Harvest Moon?
Mahkeme, suç işlediğinizde gittiğiniz yerdir.
Él está en Golden Harvest.
Altın Hasat'ta.
Cuando hicimos "Blue Harvest" dijeron :
Vazgeçirmeye çalıştılar ama bir ton para kazandık o işten.